Türkiye'de yaygın olarak Fethiye'de bulunur.
Güçlü bir antitoksidan olan kuzugöbeği mantarı, parkinson hastalığınun yanı sıra Tip 1 ve 2 diyabette de şifa kaynağı
Doğal bağışıklık sistemini güçlendiren kuzugöbeği mantarı, polisakkarit bağışıklık sistemini uyarır
- Bakır ve E vitamini açısından zengin kuzugöbeği mantarı, kalp sağlığının korunmasında önemli etki sağlar
Yüksek miktarda selenyum ve niasin ile kanserle mücadele eder
Yüksek miktarda D vitamini içeren tek bitki olan kuzugöbeği mantarı, kan basıncını ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Bir fincanında yaklaşık 8 mg demir içeren kuzugöbeği mantarı, anemi ve kansızlık ile mücadele eder
İlaç kullanımının neden olduğu böbrek yetmezliği ile mücadelede etkin olan kuzugöbeği mantarı, toksisiteye karşı koruma sağlar
İçerdiği potasyum, çinko, kalsiyum ve bakır ile troid sağlığına destek olur
Katarakt ve glokom gibi göz hastalıklarını engeller
İnme, kalp krizi, ve diğer kalp hastalıkları riskini artıran LDL kolestrol seviyelerini düşürür.
Kuzugöbeği mantarı tüketiminde alerjik reaksiyonlara karşı dikkatli olunmalıdır.
Kuzu Göbeği Mantarı ve Bunun mucize faydaları
Gök gürlemesi ve şimşeklerin çakması sonrasında ortaya çıkar. Kuzu Göbeği adında yumurta şeklinde bir mantar olup son derece lezzetli olur Ayrıca suyunu göze çekerler gözü parlatır. Mantarların besin maddesi olarak kullanılmasının yanında tedavi maksatlı kullanılması yeni bir keşif sayılmaz. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v): ‘Mantar kudret helvası cinsindendir. Küme mantarının suyu göze şifadır.’ buyurarak bu besine dikkat çekmiştir. Yine Tirmizi’de yer alan bir rivayete göre halk: ‘Mantar toprağın çiçek hastalığıdır.’ deyince Resulullah Efendimiz (s.a.v): ‘Mantar menn’dendir (yani; Allah’ın İsrail oğullarına nimet olarak lütfettiği kudret helvası). Suyu göz için şifadır…’ buyurmuştur. Ebu Hüreyre konuya şöyle bir ilâvede bulunur: ‘Ben üç veya yedi mantar aldım. Onları sıkıp suyunu bir şişeye koydum. Gözünde rahatsızlığı olan bir hizmetçime tatbik ettim. İyileşti.’ Sonraki dönemlerde Peygamber Efendimizin (s.a.v) tavsiye ve uygulamalarını kendilerine rehber edinen her alanda olduğu gibi sağlık alanında da birçok çalışma yapan İslâm âlimleri çeşitli icraatlarda bulunmuşlardır. Mantarla ilgili rivayetlerden mülhem İbn-i Baytar daha 1200′lü yıllarda mantar suyunun mikrobik göz hastalıklarını tedavi ettiğini belirtmiştir.
Ülkemiz doğa mantarları yönünden hem tür hem de çeşit zenginliğine sahiptir. Doğadan toplanarak yenen bu mantarlar kendilerine has koku lezzet ve hoş kokusuyla Halkımız tarafından rağbet görmekte ve büyük bir beğeniyle tüketilmektedir. Doğal olarak yetişen mantarlar; ormanlık bölgelerde ağaç altlarında ve ağaç Kütükleri üzerinde çayır alanlarda yılın belirli mevsimlerinde görülmektedir. Yetişme Devreleri çevreyle ilgili koşullarına bağlı olarak genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Bazı Serin bölgelerde yaz aylarında görülen türler de mevcuttur. Doğa mantarları yüksek Pazar değerine sahip olmaları nedeniyle yılın belirli zamanlarında –ağırlıklı olarak ilkbahar Ve sonbahar aylarında- bilinçsizce toplatılarak dış ülkelere satılmaktadır. Bu şekilde dışsatımı yapılan birçok doğa mantarı bilinçsiz toplamalar nedeniyle tehdit altında olup Bazı türler yakın bir gelecekte tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Örneğin özellikle Kuzugöbeği olarak bilinen ve ihracatı yapılan Türleri birçok yöremizde artık bulunmamaktadır.
