2013 yılının tamamında bütçe giderleri 407,9 milyar lira, bütçe gelirleri 389,4 milyar lira, bütçe açığı ise 18,4 milyar lira olarak gerçekleşti.
Maliye Bakanı Şimşek, "Tüm bu hengameye rağmen, siyasi operasyonlara rağmen bizim piyasalarımızdan küresel yatırımcı çıkışı son derece sınırlı olmuştur. Çünkü Türkiye'nin temellerine onlar da güveniyor" dedi.
Şimşek, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi gerçekleşmelerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Mali politikaların büyümeyi desteklediğini belirten Şimşek, gelişmiş ülkelerde 2013 yılında 2012 yılına göre bir toparlanma yaşandığını, bunun bu yıl da devam edeceğini söyledi. Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin geçen yıl önemli ölçüde yavaşladığına dikkat çeken Şimşek, küresel ekonominin ise 2014 yılında 2013 yılına göre bir miktar daha güçlü seyredeceğini ifade etti.
Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı AB'deki resesyon, kriz ve sermaye akımlarının zayıflamasına rağmen, ekonominin Orta Vadeli Programda belirlenen yüzde 3,6'yı aşarak muhtemelen yüzde 4 civarında büyüyeceğini bildirdi. Şimşek, şunları kaydetti:
TÜRKİYE DİĞER ÜLKELERİN ÜZERİNDE BÜYÜDÜ
"Türkiye ekonomisi büyüme açısından 2013 yılına baktığımız zaman oldukça iyi bir yıl geçirmiştir karşı karşıya olduğu sorunları dikkate alırsanız. Aslında yüzde 4'e yakın bir büyüme gelişmekte olan ülkelere oranla da yadsınacak bir büyüme değildir. Çin hariç gelişmekte olan ülkelere bakarsanız, geçen sene gelişmekte olan ülkeler yaklaşık yüzde 3,2 civarında büyümüştür. Türkiye'nin yüzde 4 civarında büyüyeceğini dikkate alırsak, Çin hariç gelişmekte olan ülkelere oranla Türkiye'deki büyümenin 0,8 puan fazla yukarıda olduğunu göreceksiniz. Bu da aslında oldukça önemli bir başarıdır. Öyle sıkıntılı bir bölgede, böyle bir dönemde."
TEMELLER KRİZLERE KARŞI DAYANIKLI
Bu yıl yurt içi tasarruf oranlarını artırmak ve cari açığı aşağıya çekmenin temel hedefleri olduğunu bildiren Şimşek, şöyle devam etti:
"2014 yılı için öngördüğümüz büyüme oranı yüzde 4 civarındadır. Son dönemde gerek Amerikan Merkez Bankasının parasal sıkılaşma politikası, ki bunun 2014 yılında hızlanarak devam etmesi olasıdır, 17 Aralık sonrasında başlayan siyasi operasyonların büyümeye yönelik aşağı yönlü riskleri artırdığı ortadadır. Ama yine de büyümede bir yavaşlama olsa da bunun biz geçici olacağı kanısındayız. Çünkü Türkiye'nin temelleri sağlamdır.
Biz bu şoku çok daha büyük ölçekte benzer bir şoku, 2008-2009 yılında yaşadık, gördük. O dönem de aslında Türkiye'nin temelleri sağlamdı. Sağlam olmasaydı o krizden rekor düzeyde istihdam yaratarak, çok hızlı büyüyerek hemen bir iki yıl içerisinde kriz öncesi seviyenin üstüne Türkiye ekonomisi çıkamazdı. Bugün de aynı şekilde bir yavaşlama olsa dahi, bu anlamda bir belirsizlik varsa da bunun etkileri muhtemelen geçici olacaktır. Türkiye ekonomisi bu belirsizlikler giderilir giderilmez yoluna devam edecektir."
Biz bu şoku çok daha büyük ölçekte benzer bir şoku, 2008-2009 yılında yaşadık, gördük. O dönem de aslında Türkiye'nin temelleri sağlamdı. Sağlam olmasaydı o krizden rekor düzeyde istihdam yaratarak, çok hızlı büyüyerek hemen bir iki yıl içerisinde kriz öncesi seviyenin üstüne Türkiye ekonomisi çıkamazdı. Bugün de aynı şekilde bir yavaşlama olsa dahi, bu anlamda bir belirsizlik varsa da bunun etkileri muhtemelen geçici olacaktır. Türkiye ekonomisi bu belirsizlikler giderilir giderilmez yoluna devam edecektir."
CARİ AÇIKTA İYİŞELŞE BEKLENEBİLİR
Bakan Şimşek, Türkiye'de geçen yıl iç talepteki güçlü artış, yüksek seyreden petrol fiyatları, bölgedeki jeopolitik gerginlikler ve zayıf dış talebe rağmen aslında altın hariç cari açıkta hiçbir kötüleşme olmadığını, hatta yıllık bazda düştüğünü vurguladı.
Geçen senenin, altın ithalatının çok çok arttığı istisnai bir yıl olduğunu belirten Şimşek, kasım ayı verilerine bakıldığında 12 aylık cari açığın 60,8 milyar dolar, net altın ticareti hariç 50,7 milyar dolar olduğuna dikkati çekti. Şimşek, yaklaşık 10 milyar doların üzerinde net altın ithalatı söz konusu olduğunu ve altın hariç cari açıkta 2012 yılına göre son 12 ayda 3,5 milyar dolarlık bir iyileşme görüldüğünü kaydetti.
