Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sigarayla mücadelede sağlanan başarının kaybedildiğini ve ikinci bir önlemler paketi hazırladıklarını açıkladı.
Yeni pakette, düz paket, açılır-kapanır alanların kapalı sayılması ve sigara içilebilen alanın binadan 5 metre uzak olması zorunluluğu bulunuyor. Bakan Akdağ, Mersin’de bir araya geldiği gazetecilere, sigara içmenin “zor ve rahat bozucu” olmasını, ayrıca yeni neslin sigara içmesinin önlenmesini istediklerini kaydetti. Tüketimi artan sarma tütünle ilgili bir düzenleme yapılacak.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sigarayla mücadele kampanyasının başladığı 2008 yılından sonraki süreçte, kullanım oranlarının yüzde 26’lara kadar gerilediğini ve Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütünden birkaç kez ödül aldığını hatırlatarak, gelinen aşamada ise TÜİK’in verilerine göre yüzde 30’ların üstüne çıkıldığını belirtti. “Kazandığımız cepheyi kaybettik ama pes edecek halimiz yok” diyen Akdağ, hem bilinçlendirme kampanyası hem de yasal mücadeleyi içeren ikinci bir çalışma yapıldığını kaydetti.
Yeni yasal düzenlemeler eğlence yerlerini zorlayacak
Bakan Akdağ’ın verdiği bilgiye göre, mevcut deneyimlerden elde edilen sonuçlara göre ikinci bir yasal düzenleme taslağı hazırlandı ve Bakanlar Kuruluna sunuldu. Akdağ, en kısa sürede bunu yasallaştırmak istediklerini belirtti.
Yeni paketin temel unsurları şöyle:
- Düz paket: Avustralya’da uygulamaya giren düzenlemenin benzeri olarak, sigara markası çok küçük ve görülmesi zor yerde olacak ve geri kalan yüzeyin tamamı uyarılardan oluşacak.
- Satış noktaları: Sigaraların satış noktasındaki görünürlüğü yeniden düzenlenecek ve kesinlikle içi görünmeyen kapalı kutularda bulunacak.
- Kafe-restoran-eğlence yerlerinde sigara içmeye izin verilen, üstü ve yanları açılır-kapanır alanlar da “kapalı alan” sayılacak ve sigara içilmesi yasaklanacak.
- Eğlence yerleri ve kafe-restoranlarda, otellerde kapılardan en az 5 metre uzaklıkta sigara içilebilecek.
Bakan Akdağ eğelence yerleri-kafe-restoran grubundaki düzenlemelerin insanların sigara içmesini zorlaştırma, rahatlarını bozma amacını taşıdığını belirterek, “Sigara içmek isteyen bir kişi, rahat koltuğundan kalkacak, eğlencesine ara verecek. Bunu sağlamaya çalışıyoruz. Sigara içmek zor olmalı” dedi.
Sarma tütün olarak adlandırılan, sigara sarmaya uygun kıyılmış tütün satışına yönelik kısıtlayıcı düzenleme yapılacak. Bu ürünlerin vergisiz, kayıt dışı ya da kaçak olarak satılması önlenecek.
“Cezamı öderim, devam ederim mümkün değil”
Bakan Akdağ, eğlence yerleri ve kafe-restoranlarda belirli alanların sigara içmeye ayrılmasının “maçı kaybetmek” anlamına geldiğini belirterek, “Almanya bu hatayı yaptı. Ana amacımız gençlerin sigaraya başlamasını engellemek. İçenlerin de bırakmasını sağlamak. Bir noktadan sigara içiliyorsa sorun çözülmüyor” dedi. Recep Akdağ, işletmelerin cezayı ödemeye razı olarak sigara içmeye izin vermesinin mümkün olmadığını, katlanarak büyüyen cezaların devamı halinde mutlaka kapatma cezası verileceğini belirtti.
