DEÜ Rektör Yardımcısı ve Biyofizik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Özgören, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beyinsel araştırmalar konusunda ulusal ve uluslararası araştırmaların sürdüğü biyofizik ana bilim dalında beynin duyu uyaranlarına verdiği tepkilerin ölçümlenmesi konusuna odaklanıldığını, 7 yıllık bir çalışma sonucu dünyanın ilk 5 duyu test laboratuarının oluşturulduğunu bildirdi.
Dünyadaki diğer deney laboratuarlarında çeşitli duyulara ilişkin test laboratuarlarının bulunduğunu, DEÜ bünyesinde de 2007 yılında kullanıma açılan test laboratuarının 2013'te tat testinin de tamamlanmasıyla 5 duyuya ulaştığını anlatan Öngören, böylelikle beyne 5 duyunun verdiği tepkilerin entegre olarak ve aynı ortamda ölçülebildiğini ifade etti.
Kafaya yerleştirilen elektrotlar vasıtasıyla sağlanan ölçümlemenin uyku ve anestezi etkisi altında da yapılabildiğine değinen Özgören, şöyle konuştu:
"Türk mühendislerinin yazılımlarıyla ve 7 yıllık çalışma sonucu kurulan bu laboratu çok farklı alanlarda araştırma yapan bilim insanları yararlanıyor. Bugüne kadar üniversitemiz bünyesinde yürütülen parkinson, şizofreni, alzheimer hastalıklarına yönelik bilimsel araştırmalarda laboratuvarımız etkin olarak kullanıldı.
Bu hastalıkların tanısına ilişkin somut adımlar atıyoruz. Ayrıca görme ve işitme engellilere yönelik de bazı test çalışmaları yaptık.
Dünyada bir ilk olması nedeniyle çeşitli ülkelerden bilim insanları da çalışmalarını yürütmek laboratuara geliyor. Norveç,
Almanya, ABD, Japonya başta olmak üzere önde gelen bir çok beyin araştırmacısı çalışmalarını burada tamamlıyor. Laboratuvar sayesinde tıp ve farklı disiplinlerden bir çok akademisyen için buluşma, bilgi aktarımı ve tartışma ortamı da oluştu."
Almanya, ABD, Japonya başta olmak üzere önde gelen bir çok beyin araştırmacısı çalışmalarını burada tamamlıyor. Laboratuvar sayesinde tıp ve farklı disiplinlerden bir çok akademisyen için buluşma, bilgi aktarımı ve tartışma ortamı da oluştu."
Laboratuarın Japonya ile Türkiye arasında oluşturulan Uyku Forumu kapsamındaki araştırmalar için kullanıldığını, ABD'deki Drexel Üniversitesi ile ön beyinde oksijen oluşumuyla ilgili bir araştırmanın devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Özgören, sadece insan sağlığı değil insansız hava araçlarının kullanımında ölçüm tekniklerinin belirlenmesi gibi mühendislik projelerinde de laboratuarın kullanımının gündemde olduğunu kaydetti.
"Gelecekte bu merkezin adı daha çok duyulacak" diye konuşan Özgören, merkezde çeşitli hastalıkların tanı ve tedavisi için de ülke genelinden sevk edilen hastalara hizmet verdiklerini, adli vakalara ilişkin raporlar düzenlediklerini de sözlerine ekledi.
10 bin lira değerinde bone
Ses ve elektromanyetik dalgadan arındırılmış "yüzer oda" olarak tabir edilen bir bölümle verilerin analiz edildiği ikinci bir bölümden oluşan test laboratuarında uyku halindeki ölçümler için bir de yatak odası bulunuyor.
Test yapılacak kişiye ilaç verilmediği, acı verecek bir işlem uygulanmadığı için hamile vetocukların da teste tabi tutulmasında hiçbir sakınca bulunmuyor. Teste katılan kişinin, kafasına 64 kanaldan oluşan ve beyindeki elektriksel sinyalleri yakalayan elektrotların bağlı olduğu EEG bonesi yerleştiriliyor. Test kitinin en değerli parçalarından oluşan bonenin yaklaşık değeri 10 bin lira civarında.
Test kapsamında deneklere çeşitli şekiller gösterilerek, sesler dinletilerek o sırada beynin hangi bölümlerinde aktivite olduğuna yönelik veriler yan odadaki gelişmiş bilgisayarlara gönderiliyor. Koku bölümünde çiçek kokuları gibi hoş kokuların yanında burnu yakan ve farklı tepkilere neden kokular bir tüp vasıtasıyla sprey olarak deneğe koklatılıyor.
Baş ve işaret parmaklarından dokunma verilerinin alındığı laboratuarda tat konusunda ise tuzlu, ekşi, acı, tatlı ve umumi olarak tanımlanan 5 temel tat, dile spreyleşerek beyinde uyandırılan bölgeler takip ediliyor.