Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti üzerindeki soru işaretleri devam ederken, 46 yıl önce İstanbul’da katledilen İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom’a ilişkin yeni bilgiler gün yüzüne çıktı.
Araştırmacı yazar Rıfat Bali’nin “İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom’un İnfazı-Çok Cesur Bir Adamdı. Sonuna Kadar Direndi” başlıklı kitabında Elrom ailesinin THKP-C’ye 1 milyon marklık fidye teklifinde bulunduğunu yazdı.
Ephraim Elrom, MOSSAD tarafından Arjantin’de yakalanıp İsrail’e getirilen Nazi savaş suçlusu Adolf Eicmann’ın soruşturma dosyasını hazırlayan ekibin başında görev yaptıktan sonra bir uçak kazasında oğlunu kaybetti. Elrom, yaşadığı travmayı atlatması için İsrail tarafından 8 Ağustos 1969’da diplomat olarak İstanbul’a gönderildi. Elrom eşi ile birlikte elmadağ Divan Oteli’nin yanında bulunan Seyhan Apartmanı’ndan daire kiraladı.
Köprü altında buluşma
Evlat acısını dindirmeye çalışan Elrom, Mahir Çayan’ın lideri olduğu THKP-C’liler tarafından 17 Mayıs 1971’de kaçırıldı. Kaçıran teröristler büyükelçinin hayatına karşılık, örgüt bildirisinin TRT’den okunup hapisteki THKO üyelerinin serbest bırakılmasını talep etti. Nihat Erim hükümeti bu talebi kabul etmezken, Elrom’u kurtarmak için Balyoz Harekatı başlatıldı. Elrom’un cansız bedeni 23 Mayıs 1971’de Nişantaşı’ndaki bir dairede bulundu. Rıfat Bali, “Elrom’u kaçıranlar adına birileri aileye 1 milyon marklık fidye önerisini götürüyor. Galata Köprüsü’nün altında buluşulmasına karar veriliyor ancak bu buluşma hiçbir zaman gerçekleşmiyor. Galata Köprüsü’ne aile üyelerinden fidye ile gelen olsa da teröristlerden gelen olmuyor. Etrafın polis kaynamasından çekinip vazgeçmiş olabilirler” dedi.
TÜRKEŞ’İN SÖZLERİ
‘Büyük bir acı duymaktayız’
Elrom’un ölümünden sonra 24 Mayıs 1971’de MHP’nin merhum lideri Alparslan Türkeş’in taziye defterinde yer alan sözleri ilk kez Bali’nin kitabında yer aldı. Türkeş, Elrom’un ardından “Bu canavarca cinayetten dolayı büyük bir acı duymaktayız. Bu çok müessif olaydan yüksek şahsınıza değerli dostumuz İsrail milletine taziyelerimi bildirerek, selam ve saygılarımı sunarım” ifadelerini kullanıyor. Dönemin MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu’nun taziye defterine İngilizce yazdığı, duyguları ise şöyle: “Tüm çabalarımıza rağmen önlenemeyen bay Elron’un ölümü, Türk halkının olduğu gibi şahsım ve teşkilatım da derin bir üzüntüye neden olmuştur.”
‘Ben gitmemiş olsam ölmezdi’
Elrom’un 3. kattaki komşusu Jak Eskenazi’nin o döneme ait anlatımları ise şöyle: “Fevkalade bir adamdı. Bence çok sağlam, çok dürüst bir adamdı. Çok iyi bir komşuluğum vardı. Hatta bazen toplantı oluyordu bizim dairede. Beraber briç oynardık. İsrail’e gitmeseydim Elrom ölmezdi. Benim arabam vardı. Arabamla gelir giderdim. O zaman Balıklı Hastanesi’ne giderdim. Daima kapıcıya tembih ederim ‘benim yerimi bırak, oraya başka bir araba gelmesin.’ Ben gittikten sonra bunlar arabayla geldiler. Benim arabam olsaydı orada bunlar giremeyeceklerdi apartmanın önüne. Olmadı...”