Tunus’ta parlamentonun yanındaki Bardo Müzesi’ne giren iki militanın turistleri rehin aldığı açıklandı. Saldırı esnasında müzede en az 200 kişinin bulunduğu belirtilirken, bu kişilerden 160'ının arka kapıdan kaçtığı ifade edildi. Güvenlik güçlerinin tüm rehineleri kurtarmasının ardından operasyon sona erdi. Yetkililer, saldırganların öldürüldüğünü duyururken, bir güvenlik görevlisi de yaşamını yitirdi.
Saldırı sonucu 8 rehine hayatını kaybetti. Ölenlerden birinin Tunuslu, yedi kişinin yabancı olduğu belirtildi. Turistlerin İspanya, Fransa ve İtalya vatandaşları olduğu iddia edildi. Saldırganların kalaşnikof ve el bombaları kullanıldığı bildirildi. Rehineler arasında çocuklar da vardı.
Saldırı sonucu 8 rehine hayatını kaybetti. Ölenlerden birinin Tunuslu, yedi kişinin yabancı olduğu belirtildi. Turistlerin İspanya, Fransa ve İtalya vatandaşları olduğu iddia edildi. Saldırganların kalaşnikof ve el bombaları kullanıldığı bildirildi. Rehineler arasında çocuklar da vardı.
Polonya Dışişleri Bakanlığı, saldırıda yaralananlar arasında üç Polonya vatandaşı olduğu bilgisini verdi.
Yetkililer bölgeden silah seslerinin geldiğini belirtirken, Reuters’a konuşan bir görgü tanığı parlamentonun tahliye edildiğini söyledi. Polis ekiplerinin bölgeye sevk edildiği bildirilmişti.
Saldırı anında görüşme yapılan Tunus parlamentosu ve müze, Bardo Sarayı'nda bulunuyor.
AFP'ye konuşan meclis üyeleri ilk anda silah seslerinin nereden geldiğini anlamadıklarını söyledi.
Müzenin içinden olduğu belirtilen fotoğraflar Twitter'da paylaşılıyor.
Müze ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi alan güvenlik güçleri olaylarla ilgisi olduğundan şüphe edilen bir kişiyi göz altına aldı.
TUNUS'TA SİYASİ ORTAM
Tunus, Ortadoğu'nun çeşitli ülkelerinde 2011 yılında başlayan ve Arap Baharı olarak adlandırılan ayaklanmaların şimdiye kadar başarılı olduğu tek ülke olarak değerlendiriliyor.
Arap Baharı’nın fitilinin ilk ateşlendiği ülke olan Tunus, diğer Arap ülkelerinden farklı olarak uzlaşmanın öne çıktığı bir yol izliyor. 2011’de Zeynel Abidin Bin Ali’nin devrilmesinin ardından Tunus’taki siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı sonlandırmak için arayış devam ediyor.
Arap Baharı’nın fitilinin ilk ateşlendiği ülke olan Tunus, diğer Arap ülkelerinden farklı olarak uzlaşmanın öne çıktığı bir yol izliyor. 2011’de Zeynel Abidin Bin Ali’nin devrilmesinin ardından Tunus’taki siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı sonlandırmak için arayış devam ediyor.
23 Ekim 2011’de yapılan seçimleri Müslüman Kardeşler çizgisine yakın Nahda Partisi kazandı.
Raşid Gannuşi liderliğindeki parti, ülkedeki farklı siyasi grupları da kapsayan bir yönetim kurmaya çalıştı. 2013 yılına Muhammed İbrahimi, Şükrü Belayd gibi öne çıkan siyasi liderlere düzenlenen suikastlar ve Nahda aleyhinde gerçekleşen gösterilerle geçici hükümetin görevi bırakması damgasını vurdu. Aralık 2013’te ise Mehdi Cuma liderliğinde bir teknokrat hükümet kurulmuştu.
Raşid Gannuşi liderliğindeki parti, ülkedeki farklı siyasi grupları da kapsayan bir yönetim kurmaya çalıştı. 2013 yılına Muhammed İbrahimi, Şükrü Belayd gibi öne çıkan siyasi liderlere düzenlenen suikastlar ve Nahda aleyhinde gerçekleşen gösterilerle geçici hükümetin görevi bırakması damgasını vurdu. Aralık 2013’te ise Mehdi Cuma liderliğinde bir teknokrat hükümet kurulmuştu.
LAİK PARTİ KAZANMIŞTI
2014’ün başından itibaren büyük bir hızla uzlaşma sürecine girildi, yeni anayasa kabul edildi, olağanüstü hal kaldırıldı. 2014 Ekim’inde yapılan seçimi laik Nida Tunus Partisi kazandı. Aralık 2014’deki cumhurbaşkanlığı seçimini de Nida Tunus adayı Beci Kaid Sibsi kazandı. Sibsi seçildikten sonra Habib Sid’i hükümet kurmakla görevlendirdi.
Uzun pazarlıklar sonunda yeni hükümet 5 Şubat 2015’te kuruldu. 5 parti ve bağımsız teknokratlardan oluşan hükümette bakanların çoğunluğu Nida Tunus Partisi’nin elinde.