Konuşmamın hemen başında, önceki gün İzmir'de meydana gelen elim kazada şehit olan tüm personelimize Allah'tan rahmet diliyorum. Alaybey tersanesinde Değirmendere römorkörünün yan yatması sonucu bir başçavuşumuz, yedi denizci erimiz ve iki sivil personelimiz şehit oldu. Kaza ile ilgili, ilgili birimlerimiz gerekli incelemeleri başlattılar. 10 şehidimize tekrar Allah'tan rahmet diliyorum.
22 Aralık tarihi 1914 yılında, Sarıkamış harekâtının başlatılmasının 92'nci yıl dönümüdür. Kars da dahil olmak üzere, Kafkasya'daki işgali sona erdirmek için başlatılan hareket, maalesef arkasında çok hazin bir tablo bırakmıştır. Çok sayıda Mehmetçik cepheye ulaşamadan, şehitlik mertebesine ulaştı. Benim büyük dedem de bu harekâtta şehit oldu. Önümüzdeki yıl inşallah Sarıkamış harekâtını da şehitlerimizin hatıralarına yaraşır şekilde, bir çok etkinlikle yad edeceğiz. Yine bu hafta içinde çok önemli bir ismi, 27 Aralık
1936'da hakka uğurladığımız, Mehmet Akif Ersoy'u da vefatının 77'nci sene-i devriyesinde rahmetle yad ediyoruz. Merhum Akif'e de bize İstiklal Marşı gibi bir manifesto bıraktığı için, safahat gibi muhteşem bir eser bıraktığı için, millet kavramının çerçevesini çizdiği için dualarımızı gönderiyor, kendisinden Allah razı olsun diyoruz.
2014 hükümet bütçemiz 318 evet ile 117 ret ile kabul edildi. Emeği geçen tüm bürokrat arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
AK PARTİ YOLSUZLUĞA GÖZ YUMMAZ
"11 yıldır milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık. Biz mahşerde hesap vereceğimizi de biliyoruz".
"AK parti yolsuzluklara karşı müsama göstermez. Bizim varoluş sebebimiz bu. Biz bugünlere dürüstlüğümüzle geldik. Bizi bu günlere dik duruşumuz getirdi."
"Bizim hayat şeridimiz süt gibi bembeyaz. Bu şeritte en küçük bir siyahlık bizim sicilimizde dikkat çeker."
"Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık. Hakkında iftira olanların da aklanıp gelmesini sabırla bekliyoruz."
"Bizim bu noktadaki hassasiyetimiz sırf iftiraya maruz kaldı, sırf çamur atıldı diye söylentiler üzerinden, kimse kusura bakmasın, biz bu tür operasyonlara da aramızda girmeyiz"
''AK Parti'nin ak kadroları olarak bembeyaz, süt kadar ak bir sicille yürüyoruz. En küçük bir çamur parçası, en küçük bir siyahlık bizim sicilimizde hemen dikkat çeker.
Çektiğinde de gereği neyse onu yaparız'' dedi.
''Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Onların yaptıkları zaten ortada. Biz kendi sicilimize bakarız ve o sicil üzerinde en küçük bir leke olmaması için de azami dikkat ederiz'' dedi.
"Millet bize güvensin. Bizler her zaman hakkı söylemeye, doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekilebiliriz. Bundan da öte, hesap gününde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuurla, bu anlayışla, bu korkuyla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüzdür, emanete olan bağlılığımızdır, yolsuzluklar karşısında sert, kararlı, tavizsiz duruşumuzdur."
"Devlet kurumlarının hiçbirini topyekün töhmet altında bırakmayız, çürükleri temizleriz ya da temizlenmesi için gerekeni yaparız."
HUKUK İYİ İLE KÖTÜNÜN AYRILMASI İÇİN VARDIR
O zaman kusura bakmasınlar. Yürütmenin uzantısı, yargının belli bir yapı içerisindeki safhası demek ki bunlar servis yapıyorlar. Bize düşen nedir? Burayı da temizlemektir. Bir taraftan beraati zimmet asıldır diyeceksin, öbür taraftan da servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok.
Bugüne kadar bir çok olay yaşadık. Bu olayları yaşayanlar, belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içindeki kirletilmelerinin bedelini kim ödeyecek? Fotoğraflar, belgeler, iddialar her gün manşetlerde, ekranlarda.
Ve garip garp montajlar. Yani bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterdedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içinde olanlara da söylüyorum. Bu mudur yürütme?
Eğer kararı muhalefet verecekse, mahkemeye ne ihtiyaç var?
BU OLAYIN ULUSLARARASI BOYUTU VARDIR
"2013 yılında biz çok farklı bi Mayıs ayı yaşadık. Küresel finans krizinin etkileri tüm dünyada çok ağır şekilde devam ederken, Mayıs ayında biz Türkiye olarak tarihte örneği görülmeyen başarılara, rekorlara imzamızı attık. Bunları çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü şu olay, altını çizerek söylüyorum, ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslararası boyutu vardır. Uluslararası boyutta bunun en tepe noktası vardır. Ve onun altında da bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır. Bu olay basit olarak ele alınmasın. Bu, AK Parti iktidarının Türkiye'nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur."
1-Dünyanın en büyük havalimanını yapmak için adım attık
İstanbul Boğazı'na 2.5 milyar dolarlık bir yatırımla 3. köprünün temelini attık
İstanbul Borsası rekor kırdı bu da hazmedilemedi.
Göterge fazi biz yüzde 63 seviyesinde almıştık . Yüzde 4 altıya düşürüldü
IMF ile ilişkilerimizde tarihi bir durum yaşandı. Borcumuzu ödedik,
Enflasyonda sanayi üretimnde yeni rekorlara imza attık buna da katlanamadılar.
Bunlardan sonra ne oldu?
"Gezi olayları denilen sokak eylemleri başladı. Uluslararası medya İstanbul'a, Ankara'ya adeta kamp kurdu. Bir yandan uluslararası medya, bir yandan ulusal medya, bir yandan sosyal medya Türkiye'yi dünyaya karalamaya başladı. Bu bir ihanettir, bu vatana ihanettir ve bunu acımasızca yaptılar. Apaçık bir ihanete, apaçık bir ekonomik suikaste bu dönemde şahit olduk."
Gezi'de Mayıs ayının başarıları bozulmak istendi. Gezi olaylarında başarılı olmadılar . Ekimden beri yine toparlandık.
"Demek ki çetelerle ilgili verdiğimiz mücadele yetmemiş, demek ki bu zincirin daha çok farklı halkaları var" dedi.