Piramit Haber

Bir devir sona erdi

Ekonomi

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası'ndan IMF'ye son taksiti ödedi.

 Türkiye, 1947'de üye olduğu, 1961'de ilk kaynak sağladığı Uluslararası Para Fonuna (IMF) borcunu, mali ve siyasi istikrarı ile bütçe disipliniyle elde ettiği güç sayesinde 52 yılın ardından bugün bitirdi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tuşa bastı, Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) borcu kapandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın Ankara'daki tarihi taş binası, bir başka tarihi ana şahitlik etti. Türkiye'nin IMF'ye olan kredi borcunun son taksitinin transferi, Başbakan Yardımcısı Babacan ve Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı'nın katılımıyla TCMB Ankara Şubesi'nde gerçekleştirildi. Babacan'ın tuşa basmasıyla ikisi dolar, ikisi avro olmak üzere 4 ayrı transferle IMF'ye son taksit ödenmiş oldu. Böylece 19 yıl aradan sonra Türkiye'nin IMF'ye olan borcu ilk kez sıfırlandı.

Başbakan Yardımcısı Babacan, işlemin ardından AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Bugünün, yaklaşık 19 yıldan sonra Türkiye'nin IMF'ye borcunun sıfırlandığı tarih olduğunu belirten Babacan, "14 Mayıs valörlü bu transferleri biraz önce gerçekleştirdik. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum" dedi. Türkiye'nin ilk olarak 1961 yılının Ocak ayında IMF'den kredi kullandığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı, şunları kaydetti:

"Ülkemizin uzun yıllar, tam 19 stand-by anlaşması yaptıktan sonra borcunun böyle sıfır noktasına inmesi hepimizin sevinmesi ve ülkemizle gurur duyması gereken bir konu. Uluslararası Para Fonu, özellikle ödemeler dengesi konusunda sıkıntı çeken ülkelere yardımcı olmak üzere kurulmuş bir organizasyon. Yardımın, verilen desteklerin, kredilerin yanı sıra aynı zamanda bu problemlerin tekrar etmemesiyle ilgili programları hazırlayan, uygulayan bir kuruluş.
Biz ilk kurulduğu yıllarda ortak olmuş bir ülkeyiz. 1947'de ortak olduktan sonra 13 yıl kredi ihtiyacımız olmamış. 1960 ihtilalinin hemen ertesinde Ocak 1961'de ilk olarak kredi kullanma ihtiyacı ortaya çıkmış. Umarız ki bir daha böyle bir ihtiyaç olmaz."

Türkiye'nin IMF'ye borcunu ödemesinin yanında, bundan sonraki dönemde IMF'ye kredi sağlayan ülkeler gurubuna girdiğini vurgulayan Babacan, "Toplamda 5 milyar dolarlık bir taahhütte bulunduk. Bundan sonra buradan bir transfer yapmamız gerekirse, borç ödeme transferi değil, IMF'ye kredi verme transferi olacak. Onunla ilgili Merkez Bankası Başkanımız Erdem Bey (Başçı) IMF ile müzakereleri yürütüyor. Bu müzakerelerdeki teknik detaylar tamamlandıktan sonra ihtiyaçları olduğu zaman bize başvuracaklar, 'ihtiyacımız var' diye yazılı bilgi verecekler. Biz de kredi dilimini serbest bırakacağız" diye konuştu.

BUNDAN SONRAKİ HEDEF; 2023
Başbakan Yardımcısı Babacan, 2013'ün Türkiye ekonomisi için her alanda özel bir yıl olduğunu belirtti. Babacan, geçen yıl sonu itibarıyla 44 yılın en düşük enflasyonun rakamının görüldüğünü hatırlatarak, yine bu yıl içerisinde Hazine'nin borçlanma faizlerinin tarihin en düşük seviyesine indiğini, yüzde 5'in dahi altını gördüğünü söyledi.

Öte yandan, yeni adıyla Borsa İstanbul 100 endeksinin tarihteki en yüksek seviyelerine çıktığını hatırlatan Babacan, "Türkiye'nin risk primi, kredi temmerrüt-takas primi dediğimiz rakamlar en düşük seviyelerde. Türkiye ile ilgili pek çok güven göstergesi de en yüksek seviyelerde. Böyle bir yılda IMF'ye olan borcumuzu ki 19 yıldır bugüne kadar hep borçlu gelmişiz, artık sıfırlamış durumdayız. Ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

Şimdi önlerinde 2023 hedefleri bulunduğunu vurgulayan Babacan, 2023'te Türkiye'nin kişi başına düşen milli gelirinin 25 bin dolara ulaşmasını, ihracatın 500 milyar dolara ulaşmasını hedeflediklerini hatırlattı. 2023'te İstanbul'un dünyadaki tüm uluslararası finans merkezleri içerisinde ilk 10'da yer almasını arzu ettiklerini de belirten Babacan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunların hepsi çok iddialı, ama aynı zamanda gerçekçi hedefler. Şimdiye kadar bu son 10,5 yıllık dönemde nasıl 'ulaşılamaz, zor bunlar, ancak hayal' denilen işleri yapabildiysek; paradan nasıl 6 sıfır atabildiysek, enflasyonla mücadelede nasıl belli bir başarıyı elde ettiysek, bundan sonraki dönemde de hedeflerimiz için yoğun bir şekilde devam edeceğiz. Türkiye'nin 2023'ün dünyasında artık ekonomik olarak gelişmiş, yüksek gelir seviyesindeki ülkeler grubuna giren bir ülke olmasını bugünden hedefliyoruz. Allah'a çok şükür, bu günleri gösterdi. 2023'te hep beraber çocuklarımızın, torunlarımızın daha güzel bir Türkiye'sine doğru yürüyelim diyoruz."