Geçen senenin, altın ithalatının çok çok arttığı istisnai bir yıl olduğunu belirten Şimşek, kasım ayı verilerine bakıldığında 12 aylık cari açığın 60,8 milyar dolar, net altın ticareti hariç 50,7 milyar dolar olduğuna dikkati çekti. Şimşek, yaklaşık 10 milyar doların üzerinde net altın ithalatı söz konusu olduğunu ve altın hariç cari açıkta 2012 yılına göre son 12 ayda 3,5 milyar dolarlık bir iyileşme görüldüğünü kaydetti.
Şimşek, "Son dönemde Türk lirasında bir değer kaybı yaşanmıştır.
AB bir toparlanma sürecindedir. Bütün bunlar cari açığı 2014 yılında olumlu yönde etkileyecektir. Cari açıkta çok ciddi bir daralma söz konusu olabilir. Ayrıca geçen sene biz hem ekimde, hem de yıl sonunda makro ihtiyati tedbirler aldık. Bunlara ilaveten özellikle cari açığa yönelik spesifik mali vergi tedbirleri aldık. Dolayısıyla makro ihtiyati tedbirleri ve spesifik vergi tedbirleri bir arada alırsanız, liradaki değer kaybını, AB'deki toparlanmaya, bütün bunlara bakansanız, cari açıkta ciddi bir iyileşme beklenebilir" diye konuştu.
AB bir toparlanma sürecindedir. Bütün bunlar cari açığı 2014 yılında olumlu yönde etkileyecektir. Cari açıkta çok ciddi bir daralma söz konusu olabilir. Ayrıca geçen sene biz hem ekimde, hem de yıl sonunda makro ihtiyati tedbirler aldık. Bunlara ilaveten özellikle cari açığa yönelik spesifik mali vergi tedbirleri aldık. Dolayısıyla makro ihtiyati tedbirleri ve spesifik vergi tedbirleri bir arada alırsanız, liradaki değer kaybını, AB'deki toparlanmaya, bütün bunlara bakansanız, cari açıkta ciddi bir iyileşme beklenebilir" diye konuştu.
ENFASYONDA KONTROL DIŞI GELİŞME YOK
Türk lirasındaki değer kaybının enflasyona olumsuz şekilde yansıyacak olsa da Türkiye'nin potansiyelinin altında büyüdüğü bir dönemden geçtiğine işaret eden Şimşek, dolayısıyla Türkiye ekonomisinde ciddi bir çıktı açığı, atıl kapasite bulunduğunu, atıl kapasite varken enflasyonda talep eksenli bir baskının söz konusu olamayacağını vurguladı. Şimşek, "Enflasyonda da aslında şu anda speküle edildiği gibi kontrol dışı bir gelişme olmayacak.
Yılın belki ilk çeyreğinde, son liradaki değer kaybı nedeniyle enflasyona 1,5 puana yakın bir geçişenlik söz konusu olabilir. Fakat daha sonraki dönemde ben inanıyorum ki manşet enflasyon aşağıya doğru bir trende girecektir. Çünkü enflasyonun yüksek kalması için hiçbir sebep yoktur" ifadelerini kullandı.
Yılın belki ilk çeyreğinde, son liradaki değer kaybı nedeniyle enflasyona 1,5 puana yakın bir geçişenlik söz konusu olabilir. Fakat daha sonraki dönemde ben inanıyorum ki manşet enflasyon aşağıya doğru bir trende girecektir. Çünkü enflasyonun yüksek kalması için hiçbir sebep yoktur" ifadelerini kullandı.
SON OPERASYONLARIN YANSIMASI GEÇİCİ OLACAK
Bakan Şimşek, 2013 yılı temmuz ayında kredi hacmindeki artışın yüzde 38 civarına çıktığını, son haftada yüzde 17'ye gerilediğini bildirerek, bu durumun makro çerçevenin işlediğini gösterdiğini söyledi.
Şimşek, "Siyasi operasyonlar nedeniyle bir belirsizlik, bunun bir yansıması olacaktır. Vatandaşımıza maalesef bunun bir yansıması söz konusu. Ama bunun geçici olacağı kanısındayız" dedi.
Şimşek, sektörler itibarıyla net döviz pozisyonlarına bakıldığında, bankacılık sektörünün ufak bir fazlası, hane halkının ise çok büyük bir fazlası bulunduğuna işaret eden Şimşek, kısa vadeye denk düşen reel sektörün döviz pozisyon açığının 14 milyar doların altında bulunduğunu ve bu rakamın da Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın yüzde 2'sinden daha az olduğunu vurguladı.
Hem dışarıda, hem içeride yapılan değerlendirmelerin sağlıklı sorgulanması gerektiğini ifade eden Şimşek, toplam krediler içerisinde yabancı para cinsinden kredilerin payının 2012 yılında yüzde 60 iken, 2013 yılında yüzde 27'lere kadar gerilediğini, reel sektöre yönelik değerlendirmelerin de bu çerçevede yapılması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye'de dalgalı kur ve rezerv politikası bulunduğunu, bunun ellerini güçlendirdiğini anlatan Şimşek, mali dengelerin hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü kalmaya devam ettiğini kaydetti. Bankacı sektörünün bütün gelişmelere rağmen sağlıklı yapısını koruduğunu ifade eden Şimşek, hane halkının da bilançosunda ciddi bir bozulma söz konusu olmadığını belirtti.
Birçok vatandaşın altını bir tasarruf aracı olarak ve bankacılık sistemine sokmadan elinde tuttuğunu anımsatan Şimşek, "Gerek altın, gerek döviz mevduatları, gerekse döviz cinsinden diğer varlıklarını dikkate alırsak hane halkının kurdaki değer kaybından etkilenmesi bu anlamda söz konusu değildir" diye konuştu.
İstihdam verilerine de değinen Şimşek, Türkiye'nin son yıllarda çok yüksek istihdam gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.