Gelişmiş ülkelerde meme kanseri görülme sıklığı; beslenme hataları, hareketsiz yaşam, geç çocuk sahibi olma, emzirmeme, yaşam süresinin uzaması gibi nedenlerle artarken, gelişmekte olan ülkelerde ise bu kanserden ölüm oranları daha yüksek… Bunun altında yeterli bilinç düzeyine sahip olunmaması, sağlık hizmetlerine ulaşım zorluğu gibi nedenler yatıyor. Tablo biraz karamsar görünse de erken teşhis edilen meme kanseri yüzde 100 başarı ile tedavi edilebiliyor. Bunun için yapılması gereken her kadının 20’li yaşlardan itibaren meme sağlığına özen göstermesi…
Meme kanseri tüm dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Her 8-10 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanserine yakalanma riski taşıyor ve bu risk yaş ile beraber artıyor. Hastalık en sık 55-64 yaşları arasında görülüyor. Çok daha nadiren de olsa erkeklerde de meme kanseri olabiliyor. Uluslararası Kanser Ajansı’nın 2012 yılı için yeni kanser tahminlerine bakıldığında, meme kanserindeki artış dikkat çekiyor. Ülkemizde kanser hastaları ile ilgili henüz yeterli sayıda ve kalitede verinin toplanamaması nedeniyle, kısıtlı bölgelerden gelen temsili veriler üzerinden konuşabiliyoruz.
Erken tanının öneminden bahseder misiniz? Evreler ve iyileşme oranları nasıl?
Erken tanı, hastalığın henüz sadece memede sınırlı olduğu dönemde teşhis edilmesidir. Erken evre meme kanseri tedavisi mümkün bir hastalık... Erken tanı hastalıktan ölümleri azalttığı gibi, çoğu zaman memenin korunmasını da sağlıyor. Memenin korunmasının yanı sıra, koltuk altı lenf bezlerinin tümünün alınmasından kaçınılmış oluyor. Böylelikle ameliyatların getireceği yan etkiler oldukça azalıyor ve hastanın yaşam kalitesi artıyor. “Evre 0” dediğimiz meme kanseri ameliyat edildiğinde hastanın 10 yıl yaşama şansı neredeyse yüzde 100 iken, evre ilerledikçe sağkalımla beraber, tam tedavi şansı azalıyor ve hatta ortadan kalkıyor.
Sağlıklı bir kadın meme sağlığı ile ne zaman ve hangi yöntemlerle ilgilenmeye başlamalı?
Öncelikle tüm kadınları meme kanseri konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. 20 yaşından itibaren her kadın kendi kendine meme muayenesi (KKMM) yapmaya başlamalı. KKMM her ay adet bittikten bir hafta sonra, menopoz ya da geçirilmiş ameliyat nedeniyle adet görmeyenlerde kişinin kendi belirleyeceği bir günde, yine ayda bir kez olacak şekilde yapılmalı.
Ülkemizde meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 20’si 40 yaş altı genç kadınlarda görülüyor. Bu bilgi ışığında kadınlarımıza 30-35 yaşlarından itibaren yıllık doktor kontrolünü öneriyorum. 40 yaşından itibaren yılda bir kez tarama mamografisi çekilmeli ve uzman doktor tarafından meme muayenesi yapılmalı. Mamografi halen meme kanserinden ölümleri azalttığı gösterilmiş olan en etkili kitle tarama aracıdır. Ultrasonografi ise sıklıkla genç yaşlarda, hamilelik ve emzirme dönemlerinde ilk istediğimiz meme filmidir. Röntgen ışını kullanılmadan çekilen ultrasonografi, aslında mamografinin de bir nevi tamamlayıcısı oluyor. Mamografinin aydınlatamadığı yerlerde ek bilgi veriyor. Ultrason temel olarak bir kitlenin iç yapısını gösteriyor. Bu arada belirtmek gerekir ki meme filmlerini değerlendiren radyoloğun meme konusunda uzmanlaşmış olması da son derece önemli.
Risk faktörleri
• Meme kanseri için en önemli risk faktörü kadın olmak...
ADIM ADIM TEDAVİ
Evreleme
Cerrahi tedavi
Ne zaman koruyucu cerrahi?
Ne zaman mastektomi?
Onkoplastik cerrahi