EMC Dijital Dünya Araştırması, her yıl üretilen veri miktarını ölçen ve tahminlerde bulunan tek araştırma olma özelliğini taşıyor. “Fırsatların Dijital Dünyası: Zengin Veri ve Nesnelerin İnterneti’nin Artan Değeri” başlıklı bu seneki çalışma IDC tarafından gerçekleştirilen araştırma ve analizleri içeriyor. Araştırma kablosuz teknolojilerin, akıllı ürünlerin ve yazılım tanımlı işletmelerin ortaya çıkmasının, dünyadaki veri miktarının aşırı artmasındaki önemli rolünü ortaya koyuyor. Dijital dünya biraz da Nesnelerin Interneti’ne bağlı olarak her iki senede bir, iki kat büyüyor. 2013-2020 yılları arasında dijital dünyanın 4.4 trilyon gigabayttan 44 trilyon gigabayta çıkarak 10 kat büyümesi bekleniyor. EMC Bilgi Altyapıları, Ürün ve Pazarlama Başkanı Jeremy Burton konuyla ilgili değerlendirmesinde; “Sosyal ve mobil olguları sermayeye çeviren işletme sayısı arttıkça, dijital dünyanın büyüklüğü ve potansiyeli de artıyor ve işletmelere yeni veri akımlarını analiz edip, mevcut verilerden daha fazla değer elde etmeleri için daha fazla fırsat sunuluyor. Basitçe ifade etmek gerekirse, her türde ve boyutta şirket gözümüzün önünde yazılım tanımlı işletme şeklini alıyor. Potansiyel çok büyük olsa da, olası sonuçlar da eşit derecede ürkütücü. BT departmanlarının yeniden başlat butonuna basarak, mevcut altyapıları çerçevesinde yeniliklere imza atarken, aynı zamanda kendilerini üçüncü platform bilgi işlemin geleceğine hazır konuma getirmeleri gerekiyor” dedi.
Nesnelerin interneti faydalı veriyi etkileyecek
Nesnelerin İnterneti günlük yaşamda kullanılan milyarlarca nesneden oluşuyor. Bu nesnelerin özelliği her birinin özgün tanımlayıcılarla donatılmış olması ve verileri otomatik olarak kaydetme, raporlama ve alma yeteneğine sahip olması. Ayakkabınızın içinde ne kadar hızlı koştuğunuzu takip eden bir sensör ya da trafik akışını izleyen bir köprü, buna örnek olarak gösterilebilir. IDC’ye göre internete bağlanabilen cihaz ya da nesne sayısı günümüzde 200 milyara ulaşıyor. Bunun yüzde 7’si (14 milyar) halihazırda internete bağlı durumda ve Internet üzerinden iletişim kuruyor. Internete bağlı bu cihazlar bugün dünyadaki veri miktarının yüzde 2’sini teşkil ediyor. IDC 2020 senesinde, internete bağlı cihaz sayısının 32 milyara ulaşacağını ve dünyadaki verilerin yüzde 10’unu teşkil edeceğini öngörüyor.
Nesnelerin İnterneti dijital dünyada analiz edilebilir özellikte olan çok büyük miktarda “faydalı veri”yi de etkileyecek. 2013 senesinde dijital dünyadaki verilerin yalnızca yüzde 22’si faydalı veri olarak kabul edildi ve bu faydalı verilerin yüzde 5’inden azı gerçek anlamda analiz edildi- geriye dijital dünyada karanlık madde olarak kaybolan çok miktarda veri kaldı. 2020 senesinde Nesnelerin Interneti’ne bağlı olarak artan veri miktarı sayesinde tüm verilerin yüzde 35’inden fazlası faydalı veri olarak kabul edilebilecek. Ancak bu verileri kullanıp kullanmamak işletmelerin takdirine kalacak.
Bulut’un temas ettiği veri iki katına çıkacak
Bu olağanüstü durum müşterilerle iletişim kurmada radikal ve yeni yöntemler sunacak, ticaret döngülerini modernize edecek ve operasyonel maliyetleri azaltarak işletmeler için trilyonlarca dolar fırsat teşvik edecek. Buna karşılık, aynı zamanda işletmeler tüm bu verileri yönetmek, depolamak ve korumak için yöntemler arayışı içindeyken birtakım önemli zorluklar da teşkil edebilecek. Örneğin; IDC dijital dünyadaki verilerin yüzde 40’ının belli bir düzeyde koruma -gizlilik konusunda önlemler, tamamen şifrelendirilmiş veriler vb- gerektirdiğini tahmin ediyor. Ancak buna rağmen, gerçek anlamda korunan veri miktarı bu oranın yarısı yani yüzde 20 düzeyinde.
Araştırmadan öne çıkan başlıklar:
Gelişmekte olan pazarlar daha fazla veri üretiyor:
Şu an dijital dünyadaki verilerin yüzde 60’ını Almanya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş pazarlar üretiyor. 2020 senesine gelindiğinde bu oranlar tersine dönecek ve Brezilya, Çin, Hindistan, Meksika ve Rusya gibi gelişmekte olan pazarlar verilerin çoğunluğunu üreten pazarlar olacak.
Veriler veri depolamayı geride bırakıyor:
Dünyada tüm medya türleri arasında kullanılabilir durumda olan veri depolama kapasitesi (örn; kullanılmayan baytlar) dijital dünyaya göre daha yavaş bir hızda artıyor. 2013 senesinde kullanılabilir veri depolama kapasitesi dijital dünyayı oluşturan verilerin yalnızca yüzde 33’ünü depolamaya yetiyordu. 2020 senesine gelindiğinde, bu oran yüzde 15’e düşecek. Neyse ki, dünyadaki verilerin çoğu geçici (örn; Netflix ya da Hulu, Xbox ONE oyunlarındaki karşılıklı etkileşimler, Dijital TV) ve depolama gerektirmiyor.
Bulutun “temas ettiği” veri miktarı iki katına çıkacak:
2013’te dijital dünyadaki veri miktarının yüzde 20’sinden azı bir şekilde bulut ile “temas etti”. 2020 senesinde bu oran iki katına çıkarak yüzde 40’a ulaşacak.
Tüketiciler veri yaratıyor ancak bundan işletmeler sorumlu:
Dijital dünyayı oluşturan verilerin üçte ikisi tüketiciler ve çalışanlar tarafından yaratılıyor ancak buna rağmen dijital dünyadaki verilerin yüzde 85’inden işletmeler sorumlu.