"İKİ 10,5 YILIN TAM ORTASINDAYIZ"
2023 yılının "çok enteresan bir tarih" olduğunu belirten Babacan, "Şu an biz 10,5 yılımızı tamamladık. 2023'ün sonuna da tam 10,5 yıl var. Yani iki 10,5 yılın tam ortasındayız. Bugüne kadar Türkiye'nin performansına, başardıklarımıza baktığımızda, bundan sonraki 10,5 yıl içerisinde de bütün hedeflerimizi tutturabileceğimize kuvvetle inanıyorum. Dürüstçe çalıştıktan sonra, dosdoğru çalıştıktan sonra Türkiye'nin en iyi noktaya ulaşacağına inanıyorum" dedi.

Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı da ülke adına çok sevindirici bir ana şahitlik ettiklerini belirterek, IMF'ye borcun kapanmasının "hayırlı, uğurlu olması" dileğinde bulundu. Merkez Bankası yetkilileri, Başbakan Yardımcısı Babacan ve Hazine Müsteşarı Çanakçı'ya günün anısına hatıra para hediye etti.

STAND-BY YOLCULUĞUNA 8 CUMHURBAŞKANI VE 38 HÜKÜMET EŞLİK ETTİ
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye 1947'de İsmet İnönü döneminde tanıştığı IMF ile bugüne kadar 19 stand-by anlaşması yaptı. Fonla son anlaşmasını 2005'te imzalayan dönemin hükümeti AK Parti, 2008 yılında IMF ile stand-by anlaşması yapmama kararı aldı.
Türkiye'nin yarım asırdan fazla süren IMF borç sarmalına 8 cumhurbaşkanı ve 38 hükümet tanıklık etti.

Ülke, 2014-2016 döneminde İcra Direktörlüğü üstleneceği IMF'den bugüne kadar 50 milyar doları aşan kaynak kullandı. Türkiye böylece, Uruguay ve Filipinler ile birlikte IMF ile en çok anlaşma imzalayan 3 ülkeden biri olarak kayıtlara geçti. IMF ile 52 yıl içinde gerçekleştirdiği stand-by anlaşmalarına bakıldığında, pek çoğunun bitmesi gereken zamandan önce başarılamadan sona erdiği görülüyor.

Türkiye ilk stand-by anlaşmasını 1 yıllık süresiyle 1 Ocak 1961'de yaptı. Bu tarih aynı zamanda Türkiye Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin de başladığı döneme rastlıyordu.

Uzun süre kısa vadeli anlaşmalarla IMF ile ilişkisini sürdüren Türkiye, en zorlu anlaşmasına 2001 krizinden sonra imza attı. Başbakanlığını Bülent Ecevit'in yaptığı 57. Hükümet, uzun görüşme ve pazarlıklar sonucunda fondan 19 milyar dolarlık kredi aldı.

Türkiye, IMF ile stand-by anlaşması yapmama kararı aldığı 2008 yılından sonra ise ekonomide başarılı performans sergiledi.
Hazine, IMF'ye borcunun son taksit ödemesini bugün itibariyle yaptı. Böylece Türkiye, 52 yıllık borcunu sıfırlamış oldu.

TÜRKİYE, EN YÜKSEK KATKI SAĞLAYAN 23. ÜLKE

Türkiye bu yeni dönemde IMF'ye 5 milyar dolarla 39 ülke içerisinde en büyük katkıyı sağlayan 23. ülke olacak. Geçen yıl Temmuz ayına kadar Fonda toplam 456 milyar dolar birikmişti.

Son olarak ekim ayında Cezayir'in 5 milyar dolar, Brunei'nin de 300 milyon dolarlık taahhüdünün ardından, katkı sağlayan ülke sayısı 39'a yükselirken, fonun büyüklüğü 461,3 milyar dolara ulaştı.

Şu ana kadar fona en büyük katkıyı sağlayan ülke, 60 milyar dolarla Japonya oldu. Fona, Almanya 54,7 milyar dolar, Çin 43 milyar dolar, Fransa 4,4 milyar dolar, İtalya 31 milyar dolar, İspanya 19,6 milyar dolar, Hollanda 18 milyar dolar ve İngiltere 15 milyar dolar taahhütte bulundu.
Türkiye, IMF'nin kurtarma fonuna 5 milyar dolar katkıyla Singapur, Lüksemburg, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Güney Afrika, Kolombiya, Slovenya, Malezya ve Yeni Zelanda'nın üzerinde yer aldı.



Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.