Bazı yörelerimizde ise zor bulunur hale gelmiştir. Bu durum toplama Yapan kişiler tarafından da bilinmesine rağmen maddi getirisi nedeniyle toplama işlemi Doğayı sömürecek şekilde sürdürülmektedir. Toplayıcılar mantarları çok küçük ve kökleri ile topraklı bir şekilde sökmektedir. Böyle bir toplama işlemi özellikle kuzugöbeği türleri için son derece tehlikelidir. Çünkü Bu türler Sınıfından olup sporları diğer şapkalı mantar türleri gibi Olmayıp İçerisinde bulunmaktadır. Sporların doğaya Yayılması; mantarın büyüyüp gelişmesi yaşlanıp çatlaması ve İçinden sporların Kolayca çıkabilmesiyle mümkün olmaktadır. İşte bun edenle yeni oluşmakta olan çok küçük Mantarların koparılması son derece hatalıdır. Mantarların büyümesine fırsat Verilmediğinde kuzugöbeği gibi mantar türlerinin çoğalabilmesi toprakta kök Bölgesindeki misellerle mümkün olmaktadır. Kökler topraklı bir şekilde alındığında bu Yolla çoğalma imkânı da ortadan kalkmış olacaktır. Bu tür bilinçsiz toplamalarla doğa Mantarları giderek azalmakta ve neredeyse yok olma sınırına gelmiştir… Öyle ki artık rüyalarıma bile girmez oldular
Türkiye her yıl ilkbahar aylarında tonlarca (400-500 ton) kuzu göbeği mantarını özellikle Avrupa ülkelerine ihraç etmekte ve bunun sonucunda önemli miktarda döviz girdisi sağlamaktadır. Köylüler bu mantarı toplamak için sabahın erken saatlerinden akşam saatlerine kadar ormana gidip mantar aramaktadırlar. Bu sürede toplanan mantarlar akşamüstü köye gelen aracılar tarafından peşin olarak satın alınmakta ve kısa sürede ihracatçı firmaya teslim edilmektedir. Mantarlar bu firmalarda boyutlarına göre tasnif edilir sapın topraklı kısmı kesilir daha sonra üçer kiloluk kasalar halinde paketlenip taze olarak Fransa Isviçre Almanya Ingiltere Belçika Hollanda Lüksemburg Avusturya Ispanya Amerika Isveç ve Norveç gibi ülkelere gönderilir. Talep fazlası ise dondurularak veya kurutularak daha sonra satılmak üzere depolanmaktadır. Dünyada Italya Ispanya ve Yunanistan gibi Akdeniz ülkelerinde yetişen kuzu göbeği hem çeşit hem de miktar olarak ülkemizde oldukça zengin durumdadır.
Kuzu Göbeğinin Künyesi
Morchella cinsine ait olan kuzu göbeği mantarları ortalama 5-15 cm boyunda kremden koyu kahverengiye kadar değişen renklerde bal peteğini andıran şapkası ile kolayca tanınabilecek bir yapıdadır. Üremelerini sağlayan sporlar askus adı verilen bir kese içinde bulunur. Bu keseden atılan sporlar uygun sıcaklık ve nemde toprakta çimlenerek mantarı meydana getirirler. Kuzu göbeği mantarının dünyada yaklaşık olarak 30 civarında türü bilinmektedir. Türkiye’de ise en yaygın olarak rastlanan türleri Morchella crassipes M. conica M. deliciosa M. esculenta M. elata M. distans ve M. rotunda’dır.
Nerelerde Yetişir?
Yurdumuzda çam ormanlarında bazen meşe dişbudak gürgen ve elma ağaçlarının çevresinde ilkbaharda özellikle Nisan ve Mayıs aylarında yağmurlardan sonra kuzu göbeğini bol miktarda bulmak mümkündür. Genellikle Ege Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yetişen bu mantarlar Konya – Beyşehir – Göynem,Derebucak,Izmir-Bergama Muğla Kastamonu Aydın Denizli Çanakkale Uşak Balıkesir Sinop illeri ve çevresinde yaygın olarak tanınmakta ve toplanmaktadır.
Dikkat!
Ekonomik yönden orman köylüsüne büyük katkı sağlayan bu mantarların çeşit ve miktarında son yıllarda bir azalmanın olduğu gözlenmektedir. Azalma sebebi olarak yağmurların yeterince yağmaması yanında mantarların aşırı ve bilinçsizce toplanması görülmektedir. Bu mantardan gelecekte de aynı şekilde faydalanmak istiyorsak dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralayabiliriz;
Yapılan orman kesimleri ve şehirleşme nedeniyle türün yayılış alanı sürekli daralmakta olduğundan yayılış alanlarını genişletmeye yönelik koruma alanları oluşturulmalıdır.
Türün aşırı toplanması engellenmeli bu konuda toplamanın yapıldığı orman köylerine gelir getirici alternatif üretimler sağlanmalı ve toplama konusunda halkın bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar artırılmalıdır.
Mantar çoğunlukla daha eşeysel olgunluğa ulaşmadan yani sporlarını oluşturmadan gençken toplanmakta bu da türün yok olmasına neden olmaktadır. Diğer taraftan mantarın toprağıyla birlikte bulunduğu ortamdan çıkarılması oluşum evresinde çok önemli bir yapı olan sklerosiyumu (Morchella’nın yaşam döngüsünde olumsuz koşullara dayanıklı önemli bir evre) ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle hem genç mantarların toplanmaması hem de sklerosiyumun korunması için gerekli bilgi aktarımı yapılmalıdır.
Görüldüğü gibi yapılan ihracatla elde edilen dövizle ekonomik yönden önemli miktarda gelir getiren bu mantar gerekli önlemler alınmazsa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bunun için özellikle ilkbahar aylarında orman köylüsüne toplama ile ilgili bilgiler aktarılarak bu konuda bilinçlenmeleri sağlanmalıdır.