Elbette bu tabloların orijinal olup olmadığı uzmanlarca kontrol ediliyor. Peki Wolfgang bunu nasıl aşıyor? İki şekilde: Birincisi tekniği asıl ressamdan ayırtedilemeyecek kadar iyi. İkincisi karısı Helena'nın başrol oynadığı bir hikaye uyduruyorlar. Karı koca kurguladıkları öykü şu: Helena dedesinin önemli bir resim koleksiyonu olduğunu, bunu Naziler iktidara gelince sakladığını, ölünce de kendisine geçtiğini söylüyor. Burada çok disiplinli bir çalışma yapıyorlar. Söz gelimi antikacılardan eski tuval ve diğer malzemeleri bulup bunları kullanarak resim yapıyorlar. Resimleri titizlikle eskitiyorlar. Hatta Helena'yı makyaj ve dönem kıyafetleriyle ninesi kılığına sokup antika bir kamerayla fotoğrafını bile çekiyorlar.
Bu sahte koleksiyonda yer alan tabloları uzun yıllar (40 yıl) milyonlarca Dolar'a satarak inanılmaz bir hayat yaşıyorlar.
Ve sonra aptalca bir hatayla kendilerini hapiste buluyorlar. Bir tabloya ilişkin testlerde kullandıkları boyalarda titanyum bulunuyor. Halbuki o dönem boyalarda bu element kullanılmıyor. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Wolfgang altı, karısı dört yıl hapis yatıyor.
Peki sahtekarlığın boyutu ne? Dedektifler 36 tablodan 46 milyon Dolar (100 milyon TL!) kazandığını tespit etmişler. Wolfgang "300 tane sattım" diyor, hesabı siz yapın.
Ancak bu arada Wolfgang sanat çevrelerinde inanılmaz ünleniyor. Cezasını tamamlayıp hapisten çıkınca bu ününün sayesinde artık kendi imzasıyla resim yapmaya başlıyor.