Piramit Haber

Erdoğan kesin konuştu!

Gündem

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimler sonrası ilk kez konuştu. Erdoğan parti liderlerine son dakika koalisyon çağrısı yaptı.

ANKARA'da bugün gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, genel seçimler sonrası ilk kez yapacağı son dakika açıklamalara çevrilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenecek 4. Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Hükümet kurma çalışmalarına değinen ve "Kimse ben deme hakkına sahip değil" diyen Erdoğan, "Herkes egolarını bir kenara koyup, bir an önce ülkemizde hükümet kurulmalı" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ATO'da 4. Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Programı'nda konuştu.

 İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları...
 Değerli misafirler, yurtdışı Türkler ve akraba toplulukları başkanlıklarının değerli mensupları, sevgili öğrenciler, sizleri en kalbi duygularımla, sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Türkiye’de bu yıl mezun olacak tüm öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Bu yıl mezun olacak dört bin öğrenci ile birlikte Türkiye’deki üniversiteleri bitiren, uluslararası öğrenci sayısı 60 bine ulaşıyor.

Az önce Cemil’e bir nükte yaptım. Dedim ben, Uganda’dan geldiğin gün gibi göreceğim zannediyordum, ama seni farklı gördüm. Kaç kardeşsiniz dedim, yedi kardeşiz dedi. Üç kız, dört erkek. Bu yolu açanlara şükranlarımı bildiriyorum. Ülkede böyle bir hizmeti vermenin az da olsa emeği geçen bir hadimi olmanın da mefahirini yaşıyoruz. Bundan dolayı da ayrıca mutluyuz.

Unutmayın, zekat sadaka verdikçe artar. Ben bu tür hizmetleri de aynı noktada görüyorum. Eğittikçe, verdikçe, inşallah bunun bereketi çok daha fazlasıyla artar. 12 yıl önce 45 milyon dolar dünyadaki en az gelişmiş ülkelere yardım eden bir Türkiye, bugün 4,5 milyar dolar yardım ediyorsa, verdikçe arttı, verdikçe arttı, verdikçe arttı azalmadı. Daha iyi bir yere geldi.

Ben bunu da böyle görüyorum. Türkiye’deki üniversitelerden mezun olup, 160 ayrı ülkede, kendi ülkelerine hizmet vermenin çabası içinde olan tüm kardeşlerimi kutluyorum. Gerek mezunlar, gerek öğrencilere şunu tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum. Biz Türkiye olarak sizleri hiçbir zaman unutmayacağız, sizler de bizleri unutmayın.

Aramızdaki kardeşlik ilişkisini daima güçlü tutmak için her türlü gayreti göstereceğiz. Türkiye’de öğrenim gördükten sonra ülkesine dönen her bir kardeşimi, bu ülkenin oradaki fahri elçisi olarak görüyorum.

Aynı şekilde eğitimlerini sürdüren her bir öğrenci kardeşimi de, ülkelerinin Türkiye’deki fahri temsilcileri olarak kabul ediyorum. karşılıklı olarak sevgi saygı etrafında şekillendiğine inandığım büyük etkileşimin, ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasına inanıyorum. 

Küreselleşme gerçeği, dünyanın neresinde olursa olsun tüm toplumların ortak tarihi kültürel ekonomik sosyal ve siyasi değerler etrafında birlikte hareket etmesini zorunlu kılıyor. Orta Afrika ile güney Asya ile Türkiye’nin ne kadar uzak olurlarsa olsunlar, kaderleri birbirinden ayrı değildir. 

Orta Asya, Balkanlar, Kuzey Afrika, Kafkaslar zaten daha düne kadar aynı tarihi aynı medeniyet değerlerini paylaştığımız coğrafyalardır. Bizim milletimiz yüzyıllar boyunca dünyanın en büyük en güçlü devletlerine sahip olduğu halde, geçmişinde sömürgecilik ayıbı olmayan belki de tek toplumdur.

