İşte Erdoğan'ın açıklamalarından bazı satırbaşları:
- Miting meydanlarını 17 ve 25 Aralık operasyonları tetikledi.
- Ben bir Başbakanım. Benim telefonlarımı dinleyemezler. Böyle bir yetkileri yok. Benim bakanlarla yaptığım konuşma dinleniyor. Bunu da servis ediyorlar.
- Bu servis edenleri bulmak bizim görevimiz.
- Bugün 80 bin broşür bastırıp evlerin altından dağıtmışlar. Bunlar yakalandı. Aynı zamanda Siirt'te hazırladıkları broşürleri dağıtmaya kalkıştılar. Bunun seçime kadar devam edeceği ortada.
- Paralel yapının başındaki Pensilvanya'daki zat ben bugüne kadar oy kullanmadım oy kullanmayacağım diyor. 10 sene onlarla birlikte idik. Biz yine aynı partiyiz. Ya o zaman doğru yaptı. Ya şimdi doğru yapıyor. Bunun ortaya konması lazım.
- Attığımız adımlar gerekli tedbirleri almak istikametindedir.
- Ben Hüseyin Bey bakan iken dersane sistemine karşı olduğumu söyledim. Bununla ilgili çalışmalara başlamasını söyledi. Ben arazide on yıllarımı verdim. Anadolu'da insanımız bundan bizi ne zaman kurtaracaksınız diyor. Biz İlkokuldan ünversiteye kadar okutuyoruz. Onlar arada öğrencileri alıyorlar ondan sonra da bütün işi dersaneler yapıyormuş gibi gösteriyorlar, okulları siliyorlar.
- Bu akşam Mardin’de bir hanımefendi yanımıza geldi. Dedi ki; ‘ortaokulu kendi imkanlarımla bitirdim. Liseyi de hakeza dışarıdan bitirdim.’ Ve ardından fakülte bitirdi. ‘Ben dershaneye falan gitmedim Başbakan’ım’ dedi. Şimdi bu hanımı dinlediğim zaman işin gerçeğini gördük. Davarını satacak, bileziklerini satacak çocuklarını okutacak. Peki bunun yüzde 100 fakülteye gitme teminatı var mı? Yok. Şimdi biz burada dershaneler olayını reforme edelim, bunu kaldıralım derken okulları dönüştürelim dedik.
- Devlette çalışanların dershaneyle ne alakası var? Dünyanın değişik yerlerinde okulları var. Ben ve arkadaşlarım dünyanın değişik yerlerinde yaptığımız seyahatlerde beyefendilerin okullarına bizleri davet ederlerdi biz okullara gittik. Bakan arkadaşlarım gitti. Adeta biz onlara refere olduk. Ve onların da onlara bakışı bizim bakışımız sebebiyle farklıydı.
NAMUSLULAR NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMADIKÇA...
- Bazı iş adamları kalkar bunlarla iş birliğine girerse nasıl çözeceğiz bu işi. Kendi bu noktada ben dürüst bir iş adamıyım diyorsa ve bize güvenmiyor oraya güveniyorlarsa işte bu paralel devlettir. Bu devletin hükümeti biz değil miyiz? Geleceksin bize söyleyeceksin ki bu şifreleri çözelim. Yani burada ister istemez kullanmak isteyeceğim; namuslular namussuzlar kadar cesur olmazsa bu iş çözülmez.
İstediği kadar tehdit olsun. Koruma altına alınmaksa korumaya alırız. Bazılarına bakıyorum heyhat. Paralel yargıda bir kısım orada işimi çözerim diyor. 25 Aralık olayının içindeki yapılan hareket bir çok şeyi ortaya çıkardı. Hiçbir şeyle alakası olmayan iş adamları orada getirilip masaya oturtulmak istendi ve o işi yapan savcının nasıl bir kişi olduğu ortaya çıktı.
- Biri kalkıp da, 'yasama organını tanımıyorum' derse, bunun hesabının sorulması lazım. Sen kimsin de yasama organını tanımıyorsun?
- Bu işin 30-35 yıllık bir mazisi var. 30-35 yıl demek ki böyle bir hazırlığı yaptılar. Ve bu hazırlıkla da devletin bazı hassas kurumlarına sızmayı başardılar. Bu niyet samimi değildi. Art niyetliydi. Bir de ‘biz bu devleti bu yollarla nasıl ele geçireceğiz?’ Bu iyi ki oldu. Dolayısıyla burada bize düşen ciddi manada devleti bir defa bu virüslerden temizlemek. Bunu yapmamız gerekiyor. Atılacak adım budur. Tabi nerelere kadar nüfus ettiği görülmüyor. Önümüze bilgiler akmaya başladı tabi. Son MGK kurulunda da yaptığımız basın açıklamasında söylediğimiz gibi burada ulusal güvenliği tehdit eden bir unsur var. Bu tehdidi görmezlikten gelemeyiz. O bildiride de ifade edildiği gibi biz burada gerekli olan tedbirleri almak zorundayız. Attığım adımlar bu istikamettedir.
- İstihbarat teşkilatına sızmışlar. Sen şimdi devletin bu kurumuna güvenmezsen demek ki sen art niyetli davranıyorsun. Böyle bir şeyle de karşı karşıyasın. Ama eğer ben emniyet istihbaratına güvenemezsem, milli istihbarata güvenemezsem nereye güveneceğim? Bunu ben kurmadım ki. Bunu biz elimizde bulduk ve bununla çalışıyorsunuz. İstediğiniz kadar bu kurumları da denetleyin. Denetlemeye verdiğin kişi de o. O denli bu iş şirazesinden çıkmış. Bunların bir defa 3 tane önemli hasleti var.
Bunlarda takiye var.
Bunlarda yalan var
Bunlarda iftira var.
AĞIZLARIYLA KUŞ DA TUTSALAR BİTTİ BU İŞ
Üçünün neticesi fitne var, fesat var. Çok rahat takiye yapıyorlar. Yalan hakeza. Senin çok iyi tanıdığın arkadaşların içerisinde onlar var. Biz onlara yalan söyleyecek insanlar değil. Öyle bakmadık ama şimdi ağzıyla kuş tutsa bitti bu iş.