Otomotiv şirketlerinin tüm şartlara rağmen satış patlaması gerçekleştirdiği, sadece otomobilde 100 binlik satış rakamlarına dayanan otomotiv markalarının bulunduğu 2013’te Dacia’nın performansındaki bu gerileme dikkat çekti.
Buna karşılık Dacia’nın Avrupa’da 2013’te gerçekleştirdiği satışlarda dörtte bire yakın artış yaşanması, tüm gözlerin bir anda şirketin Türkiye ayağına çevrilmesine neden oldu.
AVRUPA'DA UÇARKEN TÜRKİYE'DE DURDU
Fransız Renault’nun Romanya'da ucuz maliyetle ürettiği ve yüzlerce milyon liralık cirolarla Türkiye pazarına sattığı Dacia, aralık ayında açıklanan istatistiklere göre Avrupa'daki diğer tüm otomobil markalarına göre kazancını en çok yükselten firma olmuştu ve sadece kasım ayı itibariyle satışlarını yüzde 21.1 artırmıştı.
Türkiye’de ise 2012’de satılan her 100 otomobilden 5’i Dacia iken 2013 yılında, pazarda 2012’ye göre 108 bin 375 (yani yüzde 19 daha fazla) otomobil satılmışken, her satılan 100 otomobilden 4’ü Dacia oldu. Üstelik pazar payındaki bu gerileme, Dacia'nın Duster markasının yanına Sandero gibi bir başka otomobil modelini daha eklemesine rağmen gerçekleşti. YaniDacia için model sayısı artmasına rağmen satış rakamı beklendiği kadar artmadı.
100 KİŞİDEN BİRİ DACIA'DAN VAZGEÇTİ
Yani 2012’ye göre her 100 kişiden biri Dacia almaktan vazgeçti.
2012’de Türkiye pazarında otomobil satış rakamlarında en yakın rakibi Toyota’nın ensesine dayanmış olan Dacia sadece yüzde 4 satış artışı sağlayınca, Toyota’nın satışlarını yüzde 13 artırmasıyla tekrar satış liginde küme düşmüş oldu.
İLK 10 TEHLİKEDE
Hatta mevcut trendin devam etmesi halinde Türkiye’de 2012 yılında Dacia’nın sadece yarısı kadar otomobil satan Peugeot’nun ve Dacia’nın üçte birine yakın otomobil satan 2013’te yüzde 100’e yakın artan satış rakamları, Dacia’nın ilk 10’daki yerini bile alaşağı edebilir.
Böylece Dacia için Nurhayat’la başlayan Türkiye’deki otomobil macerası küme düşmeyle sonuçlanabilir.
Peki Avrupa’da Dacia satış rekorları kırarken Türkiye’de 2012’den sonra neden çakıldı? Dünya genelinde Dacia marka otomobillere yönelik global bir yavaşlama söz konusu olmadığına göre akla gelen ilk soru, “Türkiye’ye has bir sıkıntı mı var” oluyor.
"FRANSA'DAN PARÇA" ŞİKAYETİ
İşin püf noktası ise müşterilerde.
sikayetvar.com gibi müşteri şikayetlerinin dile getirildiği sitelerde yer alan şikayetler arasında en çarpıcı olanı yedek parçayla ilgili olanlar. Gelen şikayetlerin neredeyse büyük bir çoğunluğu bir arıza anında eğer parça değişimi gerçekleşecekse en ufak parçanın dahi Fransa’dan sipariş edildiği ve özellikle 2013 yılında Nur hayat’lı Dokker reklamlarıyla bu defa hafif ticari pazarında satış hacmi yaratılmaya çalışılan Dacia’da bu bekleme süresinin haftalarca sürebildiği dikkat çekiyor.
Ticari araç için oldukça uzun olan bu serviste kalma veya parça bekleme süresi ise Dacia’nın satışlarındaki gerilemenin önemli sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.
2012 yılında ise şirket, sikayetvar.com'un müşteri memnuniyeti sıralamasında otomobil markaları arasında sıralamaya girmişti. 2013'te özellikle yedek parça temini konusunda artan şikayetler, satış hacmi büyüdükçe Dacia'nın servis altyapısının yetersiz mi kaldığı sorularını beraberinde getiriyor.
sikayetvar.com'da yer alan her 5 şikayetten 1'inin servise giden araçlarla ilgili teslim sorunu konusunda olması, dörtte birinin ise servis hizmet kusuru içerikli olması gözden kaçmıyor.
SANAYİ BAKANLIĞI, "PARÇAYI BULUNDURMAK ZORUNDASIN" DİYOR
Öte yandan Sanayi Bakanlığı’nın web sitesinde de yer alan, motorlu taşıtları da kapsayan listedeki Sanayi Mallarının Satış Sonrası Hizmetleri Hakkındaki Yönet melik’in Parça Stoku’nun düzenleyen 12’nci maddesine göre, imalatçı ve ithalatçı firmalar, motorlu taşıtlara ait yedek parçalarını firma merkezlerinde veya belirleyecekleri en az bir servis istasyonunda tam olarak bulundurmak zorunda.
Bu yönetmelik, “Birden fazla yetkili servis istasyonu ile hizmet verilmesi gereken mallara ait yedek parça stoğu ise; birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmiş olması kaydıyla ve tüketiciye verilecek hizmeti aksatmayacak miktar dikkate alınarak, imalatçı-üretici ve/veya ithalatçı tarafından belirlenir ve diğer servis istasyonlarında bulundurulur” diyor.
Bu durum da ucuz Dacia ile tanışan yeni ticari araç sahipleri veya otomobil severlerin tepkisine neden oluyor.
Yedek parça bulundurma zorunluluğuna rağmen Fransa’dan 10-15 günü bulan sürelerde gelen yedek parçalar, Dacia’nın son günlerde gündemde olan Nurhayat’lı reklamlarını akla getiriyor: Mantı yoğurtsuz, otomobilci yedek parçasız olmaz.