Her yerden isteyenleri gelirmiş ama kız hiç kimseyi beğenmezmiş ve kimsenin teklifini kabul etmezmiş.
Kızla aynı kasabada yaşayan birde genç varmış oda kızı çok severmiş ve kıza görücü göndermiş, kız bu gencin teklifini de kabul etmemiş.
Bunun üzerine genç çok üzülmüş ve o kasabayı terk etmiş başka şehre gitmiş.
Aradan yıllar geçmiş ve delikanlı doğduğu toprakları özlemiş.
Otelden çıkmış ve gördüğü yaşlı bir adama kızı sormuş.
Delikanlı kızın nasıl biriyle evlendiğini merak etmiş.
Adam gittikten sonra delikanlı kapıyı çalmış, kendini tanıtmış.
Delikanlıyı evin arkasında büyük bir gül bahçesine götürmüş.
Ama asla geri yürümek yok bahçede, arkana bakmak yok en güzel gülü istiyorum sadece demiş.
Delikanlı memnuniyetle demiş ve girmiş bahçeye.
Ona uzanırken gözüne kadife kırmızı bir gül ilişmiş.
Kıza verdiği söz aklına gelmiş ve geri dönememiş.
Delikanlıya bilmem aldın mı cevabını demiş.
Bu yüzden gençlik gitmeden elindekiyle yetinebilmeyi öğrenmek gerekir...