Piramit Haber

Orta Oyunu Nedir Ve Tarihi Hakkında Detaylı Bilgiler

Kültür-Sanat

Orta oyunu Tarihi, Orta Oyun alanı, Orta Oyunun gereçleri, Orta Oyunun bölümleri, Orta Oyununun Karakterler, Orta oyununda Müzik ve dans hakkındaki bilgileri makalemizde bulabilirsiniz.

Orta oyunu (Kol oyunu, meydan oyunu, meydân-ı sühan, zuhûrî, zuhûrî kolu olarak da adlandırılır), ana karakterleri Kavuklu ve Pişekar olan, açık alanda halkın ortasında oynanan müzikli ve danslı Türk halk tiyatro oyunu.

Halk Tuluat Tiyatrosu, olarak da bilinen Orta oyunu metinsiz, doğaçlamaya dayalı bir oyundur. Ustadan çırağa intikal ederek gelen konular tekrarlanır. Bir gölge oyunu olan Karagöz’ün canlandırılması olarak kabul edilmiştir. Toplumun ve çevresinin sorunlarını yansıtan oyun, eleştiriden komediye yönelir. Dekor ve kostüm en aza indirilmiştir. Batı etkisinde bir tiyatro anlayışının benimsenmesi sonucu önemini kaybeden orta oyunu, İsmail Dümbüllü’nün 1973’te ölümüyle son temsilcisini de kaybetmiştir.

İÇİNDEKİLER:

Tarihi Oyun alanı Oyunun gereçleri Oyunun bölümleri Karakterler Müzik ve dans Kaynakça

TARİHİ Orta oyunundan ilk defa, Osmanlı sultanı II. Mahmud'un kızı Sâliha Sultan’ın 1834’te yapılan düğünü için kaleme alınan Lebîb’in Sûrnâme’sinde, “Cümle etrâf-nişîn-i meydan / Oldu orta oyunundan handan” mısralarında söz edilmiştir

II. Mahmud’un oğulları Abdülmecid ile Abdülaziz’in sünnet düğünü için yapılan şenliği (1836) anlatan Hızır’ın Sûrnâme’sinde yer alan mısralardan yola çıkarak, XIX. yüzyılın ilk yarısında bilindiği ve aynı yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygınlık kazandığı söylenebilir.

Orta oyunun ilk defa ne zaman ortaya çıktığı konusunda ise farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı araştırmacılar “Orta oyunu” adının ilk ortaya çıkış tarihini saptamaya çalışmış ve 19. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıktığını ileri sürmüşlerdir. Bazı bilim adamları ise Orta oyunu’nu “Orta oyunu” adını aldıktan sonra başlatmanın yanlış olacağını söyleyerek; Osmanlı toplumunda daha eskiden “Kol Oyunu”, “Meydan Oyunu”, “Zuhuri Kolu” çeşitli isimlerle orta oyununun karşımıza çıktığını; Karagöz, kukla, dans curcuna, meddah ve gene sözlü bir oyun olan hokkabazlık gibi oyun türlerinin karışımı sonucunda son biçimini ileri sürerler.

Kimi araştırmacılar ise Yunanlar’a ait “mimus” oyunlarındaki kişilerin Karagöz ve Orta oyunu kişileri ile benzerliklerine dikkat çekerek bu oyun türünün çok eski zamanlara dayandığını belirtirler. Bu araştırmacılar Türkler’in İstanbul’u fethettikten sonra Bizanslıların başı kel, karnı şişkin “Mimus”'unu Pişekar'la Hacivat, eli şakşaklı "Maccus”'unu da Kavuklu ile Karagöz yaptıkları görüşünü ifade etmişlerdir.

