21. Bilye Kimine göre Misket
Şimdilerde sadece akvaryum fanuslarda rastladığımız bilye ya da misket ya da cıncık eğlencesi sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi gelen müthiş bir eğlenceydi. Sonsuza dek sürecekmiş gibi gelirdi çünkü herkes her akşam yatmadan önce ve ayrıca gün içinde 25 kez kaç bilyesi olduğunu sayardı.
Bilye sporuna gönül vermişler bu oyunlarda rakibe psikolojik çöküntü yaşatmanın, moralini düşürmenin etkisi el becerisinden daha önemlidir. O yüzden baş, kuyu, tulumba, üçgen hangisi olursa olsun muhabbet, şaka, eğlence eksik olmaz.
İşin pis tarafı ise mahalledeki öküz abilerdir. Siz hep birlikte oyun oynarken -hatta bazen evli barklı olan kocaman adamlar- "hohahahröhaha" gibi ayımsı sesler çıkararak yerdeki bütün bilyeleri alıp kaçarlardı. Kaçmasa bile bir şey diyemezsin adam senin sekiz katın.
Bi de Gafçik/Gaflik ya da Eneke adı verilen diğerlerinin tamamından değerli bir misketiniz olur. O uğurludur, daha renklidir, daha büyüktür, küçüktür, yaralıdır, ne bileyim bi olayı vardır. Ve onu kaybetmek kumar masasında ceketini bırakmak, dahası .ötü kaybetmek gibidir.