Bugün de dış politikamızın ana ekseninde dünyanın neresinde bir mağdur, mazlum varsa, ona el uzatma anlayışı vardır. Geçmişte balkanlarda, Kafkasya’da yaşanan sıkıntılarda hangi samimiyetle el uzattıysak, bugün de Irak’ta, Suriye’de Filistin’de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Biz ülke ve millet olarak hiçbir zaman insanları derisinin rengine, konuştuğu dile göre ayırt etmedik, etmeyiz. Çünkü biz yaratılanı severiz, yaratandan ötürü diyen, buna gönülden inanan bir milletiz.

Geçtiğimiz 12 yılda 76’dan 193’e çıkan üniversite sayımız, 800 bine çıkan öğrenci sayımız ile bu alanda önemli bir hamle gerçekleştirdik. Bu çerçevede attığımız önemli adımlardan biri de, Türkiye bursları projesidir. Geçmişte farklı kurumların, farklı statülerde verdiği burslar 2012’den itibaren başbakanlığım döneminde Türkiye Bursları adı altında toplandı.

Türkiye bursları kapsamında yapılan tanıtım çalışmaları, öğrenci sayısının da katlanarak artmasını sağladı. Üç yıl içinde, uluslararası öğrenci sayısı 24 binden, 70 bine ulaştı. Türkiye bursu verilen öğrenciler, dünyanın 100 farklı noktasındaki mülakatlarla belirlendi.

“AFRİKA’DAKİ VİKTORYA GÖLÜ’NDE ÇIKARILAN BALIKLAR…”

Coğrafyaları sadece doğal zenginlikleriyle, stratejik değerlendirme anlayışı insanlığa büyük zarar verdi. sömürgecilik ve kölelik şekil değiştirerek varlığını bugün de sürdürüyor. Batı’da israf edilen gıdanın, Afrika’daki tüm açları doyuracak durumda olan bir düzenin sürdürülebilmesi mümkün değildir. Orta Afrika’daki Viktorya Gölü’nde çıkarılan balıklar batı ülkelerine götürülürken, bunların kılçıklarının bile bölge halkına çok görüldüğü bir düzeni kabul etmemiz mümkün değildir.
“GECE UZAYDAN DÜNYAYA BAKILDIĞINDA…”

Altı petrol, altın elmas daha pek çok maden kaynayan toprakların üzerindeki insanların, sefalet içinde yaşadığı düzeni kesinlikle adaleti bulmuyoruz. Gece uzaydan dünyaya bakıldığında kimi yerler ışıl ışık yanarken, kimi yerler derin karanlığa boğulmuşsa burada bir sorun var demektir. Bu düzen eninde sonunda tıkanmaya çökmeye mahkumdur.
“BATI, ARAP VE TÜRKMENLERİ VURUP PYD VE PKK’YI YERLEŞTİRİYOR”
Türkiye bu konuda tarihi olarak sorumluluk sahibidir. Biz işte bunun için dünya beşten büyüktür diyoruz. BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, dünyadaki adaletsizlikleri önlemek konusunda öncülük yapması gereken kurumların, önce kendilerini ıslah etmeleri gerekiyor. İşte buyurun, bakın sınırımızda Tel Abyad’da, Arapları ve Türkmenleri uçaklarla vuran batı, ne yazık ki onların yerine terör örgütü PYD ve PKK’yı yerleştiriyor. Buna biz nasıl olumlu bakabiliriz? Bu batıya biz nasıl samimi olarak bakabiliriz.

İşte Numan Bey dün bölgedeydi. Oradan kaçan ve bize sığınan 15 bine yakın insanı biz ege denizinde veya Akdeniz’de bırakmadık. Açtık kucağımızı onları ülkemizde kabul ettik. Biz buyuz. Ama Batı’yı da görüyoruz. Onlar Akdeniz’de boğulmaya mahkum ediyor, Ege’de boğulmaya mahkum ediyor, ama biz buna müsaade edemeyiz.

Okudu ya, zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biz buyuz.

