Taraf gazetesinin haberine göre Mehmet Emin Özkan hakkında, iki kişinin ifadesine dayandırılarak “Bahtiyar Aydın’ın ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırıya fiilen katılarak üzerine atılı suçu işlediği” gerekçesiyle dava açıldı.
Her defasında olayla ilgisinin olmadığını söyleyen Özkan hakkında müebbet hapis cezası verildi. Olay anında, bölgeye 8 km uzaklıkta olduğunu anlatan Özkan, yargıya derdini bir türlü anlatamadı.
Her defasında olayla ilgisinin olmadığını söyleyen Özkan hakkında müebbet hapis cezası verildi. Olay anında, bölgeye 8 km uzaklıkta olduğunu anlatan Özkan, yargıya derdini bir türlü anlatamadı.
AĞIR İŞKENCELER GÖRDÜ
Özkan’ın oğlu Mehmet Özkan, Aydın’ın ölümü ile ilgili yeni bir dava açıldığını basından duyar duymaz avukatlarla temasa geçtiğini belirtti. Babasının o dönem gördüğü ağır işkenceler nedeniyle cezaevinde birçok hastalıkla boğuştuğunu belirten Özkan, şunları söyledi: “Babamın aldığı mahkûmiyet kararına göre 10 yıl daha hapiste kalması gerekiyordu.
O dönemde DGM’lerdeki yargılamasında suçsuz olduğunu belirtmesine rağmen bir türlü bunu kanıtlayamadı. Devletin güvenlik güçleri tarafından 12 günboyunca işkencede, sorguda kaldı. Şimdi devletten hesap soracağız.”
O dönemde DGM’lerdeki yargılamasında suçsuz olduğunu belirtmesine rağmen bir türlü bunu kanıtlayamadı. Devletin güvenlik güçleri tarafından 12 günboyunca işkencede, sorguda kaldı. Şimdi devletten hesap soracağız.”
BABA OĞUL AYNI CEZAEVİNDE
Babasının sağlık durumunun her geçen gün ağırlaştığını belirten Özkan, bir kardeşinin de KCK davasından dolayı hapiste olduğunu, babasıyla aynı koğuşta kaldığını ve bakımını yaptığını belirtti. O dönem “Rahşan affı”ndan yararlanmak için başvurduklarını belirten oğul Özkan, suçun müebbet olması nedeniyle yararlanamadıklarını anlatarak “Bu saatten sonra serbest kalması için sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Özkan, hapisteki 18 yıl içinde çeşitli hastalıklar geçirdi. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 74 yaşındaki Özkan’ın kalp, tansiyon, guatr ve bağırsak olmak üzere birçok hastalığı olmasına rağmen, Adli Tıp Kurumu’nca dört kez verilen raporda “cezaevinde kalabilir” dendi. İHD tarafından hazırlanan hasta mahpuslar raporunda da ismi geçen Özkan’ın tahliye edilmesi içinimza kampanyası düzenlenmişti.
AİLE HESAP SORACAK
Bahtiyar Aydın’ın ölümünün dönemin askerleri tarafından yapıldığının ortaya çıkması üzerine aile harekete geçti. Bunca yıldır suç işlediği iddiasıyla sorgulanan, yargılanan mahkumiyet alan Özkan’ın ailesi devletten hesap soracak. Aydın’ın ölümünün ardından Mehmet Emin Özkan’ın, olayı gerçekleştirdiği iddiasıyla aldığı mahkûmiyet kararı, PKK’ya katıldıktan sonra jandarmaya teslim olan Zafer A.’nın ifadelerine dayandırıldı.
20 yıl sonra Bahtiyar Aydın suikastı ve Lice katliamı hakkında gelen ihbar savcılığı harekete geçirdi. Ordudan atılan tanık uzman Çavuş Ahmet B. 1993 yılında Tokat Reşadiye İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yaptığını, evrak imzalatmak için komutanlarının makam odasına gittiğinde “Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın Lice’ye gittiğini, helikopterden indiği sırada BTR timinde görevli bir uzman çavuş tarafından çok uzaktan Canas suikast silahı ile vurulduğunu anlattıklarını duyduğunu” söyledi.
20 yıl sonra Bahtiyar Aydın suikastı ve Lice katliamı hakkında gelen ihbar savcılığı harekete geçirdi. Ordudan atılan tanık uzman Çavuş Ahmet B. 1993 yılında Tokat Reşadiye İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yaptığını, evrak imzalatmak için komutanlarının makam odasına gittiğinde “Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın Lice’ye gittiğini, helikopterden indiği sırada BTR timinde görevli bir uzman çavuş tarafından çok uzaktan Canas suikast silahı ile vurulduğunu anlattıklarını duyduğunu” söyledi.
8 KM UZAKLIKTAYDI
Soruşturmaya bakan Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun daha önce Bahtiyar Aydın’ın ölümü ile ilgili hakkında dava açılan Mehmet Emin Özkan’ın ifadesini de aldı. İfadesinde “Olay günü Lice’ye 8 km mesafede bulunan Yolçatı Köyü’nde olduğunu, hiçbir şekilde bu eyleme katılmadığını, o gün Lice’de olan tanıdıklarının çatışma olmadığını, Bahtiyar Aydın’ın askerler tarafından öldürüldüğünü sonra da ilçedeki ev, işyeri ve ahırların yakıldığını anlattıklarını” belirtti.