Kocasına karşı yakın koruma kararı için uğraşan Serpil Erfındık, buna rağmen verilen ‘çağırmalı koruma’ kararının bittiği 15 Aralık 2013’te, Buca’da, 3 yaşındaki oğullarının gözü önünde, kocasının 6 bıçak darbesiyle can verdi. Bir hafta saklanan Vedat Atik, oğlu ve ailesini gördükten sonra teslim oldu. Atik, ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı.
Atik’in isteği üzerine, annesi Gülli Abaylı da, küçük torununun velayeti için ayrı bir dava açtı.
‘YURDA VERİLSİN’
Hemen ardından, kızı Serpil Erfındık damadınca öldürülen anne Tülay Aksakal da torunu için velayet başvurusunda bulundu.
Bunun üzerine baba Atik’in ailesi, velayet davası dilekçesinde, cinayetin hemen ardından Serpil Erfındık’ın annesi Tülay Aksakal’ın, “Ben torunumu istemiyorum. Bana kızımı ve katil kocasını hatırlatıyor.
Yurda verilsin” sözlerini delil olarak mahkemeye sundu.
Yurda verilsin” sözlerini delil olarak mahkemeye sundu.
Dava sürecinde üç kişilik bilirkişi heyeti, küçük torunun velayetinin anneanneye, Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü uzmanı ise, bir süre devlet koruması sonrası babaanneye verilmesi yönünde görüş bildirdi.
Her iki raporu da değerlendiren İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesi, anneanne Tülay Aksakal’ın olayın üzüntüsüyle söylediği sözleri de dikkate alıp, küçük torunun velayetinin, babaanne Gülli Abaylı’ya verilmesine karar verdi.
O sözleri kızının acısıyla sarf ettiğini savunan anneanne Tülay Aksakal’ın şimdi tek umudu, kararı temyiz ettiği için dosyayı görüşecek Yargıtay.