Piramit Haber

Kürk Mantolu Madonna Film Oluyor...

Kültür-Sanat

Bir magazin gafıyla gündeme geldi ama aslında o Türk edebiyatının başyapıtlarından biri... Sabahattin Ali'nin ilk kez 1943 yılında yayımlanan ve bugün hala en çok okunan kitaplar arasında yer alan romanı "Kürk Mantolu Madonna" hakkında bilinmesi gerekenler...

1.ASKERDE YAZDI Kürk Mantolu Madonna romanında Maria Puder ve Raif Efendi'nin aşkını anlatan Sabahattin Ali, askerdeyken, kolu çatlak halde yazdı. Ali'nin kitabı yazarken yaşadığı acıyı giderebilmek için kolunu sık sık sıcak suya soktuğu biliniyor. Deyim yerindeyse Kürk Mantolu Madonna, Ali'nin dizinin üstünde yazdığı bir kitap.

2.ÖNCE GAZETEDE YAYIMLANDI

Raif Efendi'nin içsel yolculuğunu aşk ile sarıp sarmalayarak okuyucuya sunan roman, ilk olarak 1940 yılında Hakikat gazetesinde “Büyük Hikaye” başlığı altında 48 bölüm olarak yayımlandı, sonra 1943 yılında Remzi Kitabevi tarafından basıldı.

3.ALİ’NİN CÜMLELERİYLE ROMANIN ANA FİKRİ

Sabahattin Ali, romanın ana fikrini, ”Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” sözleriyle açıkladı.

4.PENGUIN TARAFINDAN İNGİLİZCEYE ÇEVRİLDİ

‘Kürk Mantolu Madonna’, 2016 yılı başında İngiliz yayıncı Penguin’in "Modern Klasikler" serisi arasında yer aldı. Penguin Yayınevi'nin Modern Klasikler Serisi kapsamında Maureen Freely ve Alexander Dawe tarafından geçtiğimiz mayıs ayında çevrilen ‘Kürk Mantolu Madonna', 73 yıl sonra ilk kez İngilizceye çevrilmiş oldu.

5. 7 DİLDE BASILDI, 4 DİLDE DAHA BASILACAK

‘Kürk Mantolu Madonna’nın ONK Ajans aracılığıyla bugüne dek İngilizce (Madonna in a Fur Coat), Almanca (Dörlemann), Fransızca (Le Serpent a Plumes), Rusça (Ad Marginem Press), Hırvatça (Hena Com), Arapça (Sphinx) ve Arnavutça (Shkupi) yayımlandı; İspanyolca (Salamandra), İtalyanca (Scritturapura), Hollandaca (Verlag Van Gennep) ve Gürcüce (Ustari) baskıları da yayına hazırlanıyor.

6.TABLODAN İLHAMLA YAZDI

Romanda, 20'li yaşlarında babasının isteği üzerine gittiği Berlin'de, sanata olan ilgisi sayesinde bir sanat galerisini ziyaret eden Raif Efendi, galerideki tablolar arasında bir sanatçının otoportresini görür ve tablodaki kadını hiç tanımamasına rağmen platonik olarak aşık olur. Bu tablo onda daha önce hiç hissetmediği duygular uyandırır. Raif Efendi tablodaki portrenin, Andrea Del Sarto tarafından yapılmış "Madonna delle Arpie" isimli tablodaki Madonna'nın portresine benzediğini düşünür. Tabloya o kadar hayran olur ki fırsat buldukça tabloyu görmeye gider, fakat başka gözlerin onu takip ettiğini fark etmez. Artık ritüel halini alan bu tabloyu seyretme seansınlarından birinde bir kadın onun yanına gelir. Bu kadın, tablonun sahibi olan sanatçı Maria Puder'dir. Bir tablodan başlayan aşkı anlatan roman için Sabahattin Ali’nin Andrea Del Sarto imzalı "Madonna delle Arpie" tablosundan ilham aldığı biliniyor.

7.BİNLERCE BASKI, BİNLERCE SATIŞ

1983’ten bu yana Yapı Kredi Yayınları’nın bastığı ‘Kürk Mantolu Madonna’, yayınevine geçtiği günden bu yana on binlerce sattı. Hala popülerliğini koruyan Türk edebiyatının başyapıtı, ayda ortalama 10-15 bin arasında satmaya devam ediyor.

