Kendimizi ve yaşamı kişilik özelliklerimize göre algılarken, doğal olarak cinselliği algılayışımız da değişiyor. Herkesin cinselliği algılama ve yaşama biçimi farklı olduğu gibi, cinselliğe karşı tutumu da farklı gelişiyor. Uzun yıllardır cinsel sorunlar, kişilik bozuklukları ve sorunları alanında çalışan İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Sosyal Psikiyatri Servisi doktorlarından Doç. Dr. Doğan Şahin, bu konuda bir araştırma yapmış ve kişilik özelliklerine göre cinsel yaşamın renklerinin tamamen değiştiğini ortaya koymuş. Araştırmanın sonuçları özetle şöyle:
Bağımlı ve depresif kişilikler
Yakın çevrelerini oluşturan kişilere karşı aşırı uysal, uyumlu ve yapışkan davranışlar sergilerler. Kendilerini yetersiz ve çaresiz görürler. Başkalarının desteğini elde etme çabası gösterir ve mutlu olmak için sürekli daha güçlü birine dayanma gereksinimi duyarlar. Yoğun terk edilme korkusu, bu kişilik bozukluğunun temel özellikleri arasında yer alıyor.
Cinsel yaşamlarına gelince, cinsel eylemler cinsel haz kaynağı olarak yaşanmaktan çok, yakınlık, güvende olmak, karşı cins tarafından istenme aracı olarak anlam kazanıyor. Öte yandan terk edilecekleri ve beğenilmeyecekleri korkusu nedeniyle eşlerine "hayır" diyemiyorlar. Bu karakterlerin bir kısmı belli ölçülerde mazoşist eğilimler gösteriyor. Cinsel mazoşizm, uyarılma ve orgazm için küçük görülme, aşağılanma ya da fiziksel acı çekme zorunluluğu duyulması olarak ortaya çıkıyor.
Borderline kişilikler
Borderline kişilik düzeyinde, kişinin kendisini bütünlüklü hissedebilmesi insanlardan alacağı olumlu tepkilere bağlı olarak gelişiyor. Borderline kişilikler, kendisini iyi hissettiren insanlarla ilişkilere bağımlı oluyor.
Cinsel yaşamları oldukça fırtınalı. Sık partner değiştirebiliyorlar. Cinsel eşlerine büyük bir tutkuyla bağlanıp, terk edilme korkusu içinde davranıyorlar. Fakat tutkuları küçük bir olayla nefrete dönüşebiliyor. Çeşitli düzeylerde cinsel sapkınlıklar gösterebiliyorlar. Borderline'ların saldırganlık düzeyleri çok yüksek olduğu için cinsel dürtüleri de saldırganlığın emrinde oluyor. Borderline düzeydeki bireylerde cinsellikten tam bir kaçınma ile rastgele cinsel ilişkiler oldukça sık görülüyor.
Obsesif-kompulsif kişilikler
Esneklik, açıklık ve verimliliği yok edecek tarzda düzenlilik ve mükemmeliyetçiliğe aşırı önem verme; ilişkilerde ve duygulanımda aşırı kontrollü olma; kesinliği ve kuralcılığı vurgulama; olmalı, yapılmalı tarzında düşünce biçimi, obsesif-kompulsif kişiliklerin temel özellikleri arasında yer alıyor. Birçok obsesif karekterin sevişmeyi çeşitli biçimlerde rutinleştirerek kontrol ettikleri gözleniyor. Genellikle haftanın belli günlerinde sevişme alışkanlıkları oluyor. Sevişmekle ilgili "yaramazlık yapmak" gibi özel adlandırmalar kullanıyorlar. Sevişmeye geçmeden hemen önceki dönemle başlayan ve çoğunlukla banyo yapmakla biten davranışlar zinciri, değişmez bir sıra gösteriyor.
Paranoid kişilikler
Temel özellikleri, insanların söz ve davranışlarını gerçek dışı bir biçimde kötü niyetli ve kendilerine zarar vermeye yönelik olarak değerlendirerek, güvensizlik ve kuşku duyma eğiliminde olmalarıdır. Temel inançları, kendilerine kötülük yapılacağı ve zarar görecekleri şeklinde seyreder. Sürekli olarak, gelebilecek kötülüklere karşı tetikte bulunmak ihtiyacındadırlar. Eşlerinin kendilerini aldatabileceği kuşkusu içindedirler. Çoğunlukla da kendi aldatma arzularını kontrol edebilmek için cinsel eşlerini sürekli itham ederler ve aldatıldıklarına ilişkin kanıtlar ararlar. Sürekli kötülük beklentisi içinde olduklarından, cinsel yakınlık için zemin oluşturabilecek davranışlardan kaçınırlar.
Anti-sosyal kişilikler
Anti-sosyaller, başkalarının da birtakım hakları olduğunu ve onların da insan olduğunu neredeyse inkar eden kimselerdir. Amaçlarına ulaşmak için her türlü yolu deneyebilirler. İlişkilerinde bağlılık, sadakat gibi kavramlara yer yoktur. Dürtülerini denetleyemediklerinden herhangi biriyle, herhangi bir şekilde ilişkiye girebilirler. İlişkilerinde tüm dikkatleri, kendi arzuları ve isteklerine yöneliktir. Karşı tarafı kendi arzularını gerçekleştimek için zorlayabilirler. Psikiyatrist Net'de yapılan açıklamaya göre anti-sosyal kişiliklerin toplumda görülme sıklığı, erkeklerde % 3, kadınlarda % 1 oranında. Madde kullanımı nedeniyle yataklı tedavi görülen kurumlar ve adli mekanlar ile cezaevlerinde daha yüksek oranda görülüyor. Anti-sosyal kişiliklerde farklı ve zararlı cinsel ilişkiler ile alkol ya da madde kullanımı görülebiliyor.
Narsistik kişilikler
Önemli biri olduğuna ilişkin inanç ve fanteziler, eleştiriye aşırı duyarlılık, başkalarıyla duygudaşlık yapabilme kapasitesinde eksiklik ve haset ile seyreden kişilik özellikleri gösterirler. Tipik narsistikler atak, baştan çıkarıcı ve evlilik dışı ilişkilere açıktırlar. Başkalarıyla cinsel ilişki ve yakınlık kurma motivasyonu, kendilerine hayran olunması temelinde yükselir.