Belge'nin iddiasına göre “Bunları bir şey yapıp devirmek lazım, yoksa memleket batacak” diye konuşan subaylar var ve epey adam öldürecek vakitleri olacak.Hatta İslami burjuvazi darbeye karşı bile çıkmayacak.
Prof. Murat Belge, T24'ten Hazal Özvarış'a verdiği söyleşide yeni tehlikeyi işaret etti:
AKLI BAŞINDA BİR GİDİŞ GÖRMÜYORUM
"Aklı başında bir gidiş görmüyorum, bir debelenme hali var ve o debelenme içinde“Askere de kumpas kurdular” diye bir laf sallıyor adam. Çünkü şu anda Fethullah’la savaştan ibaret bütün dünya. Tabii o zaman da Genelkurmay, “Yeniden yargılama olsun” diye geliyor.
Türk ordusu gibi bir geleneği olan bu insan topluluğu AKP ile yaşanmış şu kadar yıl içinde değişmedi, bu insanlar gidip yerlerine yeni insanlar da gelmedi. Bütün o eski sorun orada duruyor. Ama hareket imkânı bulamadığı için duruyor, yoksa durmazdı.
Onun için bunlar baya bir ateşle oynamak. HSYK hikâyesinde olduğu gibi, bir eliyle yaptığı şeyi öbür eliyle bozuyor. Bunlar da bende debelenme izlenimini güçlendiren şeyler. Hukuka aykırı davranışlar, son TIR hikâyesi ki kim bilir böyle daha neler göreceğiz… Kaotik bir ortam hazırlandığında darbe de olmayacak bir şey değildir.
BENZERLİKLER VAR 27 MAYIS'A DÖNÜŞ OLABİLİR
Ben eminim, binbaşıdır, albaydır, şu an aralarında “Bunları bir şey yapıp devirmek lazım, yoksa memleket batacak” diye konuşan subaylar mutlaka vardır. Bunların arasından bir adım daha atarak “O halde sen, ben ne yapalım” diyenler de çıkar.
Bir şey bildiğimden söylemiyorum bunları, tamamen sosyoloji çerçevesinde düşünerek yürüttüğüm “Bir kurum üç gün içinde ne kadar değişir” sorusundan yola çıkarak konuşuyorum. 27 Mayıs’tan sonraki olaylarda bizim asker hiyerarşi içinde davranmayı seçmişti, ama 27 Mayıs hiyerarşiye de karşıydı. Çünkü üst rütbeliler siyasi iktidara karşı bir şey yapmayı düşünmüyorlardı.
Şimdi tekrar 27 Mayıs’a dönüş olabilir. Böyle bir ihtimal "yok” denilip, silinip atılacak şey değil. Endişe verici ölçüde benzerlikler var. Erdoğan'ın ordunun tümüne hakim olduğu yanılsamasına kapılmaması lazım.
Şimdi tekrar 27 Mayıs’a dönüş olabilir. Böyle bir ihtimal "yok” denilip, silinip atılacak şey değil. Endişe verici ölçüde benzerlikler var. Erdoğan'ın ordunun tümüne hakim olduğu yanılsamasına kapılmaması lazım.
2002’de seçim kazanıp geldiğinde dış dünyanın “Sakın ha ilişmeyin” dediği bir ortam yaratmıştı Erdoğan, ama bu son birkaç yıldır, Orta Doğu’da yaptıkları ve Batı hakkındaki konuşmalarıyla onu sildi.
"BATI 'ASKER BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN' DİYEBİLİR"
(Batı) “Bu adamlar olmuyor, zaten model olmaktan da çıktılar, askerler bildiği gibi yapsın” diyebilir; Mısır’da uzun boylu bir şey yapmadıkları gibi...
(...) Sanırım ordu içinde azınlık olabilecek belirli insanlar, 12 Eylül’den itibaren ordunun Türkiye’de oynamaya başladığı rolü, Kürt meselesini bastırmak için yapmayı içine sindirdiği işleri, bütün o faili meçhulleri vs. düşünüp “Kim bu, devlet mi, eşkıya mı? Türkiye bir şeye doğru sürükleniyor, o zaman bu devleti kurtarmalıyız, bu adamları durdurmalıyız” dedi. Davalara konu olan birçok bilgileri de bu adamların sızdırdığını tahmin ediyorum.
Ama 12 Eylül’den itibaren çok kuvvetlendirilmiş, “Bu ordu, bu toplumun hamisidir, banisidir, sigortasıdır, biz olmasak batar” diye yetişmiş bir kesim var. Onların herhangi bir özeleştiri yapmış olacağına ihtimal vermiyorum. Bunların bir kısmının da Ergenekon gibi davalardan içeriye giren adamlar olduğunu tahmin ediyorum. Böyle olmayanlar da vardır, ama böyle olanlar da mutlaka var. Onların dünya görüşü bu artık; kendilerini inkâr etmeden değişemezler.