8.ÖĞRETMENLER TAVSİYE EDİYOR

Sabahattin Ali'nin kızı müzikolog Filiz Ali, ‘Kürk Mantolu Madonna'nın bu kadar ilgi görmesini ve en çok satanlar listesinde yer almasını "Kitap genç insanların duygularına hitap ediyor. Edebiyat öğretmenleri, hala öğrencilerine bu kitabı tavsiye ediyor ve gençler duygularını aktardığı için kitabı severek okuyor" sözleriyle özetliyor.

9.ŞARKILARDA SABAHATTİN ALİ

Usta edebiyatçının şiirleri birçok sanatçı tarafından bestelenip şarkı sözü haline getirildi. Ali’nin bestelenmiş şiirlerinin bazıları şöyle: Aldırma Gönül (Edip Akbayram), Leyim Ley (Zülfü Livaneli), Çocuklar Gibi (Sezen Aksu), Ben Gene Sana Vurgunum (Nükhet Duru).

10.İLK ELEŞTİRİ NAZIM HİKMET’TEN

Kitap 1943 yılında basıldıktan sonra ilk eleştiri Nazım Hikmet’ten geldi. Nazım, Mayıs 1943’te Bursa Hapishanesi’nden gönderdiği mektupta Kürk Mantolu Madonna hakkında şunları yazdı:

“Kürk Mantolu Madonna, ben bu kitabı hem sevdim hem kızdım. Evvela niçin kızdığımı söyleyeyim. Kitabın birinci kısmı bir harikadır. Bu kısmın kendi yolunda inkişafı yani bir küçük burjuva ailesinin içyüzünü tahlili öyle bir haşmetle genişlemek istidadında ki, insan buradan ikinci kısma geçerken, elinde olmayarak, yazık olmuş, bu çok orijinal, çok mükemmel başlangıç ve imkan boşuna harcanmış, keşke bu başlangıç harcanmasaydı, diyor. Ben başlangıcı okurken yani Berlin’e kadar olan pasajı, senin benim anladığım manadaki realizmine hayran oldum. Beni dinlersen o başlangıcı almak ve kahramanın ölümünü kısaca tekrarlamak suretiyle o ailenin efradı ve eşhasının hayatları etrafında bir ikinci cilt, ayrı bir roman yapabilirsin, böylelikle de dinlemeye başladığımız harika musiki birdenbire kesilmiş olmaz. Gelelim ikinci kısmına, o kısım, başlı başına bir büyük hikaye olarak güzeldir ve böyle bir tecrübe gerek senin için gerekse Türk edebiyatı için lazımdı. Sen bu tecrübeyi başarıyla yaptın.”

KÜRK MANTOLU MADONNA KİMDİR?

‘Kürk Mantolu Madonna’ romanının baş karakterleri Maria Puder ve Raif Efendi'dir. Raif Efendi içine kapanık, melankolik, sessiz ve dış dünyaya uyum sağlayamamış bir karakterdir. Hayatı boyunca birçok şeye boyun eğmiş, haksızlığa uğradığında bile buna karşı koyamamıştır.

RAİF EFENDİ'NİN HAYATI
Sevmediği bir kadınla evlenmiştir, bir ailesi vardır. Kendi hayatına kendi yön verememiş, başkalarının istediği bir insan olarak hayatını sürdürmüştür. Hayatında gerçekten yaşadığını hissettiği sadece bir anısı olmuştur ve bunu günlüğüne aktarmıştır.

TABLODAKİ 'MADONNA'
20'li yaşlarında babasının isteği üzerine gittiği Berlin'de, sanata olan ilgisi sayesinde bir sanat galerisine gider. Galerideki tablolar arasında bir sanatçının otoportresini görür ve tablodaki kadını hiç tanımamasına rağmen platonik olarak aşık olur. Bu tablo onda daha önce hiç hissetmediği duygular uyandırır. Raif Efendi tablodaki portrenin, Andrea Del Sarto tarafından yapılmış "Madonna delle Arpie" isimli tablodaki Madonna'nın portresine benzediğini düşünür.

TABLONUN SAHİBİ MARIA PUDER
Tabloya o kadar hayran olur ki fırsat buldukça tabloyu görmeye gider, fakat başka gözlerin onu takip ettiğini fark etmez. Artık ritüel halini alan bu tabloyu seyretme seansınlarından birinde bir kadın onun yanına gelir. Bu kadın, tablonun sahibi olan sanatçı Maria Puder'dir.