Arakan’daki Müslümandan, Irak’taki Ezidi’ye kadar yardıma ihtiyacı olan her mazluma, başka hiçbir kritere bakmaksızın el uzatmayı sürdüreceğiz. Yunus emre’den aldığımız ilhamla, gönüller yapmak için, Mevlana’nın söylediği gibi ayağımızı bu ülkeye sahipleyip tüm dünyayı dolaşmaya devam edeceğiz. Bu bakımdan çok önemli bir müktesebat ortaya çıktı. Çok daha yüksek verim elde etmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Türkiye geçtiğimiz 12 yılda alt yapıdan demokrasiye ve uluslararası ilişkilere kadar her alanda büyük mesafe kat etti. Ülkemizin bu kazanımlarını korumak mecburiyetindeyiz. Dün büyüme rakamları açıklandı. İdeal değil, hamdolsun ilk çeyrekte sağladığı yüzde 2,3’lük büyüme oranıyla, dünyanın 14’ncü sırasında yer aldı.

Kesintisiz 22 çeyrektir büyüyen Türkiye’nin bu performansının devamı, ve bu devamının bu güven ortamının muhafazası şarttır. Dönem başkanlığını yürüttüğümüz G20’nin Antalya’da yapılacak zirve toplantısına, belirsizliği geri kalmış şekilde katılmış mecburiyetindeyiz. 2023 hedefleri herhangi bir partinin değil Türkiye’nin hedefleridir. En küçük bir aksamaya izin vermeden, bu doğrultuda yürümeye devam etmeliyiz.

"HERKES EGOLARINI BİR KENARA KOYUP..."
Türkiye’yi hükümetsiz, Türkiye’yi başsız bırakan, egolarına mahkum olanlar, ne tarihe ne de milletimize bunun hesabını veremezler. Onun için de anayasal yasal süreç içerisinde herkes egolarını bir kenara koyup, bir an önce ülkemizde hükümet kurulmalı ve kaldığımız yerden, devlette devamlılık esastır anlayışıyla bu süreç devam etmelidir.

Milli gelirini 800 milyar dolara ulaştırmış, ihracatını 160 milyara ulaştırmış, işsizliği tek haneli rakama indirmiş bir ülke olarak bir adım geriye gidişe asla tahammülümüz yok.

"KİMSE 'BEN' DEME HAKKINA SAHİP DEĞİL"
Siyasi alanda yaşanan hiçbir gelişmenin, bu kazanımları tehdit edecek boyuta ulaşmasına izin veremeyiz. Bu bizim insanımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir. Asla, kimse, hangi siyasi olursa olsun, ben deme hakkına sahip değildir, biz demek zorundayız. Türkiye’nin doğrudan milletin oyuy

"EN YAŞLI ÜYE SIFATIYLA SAYIN BAYKAL İLE GÖRÜŞTÜM"

Şahsımın bu konudaki sorumluluğu çok daha büyüktür. Bunun bilincindeyim, farkındayım. Bu çerçevede genel seçimleri, ülkemizin önünde yeni bir dönem açmıştır. Bu vesileyle, dün en yaşlı üyesi olması hasebiyle sayın Baykal’ı davet ettim, kendisiyle görüşme yaptım. Hem süreci değerlendirdim, bu işin süratle kesintisiz devamı için ben üzerime düşen neyse bunu yapacağımı kendisiyle de paylaştım.

Çünkü devam eden yatırımlarımız var, bunların aksamaması lazım. Çünkü bu yatırımlar tüm milletimizindir. Buradaki aksamalar milletime kaybettirir, ülkeme kaybettir.

Siyasi partilerin tercihlerini krizden değil, çözümden yana kullanmalarını istiyorum. Batının sahsımza yönelik tüm agrasif, çirkin o batı medyasının açıklamalarını tabii ki buradan çirkin bulduğumu açıklamalar zorundayım. Bu tahammülsüzlüklerin de bir şeyi gösterdiğini biliyorum; Allah'a hamdolun ki doğru yoldayız.
Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.