Orta oyunu sözünün ortaya çıkışına ilişkin görüşlere dayanarak orta oyununun ortaya çıkışı ile ilgili bazı düşünceler de ortaya atılmıştır. Commedia dell'Arte ile benzerliğini, ondan çıktığını öne süren bazı yazarlara göre Venedikliler ve Cenevizliler yoluyla bu sanat ile tanışan Türkler “Arte oyunu”nu bozup “Orta oyunu” yapmış olabilir. İspanya’da tek perdelik oyunlara “Auto” dendiğini belirten bazı araştırmacılara göre İspanya ve Portekiz’den pek çok seyirlik oyun getiren Yahudilerin, Türkiye’deki oyunlarına “auto” diyor olması ve bunun Türkçede benimsenip orta oyununa çevrilmiş olması mümkündür. “Maskare” sözünün Çingenecede “ortada, arasında” anlamına geldiğini, “soytarıcılık, güldürücülük” anlamında İspanyolca’da Mascara, Arapça’da Mashara, Farsça’da Meshere kelimelerinin Türkçeye çingenecedeki “ortada” anlamında çevrilince “orta oyunu” duruma gelmiş olabileceği de düşünülmüştür. Orta oyunu’nun “Yeniçeri ortaları”yla bağlantısı olabileceği de iddia edilmiştir.

XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Tanzimat aydınları Batı tiyatrosuna büyük ilgi gösterdiğinden geleneksel Türk tiyatrosu ve özellikle orta oyunu tiyatrodan sayılmamış, hatta zararlı bulunmuştur. Yazarların batı etkisinde bir tiyatro anlayışını devam ettirmeleri sonucu orta oyunu giderek önemini yitirmiştir. Kavuklu Sepetçi Ali Rızâ, Cüce Vasil, Pîşekâr Âsım, Kavuklu Hamdi Efendi, Pîşekâr Küçük İsmâil Efendi, Kavuklu Naşit, Kavuklu Ali gibi isimlerin oynadığı orta oyunu İsmail Dümbüllü’nün 1973’te ölümüyle son temsilcisini de kaybetti. Anadolu’da köylülerin kış aylarında, özellikle düğünlerde ve bayramlarda oynadıkları köy orta oyunları Anadolu’nun birçok yöresinde devam etmektedir.

OYUN ALANI Orta oyunu, etrafı kalabalıkla çevrili geniş bir alana kurulmuş, bir metne bağlı kalınmadan oynanan bir oyundur. Orta oyunu bir açık alan oyunudur, mevsimine göre kapalı yerlerde de oynanmıştır. Erkek seyircilerin bulunduğu bölüme “mevki”, kadın seyircilerin bulunduğu bölüme “kafes” denir.

Palanga denen orta oyunu alanı daire ya da elips biçiminde olur, izleyiciler bu alanın çevresinde sıralanırdı. Oyun alanı ip gerilmiş kazıklarla belirlenir, izleyicilerin hemen önündeki bir köşede çalgı takımı yer alırdı. Çalgıcılar takımının hemen arkasında oyuncuların kostümlerinin saklandığı sandık odası (pusat odası) bulunurdu. Oyuncular 'sandık odasından çıkıp bir yanda bırakılan küçük bir aralıktan alana girerlerdi.

Orta oyununun başlıca dekoru, yeni dünya denen ve evi simgeleyen aşağı yukarı 1.50 ya da 1.75 metre yükseklikte, iki üç kanatlı, kafesli bir paravan ile dükkânı simgeleyen iki kanatlı daha küçük bir paravan ve arkalıksız bir iskemledir. Dükkân daha Kavuklu’yla ilişkili olan yerdir. Kavuklu’nun işsizlik sorununa çözüm bulunan; kimi zaman atölye, eskici kimi zaman da kunduracı, fotoğrafçı, kahve ocağı olan mekândır. Yeni Dünya ise çoğu kez yaşanılan mekan, ev olarak kullanılır.

