Kazı alanına herhangi bir kazı veya definenin bulunmaması için kurulmuş olabilecek tuzaklara karşı hoca getirip dua okuttuğunu da belirten Rençber, bölgedeki kazının 3 iş mikanısıyla sürdürüldüğünü, çalışmanın 2-3 gün içinde tamamlanacağını anlattı.
Son olarak pazar günü yurt dışından getirilen yer altı görüntüleme cihazıyla yeni görüntüler elde ettiklerini anlatan Hikmet Rençber, "Şu anda makinelerimizi çoğalttık. Aşağıdaki alan dardı, orayı da genişletmemiz gerekiyor. Bu yüzden makineleri biraz daha çoğalttık. Hedefimize fazla bir şey kalmadı. Kazıyla ilgili hiçbir umutsuzluğumuz yok. Altta ne var ne yok onu biliyoruz. Buradaki yapı çok enteresan bir yapıdır. Huni biçiminde oyularak yapılmış kısımlardır. Bu üst kattaki odanın şeklidir, fakat huni biçiminde olmasının sebebi de burası aynı zamanda tuzaklıdır. Bu odaya sadece bir giriş var, alttaki mekanizmayla oynadığınız zaman yukarıdaki kum aşağıdaki lahitin bulunduğu bölüme 3 dakika gibi bir zaman içerisinde doluyor. Böyle bir tuzak hazırlanmış. Çünkü eski tarihlerde bu tip yerlerde güvenlik için çeşitli tuzaklar kurulabiliyordu. Biz de yaptığımız bilimsel araştırmada kum tuzağı olabileceğini düşündük. Bu açıdan çalışmalarımızı daha da dikkatli yapıyoruz" dedi.
YENİ GÖRÜNTÜLER ÇEKİLDİ
Kazı bölgesinde son olarak pazar günü yer altı görüntüleme cihazları ile çalışma yaptıklarını da anlatan Rençber, şunları söyledi:
"Bu görüntüler bize daha da yakınlaştığımızı gösteriyor. Üstten çektiğimiz görüntüler bize daha geniş alanda olduğunu gösteriyordu, şimdi alan daha da daraldı. Mesafemizde daha kısalmış oldu. Tahminimize göre 4 ile 7 metrekarelik alanda olduğunu düşünüyoruz. Hedefimiz hafta sonu bu çalışmayı bitirmektir. Buradan çıkacak olan eserler gerçekten çok nadir bulunan eserler olacak. Bizim tahminimize göre, 2 bin 2 bin 500 yıl arasında Kleopatra, Mısır kültürü ile Yunan kültürü karışımı eserler çıkacağını ve iki büyük kazan dolusu altın olduğunu düşünüyoruz."
ARSANIN ESKİ SAHİBİ HEYECANLI
Bu arada çalışmaları çevrede büyük bir ilgi ve heyecan uyandırıyor. Arazinin istimlak edilmeden önce sahibi olduğunu ileri süren 3 çocuk annesi Teslime Gün, "Bu arsa bizimdi, 1982 yılında istimlak edildi. Şimdi buradan bir şey çıkarsa kazı sahibi bize de bir şeyler verir mi? Bilmiyorum, ama bizim de bir hakkımızın olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. Teslime Gün, kazı sahibi Hikmet Rençber'den define bulunması halinde kendisine de maddi destek sağlamasını talep etti. Bu talebi kabul eden Rençber, Çavuşlu Mahallesi'ne kalıcı bir eser bırakacağını da sözlerine ekledi.