Gıda için destek istedi
Bakan Recep Akdağ, sigaradaki gibi kısıtlayıcı olmayacak şekilde gıda reklamları ve gıdalara da bilinçlendirme çalışması hazırlığı içinde olduklarını kaydetti. Akdağ, ambalajlarda şeker uyarısı, çocukların şekerli gıdalara ulaşımı konusunda kantinlerde başlayan uygulamanın devamı, basın üzerinden bilinçlendirme çalışması olmak üzere girişim hazırlığı içinde olduklarını kaydetti.
Sevk zinciri zorunlu değil ücret dahil yönlendirmeyle olabilir
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, aile hekimi sayısını artırmak istediklerini ve nihai hedefin 2 bin nüfusa bir hekim olduğunu açıkladı. Akdağ, bunun hizmet kalitesini artırması yanında maliyetlere de etki edeceğini vurguladı.
Sevk zincirinin zorunlu olarak uygulanması yönündeki bir soruyu yanıtlarken Akdağ, “Sevk zinciri ancak 2 bin kişiye bir aile hekimi ile olabilir. Böyle olsa bile zorunlu sevk zinciri işlemez. Pilot olarak denedik. Hatta ben tebdili kıyafet Isparta’daki pilot uygulamayı inceledim. Sevk almak isteyenlerin normal hastaların hizmet almasını engellediğini gördük. İsveç deneyimi var. Aile hekimine gitmeden hastaneye gitmeye izin veriyor ama yüksek bir bedel koymuşlar. Bunların hepsi sonraki aşamada değerlendirilecek hususlar. Öncelik aile hekimliğinin geliştirilmesi” dedi.
Sağlıkta yerli ürün üretiminde Sağlık Bakanlığı eleştirisi haksızlık olur
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tıbbi donanım ve diğer ürünlerde yerli üretim konusunda Sağlık Bakanlığının çok çaba harcadığını ancak bilgi teknoloji düzelinin bu alandaki zorlukların ana nedeni olduğunu belirtti. “Cep telefonlarımız bile ithal. Yerli üretilmiyorsa bu alanda Sağlık Bakanlığı’ı eleştirmek haksızlık olur” dedi. Akdağ bakanlık olarak ilaçta hem jenerik ürünlerde hem de kan plazmasında çok verimli görüşmeler yaptıklarını ve 700 milyon Dolarlık ilacın yerli üretimi için teklif sunduklarını belirtti.
Recep Akdağ, ayrıca yüksek teknolojili olmayan tıbbi cihazlar için Cazibe Merkezleri yaklaşımı içinde alım garantili üretim yaptırmayı planladıklarını kaydetti. Bakanlık yüksek teknolojili görüntüleme cihazları için de büyük firmalarla görüşme yürütüyordu. Akdağ, kan plazma fraksiyonu için de Yönlendirme Komitesi toplantılarına bizzat katılarak sonuca ulaşmaya çalıştıklarını belirtti.
Suriyelilere sağlık hizmeti: Vatandaşlara yakın düzeyde: “Allah bereketini veriyor”
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, zaman zaman eleştirilere konu olan Suriyelilere verilen sağlık hizmetinin düzeyinin Türk vatandaşları kadar olmadığını ancak yakın seviyede bulunduğunu belirtti. Maliyetin AFAD tarafından ödendiğini ancak yeterli olmadığını kaydeden Akdağ, Sağlık Bakanlığı bütçesinden de destek sağlandığını kaydetti.
Türkiye’deki Suriyeli doktorların çalışacağı, Suriyeli göçmenlere yönelik sağlık merkezleri kuracaklarını kaydeden Akdağ, Suriyeli doktorlara denklik verilemediğini, özel bir düzenleme ile sadece Suriyelilere bakmak üzere bu doktorların görevlendirileceğini kaydetti. Akdağ, Suriyeli doktorlara yönelik bir sınav uyguladıklarını da belirterek, sınavları yapanlar tarafından kendisine verilen bilgiye göre Suriyeli doktorların iyi yetişmiş olduğunu kaydetti.
Akdağ, Suriyelilere verilen hizmetler konusunda da “Bugünlerde ekonomik dalgalanma nedeniyle konuşuluyor ama ekonomi vs. analiz anlamında değil, şunu söylemek istiyorum: Biz verdikçe Allah da bize bereketini veriyor” dedi.