''Çok etkileyici bir proje''
En eski 1830'lardan kalma kare piyanoları bile tamir ettiğini ifade eden Jobe, o tarihlerden bugünlere ünlü sanatçıların enstrümanları dahil yüzlerce piyanonun restorasyonunu gerçekleştirdiğini belirtti. Jobe, bugüne kadarki çalışmalarında en etkilendiği işler arasında Ankara Devlet Konservatuvarı ile yürütülen projeyi sayarak, "Bu çok etkileyici bir proje çünkü farklı bir kültürde çalışma imkanım oldu. Bu bakımdan benim için zengin bir proje" dedi.
"Piyanoların hala kullanılabilmesi bir mucize''
Jobe, 3 yıl önce İdil Biret'in konser kayıtlarını alabilmek için Ankara'ya geldiğini bildirerek o zaman konservatuvardaki ziyaretlerinde piyanolardan haberdar olduğunu ve böylece geçen yıl tek bir piyano ile yola çıkılan projede şu an 6 piyanonun onarıldığını anlattı.
Konservatuvardaki en eski piyanonun 1940'lı yıllara ait olduğunu bildiren Jobe, "Piyanoları ilk gördüğümde onları çok yorgun buldum. Hala kullanılabilmesi aslında bir mucize ve buradaki öğrenciler de böyle sıkıntılı piyanolarla çalışmalarından dolayı çok cesurlar. Halbuki bu piyanolar ilk başta kaliteli piyanolardı ama zamanla mahvolmuşlar" değerlendirmesinde bulundu. Yenilemek için ahşap ve metal kalitesi için bütün parçaların aynısını bulmaya çalıştıklarını bildiren Jobe, daha sonra uzun bir süre de piyanoların testten geçirildiğini söyledi.
''Fazıl Say ile İdil Biret farklı kuşakların sanatçıları''
Türkiye'de Emre Şen ve Fazıl Say ile daha önce de çalıştığına işaret eden Jobe, "Sanatçıların işlerine güçlü inançları olduğunu görüyorum ve çabalarına hayranlık duyuyorum. Fazıl Say ile İdil Biret, farklı kuşakların sanatçıları olsa da aynı isteği görüyorum" ifadesini kullandı.