1996 yılında hayatını kaybeden astrofizikçi, bilim insanı, toplum bilimci ve psikolog Carl Sagan'ın görüşleri hala topluma ışık tutuyor.
1995 yılında, sevilen astrofizikçi ve toplum bilimci Carl Sagan, pseudoscience'nin (sahte ve kulaktan duyma bilim; kısacası batıl inanç) ve sözde bilimsel okuma yazmanın tehlikelerine karşı uyarılarda bulunan The Demon-Haunted World adındaki kitabını yayınlamıştı. Sagan, maalesef 1996 yılında hayatını kaybetti. Yazarın amacı, okuyucularını eleştirel ve şüpheci düşünmeyi öğrenmeye teşvik etmekti ve bunu da başardı.
Aslında söz konusu bilgiler, kendini geliştirmiş bir bilim insanı için olağan veriler ancak Carl Sagan, bunları herkesin anlayabileceği bir şekilde betimlemişti.
Her nasılsa, Sagan, 1995 yılında günümüzdeki teknolojinin nasıl olacağını büyük ölçüde tahmin etmeyi başardı.
Sagan kitabında sadece teknolojiden bahsetmedi: Düşük üretim, yüksek tüketim; siyaset ve insanlardaki umutsuzluk olgusu; toplum yararını reddeden ya da temsil edemeyen politikacılar gibi konularda da hedefi 12'den vurdu.
Sagan, halkın, bizi iyi hissettiren şeylerin ile aslında doğru olup olmadığını ayırt etme konusunda insanların entelektüel olarak yeterli olmayacağını iddia etmişti. İnternette, ortaya her gün onlarca sahte veri atılıyor ve bazı kişiler buna inanıyor. Sagan bir kez daha haklı çıkmadı mı?
Sagan'ın fikirleri, şimdilerde diğer bilim adamları tarafından Twitter gibi sosyal medya servislerinde paylaşılıyor.
Matt Novak'a göre "İnsanların bilim dışı iyimser önyargısını ispatlamak için, bir bireye boşanma, kanser ve ortalama ömür ile ilgili tüm istatistikleri gösterebiliriz; ancak çoğu kişi, bu tür kötü olayların kendi başlarına gelmeyeceğini iddia eder."
Burç yorumlarına bakarız ve yıl içerisinde ruh eşimizle tanışacağımızı ya da işimizde büyük başarılar elde edeceğimize kolayca inanırız. Kendimizle ilgili gerçekleri görmezden geliriz.
Sagan'a göre bu tüm insanlara entegre edilmiş, bilişsel önyargıların bir parçası var olan inançlarımızı teyit eden ayrıntılara çekiliyor olmamız.
Psikolog ve sosyolog Matt Novak'ın dikkat çektiği gibi, "Tahminler, çoğunlukla bir Rorschach (İnsanların kişisel özelliklerini saptamak için geliştirilen bir mürekkep testi) testine benzer. İnsanlar, gerçekler üstünde bağ kurmak yerine, kendi doğrularına ve korkularına yoğunlaşır. Amerika'nın aptallığını medeta yansıtıyor. Medya adeta en düşük ortak paydada programlama yapıyor; batıl inançları ön plana çıkartırken, bilime hakaret ediyor. Bu sadece Amerika'da değil, tüm dünyada gözleniyor. Cehaletimizi kutluyoruz ve bunun farkında dahi değiliz. Sözde bilime ve batıl inanışlara yönelik sunumlardaki inanınırlık, içeriğin yavaş yavaş bozulmasıyla açıkça görülüyor."
Sagan, keşke şu anda hayatta ve gençlerin X-Factor, hatta ülkemizde yayınlanan bazı yarışmalar karşınında uzun saatler geçirdiğini ve çoğu tezinin ispatlandığını görebilseydi. Ya da, insanların internette ne tür sitelerde, ne tür bilim dışı paylaşımlarda bulunduğuna şahit olabilseydi... Eminiz ki yazacağı yeni kitap(ta)larda çok daha çarpıcı ifadelerde bulunurdu.