Adıyaman’ın Kahta İlçesi’ne Menzil Köyü’nde oturan Şeyh Seyyid Abdülbaki Erol’un huzurunda tövbe etmek ve ibadet etmek isteyenlerin akınına uğruyor. Türkiye’nin birçok yerinden gelen ve tövbe ettikten sonra tarikata giren binlerce kişinin akın ettiği Menzil Köyü’ne gelenler önce Şeyh Erol’u ziyaret ediyor, daha sonra tarikatın usul ve adaplarına göre ibadetlerini yerine getiriyor.
SICAKTAN BUNALAN MÜRİTLER ’KAYLULE’ UYKUSUNDA
Alışveriş merkezleri, restoran, kafe ve dinlenme alanlarının bulunduğu bölgenin en modern köyü konumundaki Menzil’de bu yıl sıcakların ani bastırması şeyhlerini ziyarete gelenleri de bunalttı. Sıcaklığın 40 derecenin üzerine çıktığı Menzil Köyü’ne gelenler dinlenebilmek, hemde Hz. Muhammed’in ’kaylule’ denilen öğlen uykusuyla ilgili sünnetini yerine getirmek için köy camisinde toplanıyor.
Öğle saatlerinde had safya çıkan sıcak ve güneşten dışarda gezemeyerek adeta köy camiisine sığınan ziyaretciler, Hz.Muhammed’in öğle namazından sonra kısa süre uyumasını ve ’Kaylule’ denilen bu uykuyu Müslümanların terk etmemesi yönünde yaptığı tavsiyeyi de dikkate alarak toplu halde uyuyor. Ziyaretçiler, aşırı sıcaklardan dolayı dışarıda gezemediklerini, öğlen ile ikindi arasında dinlenebilmek için içi serin olan camiide uyurken peygamberin sünnetini de yerine getirdiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Dışarda aşırı sıcak var. Sıcaklarda dışarda gezmek sağlık açısından da iyi değil. Öğle ile ikindi arasında uyumak ayrıca peygamberimizin de sünnetlerinden biridir. Sağlığa da çok yararlı. Bu nedenle hem sıcaklardan korunuyor, dinleniyor, hem de peygamber sünnetini yerine getiriyoruz. Akdeniz ve Güney Amerika’daki ülkelerde ’Siesta’ denilen öğle uykusu da aslında Müslümanlık’tan alınmıştır. Peygamberimiz öğle uykusunu insan vücuduna olan olumlu durumunu 1400 yıl önce söylemiş ve bu uykuyu tavsiye etmiştir."
ÖRTÜ ALTINDA GİZLİ İBADET
Camide yüzlerce mürit yanyana uyurken, bazı müritler ise üzerlerine beyaz örtüler atarak Virdlerini çekmeleri (Allahı kalben zikretmek) ilginç görüntü oluşturdu. Nakşibendi tarikatına girmeye karar veren bir kişi ilk başta şeyhin elini tutarak tövbe ettikten sonra tarikatın usul ve adaplarını yerine getiriyor.
Tarikata giren kişiye düzenli olarak her gün çekmesi tavsiye edilen ve Vird denilen zikir şekli öğretiliyor. Şeyh tarafından müride sayısı 5 ila 50 bin arasında değişen Vird (ağız kapatılıp, dil damakta olduğu şekilde kalben Allah’ı kalben zikretmek) çekmesi isteniyor. Zikir ibadeti ise tarikat kurallarına göre gizli yapılması gerekiyor. Mürid, kıbleye dönüp dizlerinin üzerinde oturduktan sonra üzerine bir bez atıyor daha sonra 25 defa istiğfar getirdikten sonra 15 Fatiha okuyor ve bunu tarikatı kuran ve devamını getiren 15 Şeyhin ismini okuyarak ruhlarına gönderiyor. Daha sonra ise, her yüz defa Allah dendikten sonra Arapça "İlahi ente maksudi ve rızaike matlubi" (İlahi maksudum sensin, matlubum senin rızandır) deniliyor. Bu zikir şekli kalben kişiye verilen ve en az 5 bin kez ’Allah’ denildikten sonra tekrar 25 kez istiğfar getirilip sona eriyor.
Nakşibendi tarikatının diğer önemli ibadetlerinden biri ise, bir gün içindeki herhangi bir namazdan sonra toplu halde hatme yapılması. İnsanların kalplerinin Allah’a açılmasını sağlamaya sebep olan bir adap şekli olan toplu hatme, namazdan sonra yine gizli bir şekilde yapılıyor. Kimsenin görmemesi için caminin özel bir yerine perde çekildikten sonra tarikat müridleri bir halka oluşturup gözlerini kapatarak toplu halde Kuran-ı kerimden ayetler okuyup yine Allah’ı zikrediyor.
Milliyet Haber
Milliyet Haber