OYUNUN GEREÇLERİ Orta oyunu’nun bilinen en ünlü gereç Pişekâr’ın kullandığı pastavdır. Şakşak diye de anılan bu gereç kırbaç, yelpaze, kapı açılma efekti, merdiven çıkılması efekti, dayak atılan sopa oluyordu. Kostümler kalıplamış idi. Pişekar dört renkli ve dört dilimli bir külahlı giyer; . Sırtında yaka ve önünde dört parmak genişliğinde kürklü bir cüppe, cüppenin altında ise aynı renkten bir çakşır, entari ya da mintan, ayaklarında çedik pabuçlar vardır. Kavuklu ise büyük dilimli bir kavuk, uçları beline sokulmuş kırmızı bir binişi, Şam kumaşından bir entari, belinde kuşak, cüppenin renginden bir çakşır ve ayağında çedik pabuçlar giyer. Oyunlarda gün ışığından yararlanılırdı. Gece oyunlarında basit lambalar aracılığıyla ışık elde edilir ve herhangi bir alan ışıklandırması ya da ramp ışıklandırma kaygısı güdülmezdi.

OYUNUN BÖLÜMLERİ Klasik bir orta oyunu, Karagöz oyunundakine benzer biçimde giriş (mukaddime), karşılıklı konuşma (muhavere), fasıl ve bitiş bölümlerinden oluşur. Yazılı olmayan, ezbere bilinen bu metinler doğaçlamaya, seyircinin anlık tepkilerine yanıt vermeye elverişli tipik halk tiyatrosu metinleridir. Her bölüm kendi içinde bütünlük gösterir ama diğer bölümlere karşın bağımsızdır.

Alana önce çalgı eşliğinde oyunun iki ana tipinden biri olan Pişekar girer, baş çalgıcı sayılan zurnacıyla kısa bir konuşmanın ardından, oyunun adını söyleyerek gösteriyi başlatır. Zurna Kavuklu havası çalmaya başlayınca meydana Kavuklu ve “Kavuklu arkası” diye adlandırılan cüce, kambur veya denyo meydana gelir.

İkinci ana tip olan Kavuklu ve “Kavuklu arkası” diye adlandırılan cüce, kambur veya denyo'nun zurnanın çaldığı Kavuklu havası eşliğinde alana girmesiyle karşılıklı konuşma bölümü başlar. Bu bölüm kendi içinde ikiye ayrılır. Kavuklu ile Pişekâr'ın birbiriyle tanış çıkmalarıyla sonuçlanan ilk bölüm arzbâr adıyla anılırdı. Bunun ardından Kavuklu'nun, sonunda rüya olduğu ortaya çıkan bir öykü anlattığı tekerleme bölümü gelir. Asıl oyunla ilgisi olmayan karşılıklı konuşma bölümü izleyicileri gösteriye ısındırmayı amaçlar. Tekerlemelerin oldukça sık kullanılan ve ünlü olanlarından bazıları şunlardır: Kahve Kutusu, Kavun, Dilenci Vapuru, Beygir Kuyruğu, Pazaryeri, Tımarhane, Yangın, Kuyu, Gelincik Pişekâr’ın pastavını, Kavuklu’nun kavuğuna vurmasıyla tekerleme sona erer.

Asıl oyunun yer aldığı fasıl bölümünde Kavuklu sürekli olarak alanda kalır, oyunun konusuna göre sahneye çıkan çeşitli tiplerle güldürücü konuşmalar yapar. Bu bölümde zaman zaman Pişekâr da alana gelerek ya yeni tipleri Kavuklu'yla tanıştırır ya da oyunun akışını yönlendirirdi. Oyundaki düğüm genellikle, Karagöz oyununda olduğu gibi sarhoş tipinin ortaya çıkmasıyla çözülür. Bu bölümde Dükkân ve Yeni Dünya dekorları kullanılır. Gerçek dünyaya dayanan konular işlendiği gibi halk masalları ve efsanelerden alınan kurmaca öyküler de işlenebilir.

