Önceki üçlemede, Peter Jackson farklı boyutlarda olması gereken karakterleri, farklı zamanlarda çekmiş ve bu ayrı sahneleri post-prodüksiyonda birleştirmişti. Bu durumla alakalı olarak Hareket Kontrolü amiri Alex Funke şunları söyledi:
“Tüm sahneyi aynı anda çekmek mümkün değildi, oyunculuklarda nüans fırsatı olmuyordu.” Yeni sistemle Jackson “Hobbit”in sahnelerinin gerçek zamanlı olarak neye benzediğini görebildi.
Aktörleri farklı zamanlarda çekmek yerine, onları iki farklı sette filme alma tekniği kullanıldı. Böylece kamera objektifi Gandalf’a daha yakın konabiliyor ve boyunu büyütebiliyordu. Aktör Ian McKellen’ı yeşil ekranlı sete koyarak, yönetmen arkaplanı dijital olarak ortadan kaldırıp iki görüntüyü birleştirmeyi başardı.
Boom ve dolly gibi araçların bağlandığı Aerocrane de bu aletlerin hareketini kameranın yakınlık ve uzaklığına göre denetleyince, tüm sistemin hareketini şartlara göre ayarlamak mümkün oldu bu şekilde karaktere daha yakın duran kamera daha az hareket ederek genel toplamda bir bütünlük oluşturuyordu.
Filmin video sistemi yalnızca, 3 boyutlu çekim nedeniyle setlerde ikişer tane bulunan toplam dört farklı kameradan dijital veri almakla kalmıyor, bunun yanında onları Jackson’ın değerlendirebileceği tek bir görüntü haline de getirebiliyordu. Jackson’ın tek bir çekimi genelde 12000 kareden oluşuyordu ki bu, Funke’nin söylediğine göre çekim başında yaklaşık 2 terabaytlık veri anlamına geliyor.