BBC Türkçe’de yer alan habere göre, bilim insanları bu sayede her bir organın bir diğeriyle ilişkisinin görsel olarak daha iyi anlaşılabileceğini ve "yeni nesil" tedavi yöntemlerinin yolunun açılabileceğini belirtiyor. Bu yöntemin virüslerin ve kanserli hücrelerin dokulara ne kadar yayıldığını saptamakta da kullanılabileceği kaydediliyor.
Bilim insanları neredeyse yüz yıldır, organların içini görebilmek için yöntemler geliştirmeye çalışıyor. Fakat kullanılan tekniklerin çoğu dokulara zarar verdiğinden bu konudaki tıbbi deneyler sürdürülemiyor.
Hücrelerde bulunan yağlı lipid molekülleri hafif ışınları kırarak dokuların arkasının görünmesini engelleyebiliyor.
Fakat onları çözelten süreçler de organları çevreleyen dokuları temel bir yapısal doku malzemesinden yoksun bırakarak incelenen dokunun şekilsiz bir kütleye dönüşmesine sebep olabiliyor.
İşte son araştırmayı yapan California Institute of Technology (California Teknoloji Enstitüsü) uzmanları buldukları teknikle "Biyoloğun rüyasını" gerçek kılmayı başardıklarını söylüyorlar.
Daha önce yapılmış çalışmalardan da yararlanan ekip üç aşamalı bir teknik geliştirmiş:
- Yumuşak plastiğe benzer bir ağla dokulara destek sağlanıyor
- Ardından kana karıştırılan moleküler bir deterjan lipidleri eriterek organları şeffaf hale getiriyor
- En önemli bağlantıları görebilmek için kullanılan sıvıya iz sürmeyi sağlayacak boyalar ya da işaretlenmiş moleküller karıştırılabilir.
Bu yöntemi kemirgenler üzerinde deneyen araştırmacılar hayvanların böbrek, kalp, akciğer ve bağırsakları gibi tek tek organlarını üç günde, tüm vücutlarını ise iki hafta içinde temizlemeyi başarmışlar.
Ayrıca kanser hastalarından alınan örnekler üzerinde aynı yöntemle yaptıkları denemeler hastalığın ne kadar yayıldığını görmelerini sağlamış.
Fakat yöntem şu ana kadar yaşayan bir organizma üzerinde denenmemiş. Bütün deneyler sadece öldürülmüş fareler ve ameliyatlar sırasında insanlardan alınan parçalar üzerinde yapılmış.
Bilim insanları bu yöntemin gelecekte uzun sinir dokularının beyinden vücudun diğer yerlerine tam olarak nasıl ulaştığından tutun da farklı virüslerin hangi dokuların neresinde saklandığını haritalamaya varana kadar bir çok farklı amaçla kullanılabileceğini söylüyor.
Araştırma ekibi şimdi diğer bilim insanlarıyla işbirliği yaparak demanslı hastaların beyin dokularını incelemeye hazırlanıyor.
Bu örnekleri, sağlıklı doku örnekleriyle karşılaştırarak, hücre yapıları ve sayılarındaki potansiyel farklılıkları daha önce mümkün olmadığı kadar detaylı bir şekilde görebileceklerini düşünüyorlar.
HABER İÇİN TIKLA
HABER İÇİN TIKLA