Çok kısa olan bitiş bölümünde Pişekâr ile Kavuklu karşılıklı birkaç söz söyledikten sonra, Pişekâr'in oyunun son bulduğunu açıklaması, işlemiş oldukları kusurlardan ötürü özür dilemesi, gelecek oyunun adını, yerini ve zamanını açıklamasıyla oyun son bulur, Kavuklu ve Pişekâr müzik eşliğinde alandan çıkar.

KARAKTERLER Orta oyununda yer alan bütün tipler Karagöz oyununun tipleri gibidir; ancak Karagöz perdesinde gösterilme olanağı olan doğaüstü yaratıklarla, hayvanlar, sandal, araba gibi binek araçları orta oyununda yer almaz. İki ana kahramanı vardır: Pîşekâr hem oyuncu hem sahneye koyucu, hem yazar gibi davranır. Kültürlüdür; saray ağzını ve Farsça sözcüklerle bezenmiş bir elit dilin konuşur. Kavuklu ise oyunun baş komiğidir Pişekar’ı yanlış anlayarak komik durumu ortaya çıkarır. Pişekâr ile Kavuklu gölgeoyunundaki Hacivat ve Karagöz'ün karakter olarak aynısıdır. Ama Pişekâr ile Kavuklu canlı kişiler olduklarından sözlerini vücut hareketleriyle, yüz mimikleriyle güçlendirmek olanağına sahiptirler. Karagöz metne daha çok bağlı kalmak zorundayken orta oyunu oyuncuları oyunun akışına göre metinde çeşitli değişiklikler yapabilirler ve yeni espriler üretebilirlerdi.

Orta oyununda kadın rolünü de erkekler oynar; buna Zenne ya da oyun argosunda Gaco denir. Kadınlar, hiçbir oyunda olumlu özellikler göstermezler.

Orta oyunu; Karadenizli, Rumelili (muhacir), Kayserili, Ermeni, Rum, Yahudi, Balama (Rum, Frenk) Arap, Acem, Arnavut, Türk (Hırbo), Sarhoş, Bekçi, cüce, kekeme, kambur, sağır büyücü... gibi tipler kendi şiveleri ve kılıklarıyla oyunda rol alır. Bu tipler, kılıkları, davranışları ve konuşmalarıyla hemen tanınır; daha meydana girerken çalınan müzikle belli olurlar. Kayserili, kurnaz, pişkin ve açıkgöz; Laz çok çabuk ve soluksuz konuşan, sorduğu sorunun yanıtını almadan konuşmaya devam eden, çabuk kızan çabuk yatışan; Kürt ise saf ve sakin kişiliğiyle ön plana çıkarlar. İstanbul ağzı ile konuşan Çelebi ise Sürekli bilgili ve kültürlü geçinir; Arapça, Farsça kelimeleri bolca kullanır. İşleri biten oyuncular meydanda bir kenara çekilip otururlar.

Pişekar nedir? Pişekar, geleneksel Türk gösteri sanatlarından Orta oyunu'na ait ana karakterlerdendir.

Bu karakteri tamamlayan diğer ana karakter ise Kavuklu'dur. Bir gölge oyunu olan Karagöz ve Hacivat ile benzerlik taşıyan Orta oyunu’nda, oyunun komik tipi Kavuklu (Aptal Uşak) iken Pişekar (Efendi), Karagöz ve Hacivat oyunundaki Hacivat karakterinin karşılığıdır ve aynı zamanda oyunun anlatıcısı işlevini görür.

