Portakal Sanat ve Kültür Evi bugünlerde Matisse’ten Botero’ya, Kiefer’den Wesselman’a uzanan bir seçkiye ev sahipliği ediyor. Müzayede salonlarını dolduran bu eserlerin Türkiye’ye geliş sebebi ise Türkiye’de ilk kez düzenlenen ‘Sessiz Müzayede’. Bir hafta süren ve bugün saat 17.00’de sona erecek bu müzayede Amsterdamlı üç kuşak bir koleksiyoncu ailenin geniş koleksiyonundan seçilen 29 eserden oluşuyor. Müzayedenin detaylarını Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin dördüncü kuşak temsilcisi, müzayedeyi düzenleyen Maya Portakal Bitargil ile konuştuk.
- Çanta müzayedesi ve sessiz müzayedeyle ilkleri gerçekleştiriyorsunuz. İlklerin önemi nedir sizin için?
Çanta Müzayedesi bir ilkti, bahar döneminde ikincisini yapacağız. İlkleri yapmak önemli ama bunların devamı olduğunda ilkler bizim için daha kıymetli. Tıpkı çağdaş eserlerin ileride klasik olacak olması gibi…
- Portakal Ailesi müzayedecilikte 100. yılını kutlarken sizin, ailenin dördüncü kuşağı olarak yenilikler getirmek gibi bir misyonunuz var. Buradan bu müzayedeye nasıl gelindi?
Tabii ki yapılmayanı ve en yeniyi yapmak, bizi heyecanlandıran işler yapmak istiyoruz. 2004’te ben Paris’te okurken, babam burada ilk kez Rodin, Picasso, Dali’nin aralarında olduğu Batı sanatının ustalarını sergilemişti. Satışlı bir sergiydi bu ve uluslararası faaliyetlerimiz adına bizim için yol gösterici oldu. O zamanlar Türkiye’de bu kadar müze yoktu, fuarlar yapılmıyordu. 12 bin kişi gezmişti o sergiyi, düşünün burası küçük bir galeri sadece… Anadolu’dan otobüslerle insanlar Picasso’yu görmeye geliyordu. En çok karşılaştığımız soru ise “Bunlar gerçek mi?” idi. Benim aklıma bu kazındı. O zaman muhakkak Türk koleksiyonlarına uluslararası isimlerin iyi örneklerin katılması gerektiğine inandım, halen inanıyorum. İki tarafın da birbirini besleyeceğine düşünüyorum. Daha sonra 2010’da Monet’den Picasso’ya, sonrasında Warhol’dan Hirst’e diye satışlı sergiler yaptık. Son derece iyi geçtiler. 2004’le 2010 arasında büyük fark vardı, değişimler olmuştu. Sonra Damien Hirst sergisi, Marc Quinn sergisi düzenledik. Uluslararası çalışmalar Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin yeni bir ayağı oldu. Sessiz Müzayede de bunun bir uzantısı.
- Peki, neden sessiz müzayede?
Piyasaya yeni bir soluk getirmek istedik. Kendimiz heyecanlanmak istedik yaparken. Dolayısıyla biz de dedik ki, müzayedemizi iki saatten daha uzun bir süreye nasıl çekebiliriz. Bu müzayede fikri çıktı.
- Müzayede Hollandalı bir koleksiyoncunun 29 eserinin satışa sunulmasından oluşuyor. Bu koleksiyonun özellikleri nedir?
Hollandalı, Amsterdamlı üç kuşaktır bu işi yapan bir ailenin çok geniş koleksiyonundan 29 eser seçtik. Koleksiyondan eser seçerken kriterlerimiz daha önce Türkiye’ye gelmemiş eserler olmalarıydı. Ne getirebilirsek daha büyük bir faydamız olabilir girdikleri koleksiyona, diye düşündük. Farklı bütçelere hitap edebilmek istedik. 10 bin TL’yle 1 milyon TL arasında fiyat aralığımız... Bu tip kriterlerin yanında, iyi örnekler olmaları önemliydi. Örneğin Plensa’nın ‘unique’ bir eseri var müzayedede, hiçbir edisyonu yok. Wesselman herhangi bir Wesselman değil, sanatçıyı andığınızda aklınıza ilk gelen eserlerden. Matisse’i son derece iyi anlatan ve özetleyen bir çizimi var. Bernard Buffet’nin Pekin Tapınağı’nı yağlı boya resmettiği bir tablosu var. Yani esasında biz çeşitli bütçeler, çeşitli malzemeler, çeşitli zevklerden ama yan yana geldiğinde birbiriyle konuşabilen işlerden seçmek istedik.
- İşleyişi nasıl olacak Sessiz Müzayede’nin?
Mesela siz bir eserle, Tom Wesselman’la diyelim ki ilgilisiniz, 500 bin TL vereceğinizi söylüyorsunuz. Ben bugünün tarihi ve saati sizin verdiğiniz fiyatla yazıyorum. Üzerine bir fiyat verilirse siz isterseniz size haber veriyorum. Üzerine bir başka fiyat verildiğinde siz artırırsanız artırıyorsunuz. Artırmazsanız başka bir eseri alabiliyorsunuz. Tekrar tekrar gelip görmek mümkün... Normal müzayedenin aksine koleksiyoncular bir anda, buna karar vermek zorunda değil. Bir hafta sürüyor. Bugün 17.00’de kapanıyor. Her eser için en yüksek rakamı vermiş olan o eserin sahibi olacak.
‘Alışılmadık müzayedelere devam edeceğiz’
- Bundan sonrası için nasıl planlar var?
Çok fazla planımız var, yenilikler olacak ama elbette iyi koleksiyonlar geldikçe biz alışıldık müzayedeleri de yapmaya devam edeceğiz. Portakal’ın müzayede düzenleyebilmesi için eserlerin çok gün yüzü görmemiş ve kapı kapı dolaşmamış olmaları ve belli koleksiyonlardan çıkmaları lazım. Ancak bu kriterler olduğunda Portakal bir müzayede yapıyor. Bu da bizim kendi yolumuz. İnandığımız fiyatlarla ancak müzayede yapabiliriz. Dolayısıyla bazen sessiz kalmak daha yüksek sesli bir mesaj verebiliyor.