- "Ben ölüp yıkanınca, şu eski çoraplarımı ayağıma geçirin, ben bunlarla gömülmek istiyorum."
Vakit saat gelir bu zengin vefat eder.
Cenaze yıkandıkdan sonra oğulları çorapları alıp getirirler:
Babamızın vasiyeti var, şu eski çorapları ona giydireceğiz. derler.
Cenazeyi yıkayan hoca efendi bunu katiyyen kabul etmez.
Bu sefer müftüye çıkarlar. O da Dinimizde böyle birşey yok. deyip reddeder.
İster istemez, babalarının vasiyetinden vazgeçmek mecburiyetinde kalırlar.Cenazeyi defnedip kabirden evlerine dönünce komşularından biri elinde bir mektupla gelir :
- "Babanız çok önceleri bu mektubu, bana vererek, benim cenazem gömülüp oğullarım eve dönünce kendilerine ver demişti." der.
Mektubu açıp okuyunca, babalarının en son ibretli dersini şu ifadelerle verdiğini görürler:
- "Evlatlarım, işte gördünüz; eski çoraplarımı bile kabrime götüremedim. Aklınızı başınıza alınız. Ne yapacaksanız hayatta yapıp öbür aleme gönderiniz. Aldanmakta fayda yok."