Pişekar, her zaman içten pazarlıklı, arabulucu, kavgaları yatıştıran, dargınların arasını bulan, ölçülü, ağırbaşlı, kusurları gördüğü zaman dilini tutabilen kişidir. Saray ağzını ve Farsça sözcüklerle bezenmiş bir elit dilini sık sık kullanır Pişekar'ın elinde iki dilimli tahtadan yapılmış şakşak (pastav) onun Efendi olduğunu belirtir. Pişekar, elindeki şakşakla hem oyuncu, hem yönetmen, hem de yazar gibi davranır. Kimi kaynaklarda Pişekar’ın yeri geldiği zaman suflör, oyuncular kanavayı ya da sözleri unuttukları zaman bir hatırlatıcı olduğu yazmaktadır. Pişekar’ın elindeki şakşak, onun bu özelliklerini ortaya koyduğu gibi bir şeyin kırılması, düşmesi, dükkânın kepenginin, evin kapsının açılması ile ilgili seslerin çıkarılmasında kullanılır. Kalıplaşmı bir kostüm giyen Pişekâr’ın dört renkli ve dört dilimli külahı, üstünde, önü ve yakası kenarından kaplınmış dört parmak eninde bir kürklü cüppe, altında aynı renkte bir kaşır, bir entari ya da bir mintan, ayağında da çedik pabuç bulunur.

Orta oyununda zurnacının Pişekar havasını çalmasıyla oyun alanına ilk olarak Pişekar çıkar; dört yanı selamlar. İzleyici ve zurnacı ile söyleşiye girer. İzleyiciye eğlence vadederken hoşça vakit geçirmelerini diler. Muhavere bölümünde Kavuklu ile karşılaşır. Onu tanımayan Kavuklu’ya kendini tanıtmaya çalışırken karşılıklı atışırlar. Ardından tekerlemeye geçiir. Pişekar, Kavuklu’nun anlattığı gerçek dışı olaya inanır; bölümün sonunda Kavuklu gerçeği açıklar. Pişekâr’ın pastavını, Kavuklu’nun kavuğuna vurmasıyla tekerleme sona erer; Fasıl bölümüne geçilir. Fasıl bölümünde çoğunlukla Kavuklu iş aramaktadır; Pişekar ona iş bulur. Oyunu bitiren yine Pişekar olur. Seyircilerden özür diler, gelecek oyunun adını ve yerini duyurur.

Orta oyunu’nun en önemli özelliğinden biri oyunculardan birinin var olmayan nesneleri varsaymasıdır. Pişekâr var olmayan namusu, dirliği, iyi niyeti varsaydığı gibi var olmayan evi mekân, gidilmeyen yolu yürünmüş, geçmemiş zamanı geçmiş sayan karakterdir.

MÜZİK VE DANS Orta oyununun en önemli ögelerinden biri de müziktir. Her oyuna bir saz heyeti ve dansçılar bulunur. Hem bölüm geçişlerinde hem de tiplerin meydana/perdeye gelmelerinden önce şarkı-türkü ve halk dansları ile seyirci eğlendirilir ve oyun tamamlanır. Orta oyunu’nda bilinen son biçimine göre zurna ve çifte nara gibi nefesli ve vurmalı çalgılar insan sesine eşlik etmiştir.

“Raks” da Orta oyunu’nu tamamlayıcı bir unsur olarak değerlendirilmişti. Dansçılar, cinsiyetleri ve oyunlarına göre çeşitli isimler alırlar. Çengi (kadın dansçılar), köçek ve curcunabazlar orta oyununda etkin görevler almıştır.

KAYNAKÇA
^ a b c d e f Nurettin Albayrak, Orta Oyunu, Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
^ a b c d e Cem İçyar, Köy seyirlik oyunları orta oyunu ve commedia dell'Arte oyunlarının ilişkilerinin incelenmesi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Erzurum 2011
^ Nazan Kırcı, Orta oyunu ve Karagöz ile Dekonstrüktivizm Üzerine Bir İnceleme, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi , Haziran 1994, Trabzon
^ a b c Gülden Gözlem Küçük Arat, Soyutlama açısından postmodern edebiyat ile 'Meddah', 'Karagöz' ve 'Orta oyunu'nun değerlendirilmesi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2007
^ a b Soyutlama açısından postmodern edebiyat ile 'Meddah', 'Karagöz' ve 'Orta oyunu'nun değerlendirilmesi. Isparta.'
^ a b c d Köy seyirlik oyunları orta oyunu ve commedia dell'Arte oyunlarının ilişkilerinin incelenmesi. Erzurum'. 2011.

Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.