Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TRT'nin ortak yayınında başkanlık sistemiyle ilgili soruları cevapladı.
"CEHALETİN TA KENDİSİDİR"
Başkanlık sistemiyle hilafetin getirileceği yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, bunun yakından uzaktan alakası olmadığını söyleyerek bu ifadenin cehaletin ürünü olduğunu ifade etti. Türkiye'de başkanlık sisteminin tartışılmasına bile tahammül edemeyenlerin olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Peki niye tahammül edemiyorlar, onu söyleyeyim, orayı ben öğrendim. Çünkü bu sistem geldiği anda artık iki tane güçlü parti olacak ve bu iki güçlü parti ülkede temsil yetkisini halkından alacak. Bunu gördükleri için asıl rahatsızlık buradan geliyor. Belli bir anlayışla acaba ben bundan sonra tekrar iktidar şansı yakalayabilir miyim? Halbuki bu tür sistemlerde kontrol mekanizmaları iyi çalıştığı için sizden bir dönemde, iki dönemde netice alamadığı zaman halk sizi kenara koyuyor, öbürüne sen gel diyor. Böyle bir durum var bunu yaşamak lazım. Yaşamadığınız zaman bunu anlayamazsınız. Sandıksa, sandık yine önünüzde, parlamentoysa, parlamento da var. Millet adına parlamento kontrolü yapıyor. Bütün bunlar var. Ama bunu bırakalım da şöyle bir konuşalım tartışalım dahi diyemiyorlar. Sadece iki güçlü parti oluşacağı için bundan duydukları rahatsızlık sebebiyle.''
"YETKİ KARŞAMASI TARTIŞMALARI"
''Anayasadan bağımsız olarak sadece siyasal sisteme yönelik bir öneri sunma ihtimali var mı AK Parti'nin 2013 yılı için? Yani Anayasa çıkmıyor ama 2014'te cumhurbaşkanlığı seçimi olacak ve yetki karmaşası çıkma ihtimali var buna ilişkin?'' sorusuna Başbakan Erdoğan, şu cevabı verdi:
''Ben yetki karmaşası noktasında ona çok katılmıyorum. Ama çıkmaz da demiyorum. Biz sayın cumhurbaşkanımızla bu noktadaki uyumumuz yerinde çalışıyoruz. Ama bir önceki cumhurbaşkanımızla böyle bir uyumumuz yoktu, onu da çok açık net söylemek durumundayım. Burada kayıplarımızın olduğunu da söylemek durumundayım. Çünkü, 'yerindelik hakkı yürütmenindir' mesela dediği halde sayın cumhurbaşkanı yerindelik hakkını kullandığımız zaman ne yazık ki bunu engellemiştir.
Seçilen Cumhurbaşkanı, yarı başkanlık sistemini temsil eder hale gelecektir. Yürütmenin başı Cumhurbaşkanıdır. İsterse bakanlar kuruluna başkanlık edebilir. Bizde bu bugüne kadar kullanılmamış. Cumhurbaşkanlarımız isterlerse bu hakları var ve gelir yaparlar. Şu anda halk tarafından böyle bir adım attığında çok daha farklı olacaktır. Parlemantodan gelişle, sandıktan geliş arasında bir fark olacaktır.
"ADAYLIK DURUMU"
Aday olacağım ya da olmayacağım demem ayrı bir tartışma getirir. Şimdi önümüzde 2013 var. Ondan sonra da 7 aylık bir süre var. Yaklaşık 19 ay var. Benim bir görevim var. AK Parti Genel Başkanı olarak ülkeme hizmet edeceğim. Sonra bir süreç başlayacak ve benim partiminde adayı olacak, belki de adayları olacak bunları bilemem.
Bir defa şöyle bir süreç başlıyor. Partili aday süreci başlıyor. Partili aday sürecinin başlaması, başkanlık ya da yarı başkanlık sistemini zaten getiriyor. Aday çıkar ve kampanya yapar. Bu tabii bir yerde şu anda Cumhuriyetçiler Demokratlar yapısının bir örneğini ortaya koyuyor. Bir seçim kampanyasındaki gibi AK Parti iktadarı gibi bir şey diyemessin. Halkın tümünün Cumhurbaşkanı olacaksınız ve buna göre mesajlar vereceksiniz. Cumhurbaşkanı adayının bir programı olacak ve ona göre çalışmalar yapacaktır. Halkta tercihini buna göre yapacaktır. İlk turda aşamassa ikinci tura geçecektir ve en fazla oyu alan seçilecektir."