Geçtiğimiz günlerde NASA, uzay araştırmaları tarihinde, en önemli keşiflerden birine imza atmış ve Dünya'dan 40 ışık yılı uzaklıkta, 7 farklı gezegenin bulunduğu yeni bir gezegen sistemini keşfetmişti.
Bu 7 gezegen, pek sıradan gezegenler değiller. Bunun nedeni ise 7 gezegende de sıvı suyun mevcut olması ve boyut olarak Dünya ile oldukça benzerlik göstermesi. İşte bu gezegenler hakkında bazı açıklamalarda bulunan Belçika’daki Liege Üniversitesi Astrofizik Bölümü’nden Dr. Emmanuel Jehin ve NASA Spitzer Uzay Merkezi’nden Sean Carey, geleceğe dair oldukça meraklanmamızı sağlayan bazı önemli şeyler belirtmişler.
Araştırmacılara açıklamalarına göre bu 7 gezegenin tümünün yüzeyinde su bulunması ihtimali mevcut. 3 tanesi ise 'yaşanılabilir' kategorisindeki gezegenler ve bu gezegenlerde sıvı şekilde su bulunduğu konusunda araştırmacılar oldukça umutlu. Bir diğer konu ise atmosfer.
Araştırmacılar, söz konusu gezegenlerde atmosferin de bulunma ihtimalinden söz ediyorlar. Üstelik bu atmosfer, yine yaşama elverişli bir şekilde olabilir. Tabi sadece bunlar değil, gezegenlerin bulunduğu sistem de bizim Güneş Sistemimize benzemekte. TRAPPIST-1 yıldız sisteminde, gezegenler merkezdeki güneşin etrafında dönmekteler.
Bir Gezegenden Diğerine Tatile Gittiğinizi Düşünün
Bulunan yeni gezegenler birbirlerine oldukça yakınlar. Bu yakınlığa basit bir örnek verecek olursak, Dünya ile Ay'dan daha yakınlar. NASA'nın Plüton sistemini incelemek üzere gönderdiği New Horizons uzay aracı, Dünya'dan fırlatılmasından sadece 8 buçuk saat sonra Ay'a ulaşmayı başarmıştı. Söz konusu gezegenlerin Ay'dan da yakın olduğu göz önünde bulundurulursa, sadece hafta sonu gezisi için bir gezegenden diğerine gidebilirsiniz.
Örneğin; bulunduğunuz gezegen soğuk mu? Dert değil. Uzay aracına atlayıp birkaç saat içinde sıcak, plajları güzel bir gezegene geçebilirsiniz. TRAPPIST-1 yıldızının rengi turuncu ve kırmızı tonlarında. Bu da, 7 gezegende sürekli olarak bir gün batımı havası oluşmasını sağlıyor.
Pek çok sorunun yanıtını James Webb Uzay Teleskobu verecek
TRAPPIST-1, sadece 40 ışık yılı uzaklıkta. Tabi burada 'sadece' kullanmamız, bize yakın olduğu anlamına gelmiyor. Fakat daha önceden keşfedilen yerler göz önüne alındığında, TRAPPIST-1 oldukça yakın diyebiliriz.
İşte bu durum da gezegenlerin çok daha detaylı incelenmesini sağlayacak. Şu an için Hubble bu konuda çok fazla yeterli olmasa da, onun yerine geçecek ve ondan 100 kat daha güçlü olan James Webb Uzay Teleskobu, bizlere bu 7 gezegen hakkında oldukça önemli şeyler sunacak.
Bu şeylerin içinde gezegenlerin gerçek yüzey görüntüleri ve atmosferlerindeki "biyolojik imza" maddeleri de bulunmakta. "Biyolojik imza" dediğimiz bu maddeler eğer bulunursa, bu keşif söz konusu gezegenlerde hayatın olması anlamına da gelecek.