ABD Başkanı Donald Trump'ın hafta sonu telefonda görüştüğü Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull'a "Bu, şimdiye kadarki en kötü telefon görüşmesiydi" ifadesini kullandığı ortaya çıktı.
Başbakan Turnbull’un, Avustralya yönetimindeki gözaltı merkezlerinde tutulan mültecilerin ABD'ye yerleştirilmesi amacıyla Obama yönetimiyle imzalanan anlaşmanın devamı için ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinin detayları belli oldu.
Avustralya medyasının Washington Post’a dayandırarak verdiği haberlere göre, yaklaşık 1 saat sürmesi planlanan telefon görüşmesi, Trump’ın kızıp telefonu kapatması üzerine, sadece 25 dakika sürdü.
Trump’ın, görüşme sırasında Turnbull’a aynı gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de aralarında bulunduğu 4 lider ile görüştüğünü ve "Bunun şimdiye kadarki en kötü telefon görüşmesi"’ olduğunu söylediği belirtildi. Söz konusu anlaşmayı da "Şimdiye kadarki en kötü anlaşma" olarak niteleyen Trump'un görüşmede "Bu insanları istemiyorum." dediği ileri sürüldü.
Turnbull ise telefon görüşmesiyle ilgili yorum yapmadı.
Başkent Canberra’da gazetecilerin sorularını cevaplayan Turnbull, telefon görüşmesinin "samimi, dürüstçe ve özel" olduğunu belirtti ancak içeriğiyle ilgili soruları yanıtsız bıraktı. Israrlı sorular üzerine haberi gördüğünü ancak herhangi bir yorumda bulunmayacağını tekrarlayan Turnbull, "Başkanın resmi sözcüsü ve Beyaz Saray’ın belirttiği, bana da Başkan Trump’ın söylediği gibi, Obama yönetimi ile imzalan mülteci yerleştirilmesi anlaşmasının devam ettiğini söyleyebilirim." dedi.
Yakalanan sığınmacıları Papua Yeni Gine’deki Manus Adası ile Pasifik ülkesi Nauru'da kurduğu gözaltı merkezlerinde tutan Avustralya, geçen yıl mülteci ve sığınmacıları ABD'ye göndermek üzere Obama yönetimi ile anlaşmaya varmıştı.
İki ülke arasındaki anlaşma, Avustralya kamuoyu tarafından olumlu bulunmuş ancak Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi ile anlaşmanın akıbeti sorgulanmaya başlanmıştı.
İçlerinde bilgisayar mühendisleri ve seçim avukatlarının da yer aldığı bir grup aktivistin bazı kritik eyaletlerde, elektronik oy sayımında hatalar olduğuna dair ciddi bulgular olduğunu açıklaması tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Demokrat Parti adayı Hillary Clinton ve Yeşil Parti adayı Jill Stein, oyların yeniden sayılması için isteklerini belirtirken; 8 Kasım'daki seçimlerden zaferle çıkan Donald Trump oyların yeniden sayılmasının boş yere zaman ve para kaybı olduğunu söyledi.
TRUMP'TAN ÇARPICI İDDİA: MİLYONLARCA YASADIŞI SEÇMEN
Kişisel Twitter hesabından yaptığı açıklamada toplamda Clinton'dan daha az oy almasına karşın, ABD seçim sistemi nedeniyle başkan seçilebildiği iddialarına yanıt veren Trump; "Electoral sistemi kazanmanın yanı sıra, toplam oyda da önde olabilirdim. Eğer milyonlarca kişi yasadışı şekilde oy kullanmasaydı." ifadelerini kullandı.
Trump ayrıca medyanın kendisine karşı önyargılı tutumu nedeniyle bazı eyaletlerde yapılan seçim hilesinin üstüne gitmediğini iddia ederken; "Virginia, New Hampshire ve California'da ciddi seçmen hilesi var. Peki medya neden bundan bahsetmiyor? Ciddi önyargı - büyük problem!" ifadelerini kullandı.
"TRUMP İSYANLA KARŞILAŞABİLİR"
Öte yandan ön seçimlerde Donald Trump'ın rakibi olan Cumhuriyetçi Parti senatörü Ted Cruz, Trump ve Cumhuriyetçi Parti liderlerini uyardı.
Seçim döneminde verilen büyük sözlerin yerine getirilmemesi durumumda ABD'nin bir isyanla karşılaşabileceğini belirten Cruz, "Beyaz Saray, Senato ve Temsilciler Meclisi bize verildi. Eğer dediklerimizi yapamazsak, sokaklarda tırmıklar ve meşaleler görürüz." ifadelerini kullandı.