Evlerde ve iş yerlerinde daha çok dekoratif amaçlı kullanılan süs bitkileri ya da diğer adıyla salon çiçekleri sanıldığı kadar masum değil. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Bekin Bükün, evlerde yetiştirilen süs bitkilerinin hepsinin zehirli olduğunu kaydederek, bunların içerdiği alkaloit, glikozit, safonin ve tanenlerin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu vurguladı. Çiçeklerin içerdiği bu maddelerin, çiçeklerin daha dayanıklı ve daha cazibeli bir hale gelmesini sağladığına dikkat çeken Prof. Dr. Bükün, bunların insanlarda çeşitli rahatsızlıklara ve zehirlenmelere yol açabildiğine işaret etti.
Zehirlenmelere yol açıyor
Rönesans döneminin Alman hekimlerinden Paracelsus'un, "Yalnız miktar zehri belirler" dediğini anımsatan Prof. Dr. Bükün, "Bu nedenle bunlardan yediğimiz miktar zehirlenme ölçüsünü artırır ya da azaltabilir. Bunların çoğunun yapraklarını ya da meyvelerini yediğimiz zaman kusma, bulantı, dilde şişmeler ve ödem oluşturma gibi daha birçok rahatsızlıklara neden olur. Bunlar özellikle küçük çocuklarda tehlikeli olabilmektedirler. Çünkü küçük çocuklar bunların tehlikelerinin farkında olmayıp, bitkilerin çeşitli bölgelerine dokunabiliyor ya da yapraklarını ve çiçeklerini çok cezbedici renklere sahip olmaları nedeniyle koparıp, yiyebiliyorlar. Bu da aynı zamanda derilerinde tahrişler ya da bir önceki saydığımız belirtilere neden olup, çeşitli zehirlenmelere yol açabiliyor. Bu nedenle hastanelere başvuran bir sürü vakaya rastladığımızı söyleyebiliriz" dedi.
Özellikle evlerde sıklıkla bulundurulan nergisler, duvar sarmaşıkları, çiğdemler, hazeranlar, mor ve sarı salkımlar, ortancalar ile çuha çiçeklerine dikkat edilmesi gerektiğine de işaret eden Prof. Dr. Bükün, çokça kullanılan bu çiçeklerin zehirli olduğunun rahatlıkla söylenebileceğini dile getirdi.
Yatak odasında çiçek bulundurmayın
Vatandaşlara yatak odalarında yoğun bir şekilde çiçek bulundurmamaları konusunda da uyarılarda bulunan Prof. Dr. Bükün, "İnsanlar oksijen alıp, karbondioksit veriyor. Bitkiler ise gündüz karbondioksit alıp, oksijen verip, gece tam tersini yapıyorlar. Bu nedenle insanlar üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Sadece bu olumsuzlukları için değil, birçok bitki buharlaşma yoluyla da yapraklarından gözle görülmeyen maddeler salgılayarak, insanlara zarar verebilmektedir" diye konuştu.
Doğru şekilde kullanılmalılar
Bu zararlı maddelerin bitkilerin savunma mekanizmalarını arttırmak amacıyla salgılamış olduğu salgılar olduğunu da anlatan Prof. Dr. Bükün, şunları kaydetti: "Tıp ve kozmetik sanayi başta olmak üzere birçok alanda bu kimyasalları bizler günlük hayatımızda kullanıyoruz. Bunların zararları yanında elbetteki yararı da bulunmaktadır. Hem aromalarından faydalanıyoruz. Ya da en basit örneği evlerimizde yetiştirdiğimiz fesleğenler sinek ve sivrisinek kaçırıcı olarak bilinirler. Bu tür yararları da bulunmaktadır. Doğru kullanırsak birçok yararı da bulunmaktadır. Doğru olan, doğru yerde ve doğru şekilde kullanmaktır."