olabilir. Yapılan araştırmalara göre bahar aylarında merkezi sistemimizde yaşanan bazı değişiklikler biyolojik ritmimizi oldukça etkiler. Özellikle uyku bozuklukları, telaşlı olma hissi, kaygı ve endişede yaşanan artış, iştahta belirgin bir değişiklik, ani kilo kaybı, cinsel isteksizlik, dikkatte azalma gibi belirtiler bahar depresyonunun habercisi olabilir. Bunlara ek olarak kişilerin daha önce yapmaktan keyif aldığı şeyleri yapmamaya başlaması, geçmişte zevk alınarak yapılan aktivitelerden uzaklaşması da önemli belirtiler arasında yerini alır.
Kadınların yüzde 70’i en az 1 kez bahar depresyonu yaşıyor
Mevsimsel geçiş süreçlerine bakıldığında kış aylarında yaşanan depresyon belirtileri arasında kişilerin içine kapanması dikkat çekerken, bahar depresyonunda huzursuzluk ve agresyon ön plana çıkar. Bu belirtilerin yoğun yaşandığı durumlarda destek almayı atlamamak ve koruyucu bir önlem almak gerekir. Tüm bunlara ek olarak kişinin deneyimlediği belirgin bir işlev kaybı varsa ve hayat akışında yaşanan tıkanıklıklar geçmişe kıyasla dikkat çekiyorsa mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.
Bahar depresyonu aslında diğer depresyon türlerinde olduğu gibi farklı yaş gruplarında, farklı gelişimsel dönemlerde pek çoğumuzda görülebilir. Fakat yapılan araştırmalarda bu durumun görülme sıklığının 15 - 55 yaş aralığındaki kadınlarda yüzde 70 olduğu belirtiliyor.
Bahar yorgunluğu depresyonun bir parçası
Bahar yorgunluğu ve bahar depresyonu aynı tanıma sahip değildir. Bahar yorgunluğu tablosu, bahar depresyonunun bir parçası olarak sıklıkla karşımıza çıkabilir. Bahar depresyonu mevsimsel ortaya çıkışları dışında diğer depresyon türleri ile benzerlik taşıyan ve yukarıda sıralanan semptomlar görüldüğünde mutlaka dikkate alınması gereken depresif bir duygu durum olarak tanımlanabilir. Bahar yorgunluğu ve bahar depresyonunu ayırırken karşımıza çıkan en önemli ayırıcı özelliklerden biri kişinin işlevselliğindeki değişimdir. Bu değişim çocuk - ergen grubunda ve yetişkinlerde çok farklı noktalara değebileceği gibi farklı özelliklerde kendini gösterebilir. Bu nedenle kişinin hem kendisinin hem de yakın çevresinin gözlemi bu ve benzeri süreçlerde dikkate alınmalıdır.
Güneş ışığı melatonin üretimini etkiliyor
Bahar aylarında depresyonun daha fazla gözükmesinde, mevsimsel koşulların değişimi ve biyolojik ritmimizin yeni bir adaptasyon sürecine geçişi rol oynar. Kış aylarında gecelerin uzamasıyla bedenimizde melatonin hormonunun üretimi artar ve bu durum kişilerde uyku ve sakinlik hali yaratır. Fakat güneş ışığına maruz kalmaya başladığımız bahar aylarında bedenimizdeki melatonin hormonu üretimi değişir. Bu değişim depresyonla organik bir bağı olduğunu bildiğimiz uyku düzenini oldukça etkiler.
MEVSİM GEÇİŞİNİ DAHA İYİ ATLATMAK İÇİN ÖNERİLER
•Mevsim geçişi sürecini daha iyi atlatabilmek için öncelikle uyku saatlerimizin düzenini korumak gerekmektedir. Buna ek olarak gün ışığıyla temasımızı artırmak ve bedenin yeni adaptasyonuna destek olmak için önemlidir.
•Doğayla ilişkimizi kesmemek, açık hava yürüyüşleri, spor ve dengeli beslenme, beden ve ruh bütünlüğümüzü korurken önem vermemiz gereken diğer unsurlar arasında yer alır. Yaşanan bu semptomların psikolojik kökenli olabileceği gibi fiziksel hastalıkların belirtileri olarak da yaşanabileceği göz ardı edilmemelidir. .
•Özellikle tiroid hormonları ile etkileşimde olan sağlık problemlerine dair önlem almak, korucuyu muayeneleri aksatmamak önemlidir.
•Geçmişte yaşanan bir psikolojik/ psikiyatrik problemin varlığı, kişinin bu süreci ciddiye almasını ve bu belirtiler deneyimlenmeye başlandığında mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek alınmasını gerektirir.