Kanadalı ünlü Doktor William Osler, Montreal'de tıp fakültesine devam ettiği yıllarda, derslerinde başarılı olamayacağını, iyi bir doktor çıkamayacağını düşünüp üzülüyordu.
Doktor oldu, ancak aynı üzüntü ve endişeler yine devam etti.
Bir gün, ünlü İngiliz tarihçisi Thomas Carlyle'den okuduğu bir cümle, onun tüm hayatını değiştirdi ve
öldüğü 1919 yılına kadar, tüm dünyanın adını saygı ile andığı bir doktor olmasını sağladı.
William Osler'in hayatını değiştiren o cümle şu idi:
"Bizim hayattaki en önemli işimiz; belli belirsiz, puslu şekilde uzaklarda bulunan şeyleri görmeye çalışmak değil; gözümüzün önünde apaçık halde duran şey için ne yapacağımıza karar vermektir."
Bilginlerden Zarafet Dersi!
Bir zamanlar İran´da bilginler ve şairler, “suskunlar meclisi” adıyla bir topluluk oluşturmuşlardı.
Üye sayısı otuz kişiydi ve bunu arttırmıyorlardı.
Üyeliğin ilk şartı çok düşünmek, az yazmak ve çok az konuşmaktı.
O zamanlar meşhur şair ve bilgin Molla Camî, bu meclisin aşkındaydı. Günün birinde suskunlar meclisinin bir üyesinin öldüğünü duyunca, onun yerine aday olmak için bilginlerin bulunduğu köşke geldi.
Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, ismini bir kağıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan suskunlar meclisine gönderdi.
Meclis üyeleri bu teklifi görünce biraz üzüldüler. Molla Camî oraya layık bir bilgindi ama ölen üyenin yerine başka birini almışlardı. YENİ BİR ÜYE İÇİN YER YOKTU.
Meclisin başkanı, bir bardağı tamamen suyla doldurduktan sonra Molla Camî´ye gönderdi.
Zeki bilgin, durumu kavramıştı. Bir damla daha olsa bardak taşacaktı.
Bunun üzerine o da hemen oracıktaki bir gül dalından küçük bir yaprak koparıp, nazikçe suyun üstüne koyuverdi. BARDAK TAŞMAMIŞTI. Bunu içeri gönderdi.
Meclistekiler bu kibar cevabın manasını anlamışlardı: Zarif insanların yeri başkaydı.
Üyeler, bu değerli bilgini de aralarına almaya karar verdiler. Başkan listeye Molla Camî´nin adını ekledi. Otuz sayısının önüne bir sıfır koyarak, 300 yazdı. Bununla Molla Camî sayesinde, meclisin değerinin on misli arttığını belirtiyordu.
Listenin son şekli Molla Camî´ye gelince, meseleyi anladı. Ancak sayının büyük gösterilmesinden hoşlanmadı. Sağdaki bir sıfırı silerek, otuz sayısının soluna koydu. Yani 030 yazdı.
Alçak gönüllü Molla Camî, böylece kendisini solda sıfır sayıyor, bardağı taşırmadığı gibi, o meclisin yapısını da etkilemeyeceğini söylemek istiyordu. Diğer üyeler bunu görünce, saygı ve hayranlıkları bir kat daha artmış olarak suskunlar meclisinin yeni üyesini selamladılar.