Folik asidin, anne adaylarında asıl kullanım amacının, doğacak bebekte nöral tüp defekti denilen anomali riskini azaltmak olduğuna işaret eden Buyru, "Nöral tüp defektlerispinabifida, meningomyelosel, anansefali gibi beyin ve omurilik ile ilgili gelişim bozukluklarıdır.
Kötü beslenen, sosyoekonomik düzeyi düşük kişilerde daha fazla görülür. Bu anomaliler gebelik esnasında anne kanında alfafetoprotein (AFP) denilen maddenin yükselmesine neden olurlar. Ultrasonografi ile veya anne kanında AFP bakılması ile anlaşılabilirler. Çoğunlukla tedavisi yoktur ve gebeliğin sonlandırılmasını gerektiren anomalilerdir" diye konuştu.
Kötü beslenen, sosyoekonomik düzeyi düşük kişilerde daha fazla görülür. Bu anomaliler gebelik esnasında anne kanında alfafetoprotein (AFP) denilen maddenin yükselmesine neden olurlar. Ultrasonografi ile veya anne kanında AFP bakılması ile anlaşılabilirler. Çoğunlukla tedavisi yoktur ve gebeliğin sonlandırılmasını gerektiren anomalilerdir" diye konuştu.
Buyru, folik asidin ıspanak, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Anomali riskini azaltmak için gebe kalmadan en az 6 hafta önce başlanmalı ve gebeliğin ilk 3 ayı boyunca kullanımı sürdürülmelidir. Normal beslenen bir kadının diyetle aldığı folik asit günde 0.18-0.20 miligram kadardır. Gebe kalmayı planlayan bir kadının günlük folik asit gereksinimi ise 0.66-0.70 miligramdır. Aradaki farkı diyetle karşılamaya kalksak günde 500 gram ıspanak veya 900 gram brokoli tüketmemiz gerekir.
Bu nedenle anne adaylarına gebe kalmadan 6 hafta önce başlamak üzere günlük en az 0.4 miligram folik asit kullanmaları önerilmektedir. Eğer anne adayı daha önce nöral tüp defektli bir gebelik yaşadıysa, korunma için önerilen doz 4 miligramdır. Çünkü daha önce NTD'li gebelik, sonraki gebeliklerde de riski önemli ölçüde artırmaktadır. Bu gereksinim de ancak folik asit veya multivitamin preparatları ile karşılanabilir."
Bu nedenle anne adaylarına gebe kalmadan 6 hafta önce başlamak üzere günlük en az 0.4 miligram folik asit kullanmaları önerilmektedir. Eğer anne adayı daha önce nöral tüp defektli bir gebelik yaşadıysa, korunma için önerilen doz 4 miligramdır. Çünkü daha önce NTD'li gebelik, sonraki gebeliklerde de riski önemli ölçüde artırmaktadır. Bu gereksinim de ancak folik asit veya multivitamin preparatları ile karşılanabilir."
"GEBELİK OLUŞTUKTAN SONRA FOLİK ASİTE BAŞLAMANIN
NÖRAL TÜP DEFEKTİNİ ÖNLEME AÇISINDAN YARARI YOK"
NÖRAL TÜP DEFEKTİNİ ÖNLEME AÇISINDAN YARARI YOK"
Folik asit kullanımına gebe kalmadan en az 6 hafta önce başlanması ve gebeliğin ilk 3 ayı boyunca devam edilmesi gerektiğinin altını çizen Buyru, "Önemli olan gebeliğin oluştuğu dönemde annenin kan folik asit düzeyinin yüksek olmasıdır. Gebelik oluştuktan sonra folikasite başlamanın, nöral tüp defektini önleme açısından yararı yoktur. Gebelikte kullanım kan yapımı açısından yarar sağlar. Bu etki gebeliğin 20. haftasından sonra daha belirgindir. Folik asit ve B12 eksikliği megaloblastik anemi denilen anemiye neden olabilir" dedi.
Buyru, folik asitin, doğacak bebekte nöral tüp defektlerini önlemek için kullanımına 1980'lerden sonra başlandığını kaydederek, yapılan çalışmalarda anne kanında folik asit düzeyinin düşük olduğu dönemlerde gebe kalanların bebeklerinde daha fazla nöral tüp defekti görüldüğünün gözlendiğini ve gebe kalmadan folik asit desteğine başlayanlarda bu anomali riskinde yüzde 80-90 oranında azalma bildirildiğini aktardı.
Nöral tüp defektleri dışında dudak yarığı, kalp-damar anomalilerinin de folik asit kullanımı ile azaldığının iddia edildiğine değinen Buyru, epilepsi nedeniyle ilaç kullananlarda ve şeker hastalığı olanlarda da folik asit desteğinin önemli olduğuna işaret etti.
Buyru, son yıllarda gebelikte folik asit kullanımının, doğacak bebekte otizm riskini azalttığına ilişkin çalışmalar bulunduğunu dile getirerek, Norveç'te yapılan ve 100 bini aşkın anne adayını kapsayan bir çalışmada, folik asit kullanan anne adaylarının çocuklarında otizm riskinin, kullanmayanların yarısından az olduğunu anlattı.
"FOLİK ASİT FAZLALIĞINA AİT OLUMSUZ BİR ETKİ BİLDİRİLMİYOR"
Şeker hastalığı olan anne adaylarının gebeliklerinde başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere anomali riskinin arttığını belirten Buyru, şöyle devam etti:
"Gebe kalmadan folik asit desteğine başlayan diyabetli anne adaylarında ise bu risk artışı ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle folik asitin Tip 1 diyabeti olan anne adaylarında doğacak bebekte kalp-damar anomalisi riskini azalttığı bildirilmektedir.
Aynı şekilde epilepsi için kullanılan ilaçlar, doğacak bebekte anomali riskini artırmaktadır. Antiepileptik ilaç kullanan anne adaylarında folik asit kullanımı, anomali riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Erken gebelik esnasında gribal infeksiyon, bademcik iltihabı gibi hastalıklara bağlı yüksek ateş de bebekte anomali riskini artırabilir. Bu risk artışını da folik asit kullanımı ile ortadan kaldırmak mümkündür."
Aynı şekilde epilepsi için kullanılan ilaçlar, doğacak bebekte anomali riskini artırmaktadır. Antiepileptik ilaç kullanan anne adaylarında folik asit kullanımı, anomali riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Erken gebelik esnasında gribal infeksiyon, bademcik iltihabı gibi hastalıklara bağlı yüksek ateş de bebekte anomali riskini artırabilir. Bu risk artışını da folik asit kullanımı ile ortadan kaldırmak mümkündür."
Buyru, folik asit fazlalığına ait olumsuz bir etki bildirilmediğinin altını çizerek, "Folik asit içeren çoğu ilaç ve vitamin SGK kapsamında ödenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü de gebelikte folik asit ve demir kullanımını önermektedir. Zaten pek çok kadın da durumun farkında olup, gebe kalmayı planladığında folik asit kullanımına başlamaktadır" dedi.