“Aileme çok kızgınım. Beni satmak için yetiştirdiler. Buralarda eş bulamayanlara para karşılığında satılıyoruz. Hiçbir değeri olmayan ve başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için dünyaya gelmiş kadınlarız” dedi.
‘Çocukluğum muamma’
Ayten A. yaşadıklarını şöyle anlattı: “Evden çıkarıldığım günü dün gibi hatırlıyorum. Annem ağlıyordu. Ben her şeyden habersiz sadece elbise almaya gideceğimiz heyecanı ile gitme telaşı içindeydim. Her şeyin benim küçük dünyamda göründüğü gibi olmadığını büyüdükçe kavradım. Çok küçük olduğum için neden onlarla birlikte kaldığımı, neden yaşlı adamla sürekli yatmak ve onun tecavüzlerine maruz kaldığımı anlayamıyordum.
Çocukluğum bir muamma benim için. Ben hangi ara çocuk, hangi ara eş, hangi ara anne oldum bilmiyorum. Bir gün çocuklar kapımızın önünde ip atlıyorlardı. Ben de gizliden evden çıkarak çocukların yanına gittim. Oyun oynadığımı gören eşimin çocukları beni sopayla dövdüler. Biz, herkesin unuttuğu ve kaderimizi yaşamaya terk edilmiş kadınlarız. Dilimizi, kültürümüzü, geleceğimizi para için sattılar. Çalınmış hayatımızın bedelini kimden isteyeceğiz. Kaçmayı çok düşündüm, ancak gidecek yerim yoktu.”
Ayten ile evlenen T.A. ise “İki ineğimi satarak 90 yılında o zamanın parasıyla aracı olan kişiye 100 lira verdim. Beni Ayten’in evine götürdü. Benden 5 bin lira para istediler. Ayten küçüktü, ben de küçük olmasını istiyordum. Daha çabuk eğitilir, istediğimiz gibi yetiştirebiliriz diye küçük istiyordum” diye konuştu.