TABLO BULUŞMASI
Maria, Raif'in tabloya olan hayranlığının farkındadır. Raif ise başta onun kendisiyle alay eden biri olduğunu düşünür. Tablonun sahibi ile konuştuğunu öğrenince ise dünyası bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde değişir.

DOMİNANT MARIA
Maria'nın karakteri Raif'e göre daha dominanttır. Kendisinin bir erkek gibi özgür yetiştiğini, canı ne isterse onu yaptığını Raif'e anlatır. Hatta Raif'i de çok naif bulduğunu dile getirir. İkisi bu özellikleri sayesinde birbirlerini tamamlarlar ve uzun süren bir arkadaşlık başlar.

BÜYÜK AŞK
Raif Maria'yı çok sevmektedir fakat Maria'nın kendisine olan hislerinden emin olamaz. Yine de onun her istediğini yapmaya çalışır. İkisi beraber rüya gibi günler geçirirler fakat her zaman olduğu gibi bu romanda da hikayenin sonu kötü biter.

KASVETLİ GÜNLER
Bir gün Raif, babasının öldüğünü öğrenir. Havran'a dönme kararı alır. Maria ile burada mektuplaşmaya devam edecektir. Birkaç mektuptan sonra, Maria'nın mektupları kesilir. Raif bunu hayra yormaz ve Maria'nın kendisinden sıkıldığını, vazgeçtiğini düşünür. Raif'in asla bitmeyecek olan kasvetli günleri burada başlar.

DOĞUMDA ÖLÜR
Sevmediği bir kadınla evlenir. Ancak mektupların kesilmesinden tam on yıl sonra Raif, Maria'nın akrabasını Ankara'da görür. Ondan da Maria'nın öldüğünün haberini alır. Üstelik Maria'nın mektuplarında sadece "iyi haber" olarak nitelendirdiği gerçeği de o anda öğrenir. On yıl önce Maria, Raif ile kız çocuklarını dünyaya getirdikten bir hafta sonra koma halinde ölmüştür.

GİZEMLİ DEFTER
Ölümünün yaklaştığını anladığında, bu güzel günleri kaydettiği defterinin yakılmasını genç iş arkadaşından rica eder. Genç iş arkadaşı da Raif Efendi ile ilgili bu gizemi çözmek ve onu daha yakından tanıyabilmek için defteri okur.

ROMAN FİLM OLUYOR

Sabahattin Ali’nin 1943 yılında yayımladığı ve halen çok satan kitaplar listesinde yer alan fenomen eseri ‘Kürk Mantolu Madonna’, sinemaya uyarlanıyor.

Beren Saat’e ‘Kürk Mantolu Madonna’ teklifi

Sinemaya uyarlanacak olan ‘Kürk Mantolu Madonna’ romanındaki baş karakter Beren Saat’e teklif edildi.

BAŞROL SÜRPRİZİ

Sinemaya Ay Yapım tarafından uyarlanan “Kürk Mantolu Madonna’da yer alması beklenen başrol oyuncusu ise sürpriz bir isim.

BEREN SAAT'E TEKLİF GÖTÜRÜLDÜ

En son rol aldığı ‘Muhteşem Yüzyıl- Kösem’ dizisinden ayrılan Beren Saat’in, filmin başrol kadın oyuncusu olarak düşünüldüğü öğrenildi.

MARIA PUDER ROLÜ

Senaryosunu Ece Yörenç’in yazacağı ‘Kürk Mantolu Madonna’da, Beren Saat’e, ‘Maria Puder’ rolü için teklif götürüldü.

PRENSİPTE KABUL ETTİ

Diziden ayrıldıktan sonra çok sayıda teklif alan ve kendisine gelen teklifleri ince eleyip sık dokuyan oyuncunun ‘Kürk Mantolu Madonna’ projesine sıcak baktığı, hatta prensipte kabul ettiği konuşuluyor.

ÇEKİMLER 2017'DE


Çekimlerine 2017 yılında başlanması beklenen filmin önemli bir yabancı yapım firmasıyla ortak prodüksiyon olarak hayata geçme ihtimali olduğu da iddialar arasında.
Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.