Baştan sona meydan okuma ile yüklü mektupta Can Dündar, "Ne yalan söyleyeyim; duvara bodoslama koşan tavrınızı seviyorum ve destekliyorum" diyerek kinayeli bir gönderme yaptı.
"Biz çocuklarımızı sizin ve devletin elinden nasıl kurtaracağımızı düşünerek feryat ediyoruz" diyen Can Dündar, 'Gerekirse yaşam tarzımızı, (kızlı erkekli) hayatımız pahasına savunuruz" diyerek Erdoğan'a da meydan okudu.
İşte "BU ÜLKE SİZİN DEĞİL SAYIN BAŞBAKAN" başlıklı açık mektup;
Hemen ekleyeyim:
Bizim de değil.
Birbirimize (“alışarak” diyemiyorum artık) “katlanarak” yaşamak zorunda olduğumuz bu ülke, hepimizin...
Ve siz -tahammül sınırlarını zorlayarak- bu gökkuşağının üstüne, kendi siyah takımınızı giydirme konusunda kararlı görünüyorsunuz.
ATEŞLE OYNUYORSUNUZ
“Gerekirse evlere müdahale ederiz” çıkışınız, bu ülkenin tarihine “bardağın taştığı nokta” olarak kaydedilmeye adaydır. Şakşakçılarınız, ellerini en görünür şekilde çırpma hararetinde fazla gürültü yaptığı için ne söylediğinizi tam işitememiş olabilir. Ama “Vallahi öyle demek istemedi” diye düzeltme telaşına düşen bakanlarınız, ateşle oynadığınızı fark etti. Ama siz, o koltukta fazla oturmanın getirdiği “Dedimse dedim” böbürlenmenizle, sadece onları hiçleştirmekle kalmadınız, kendinizi de onlardan ayırdınız.
Şimdi fark etmeseniz de aslında bu intihar dalışında yalnızsınız.
DUVARA BODOSLAMA KOŞMANIZI DESTEKLİYORUM
Ne yalan söyleyeyim; panik halinde imdat kolunu çeken dalkavuklara aldırmadan, duvara bodoslama koşan tavrınızı seviyorum ve destekliyorum aslında...
Takıyyeden iyi böylesi...
Bağnaz kitleleri yanınıza çekme uğruna, “Devleti yatak odalarına kadar sokan adam” namını üstlenmeye hazır görünüyorsunuz.
ANA BABAMIZA VERMEMİŞİZ SİZE Mİ VERECEĞİZ?
O zaman bir itirafta bulunayım:
Öğrenciyken (ve kimi arkadaşımız polis takibindeyken) kızlı erkekli aynı evde kaldık biz...
Yani sizin gözünüzde suçluyuz.
Ne var ki halimizden memnunuz.
Hayatımıza karışma hakkını ana babamıza vermemişiz; size mi vereceğiz?
28 Şubat’ta Aczmendi liderinin evini basan askere karşı çıkmışız, aynı kafayla kapımıza dayanan size mi çıkmayacağız?
Değil siz, her köşe başına diktiğiniz polisiniz, “Fuhuş yapıyorlar” diye bıyık buran vekiliniz, talimatınızla bekâr evlerine dalmaya hazır valiniz, ihbarcılığa sevk ettiğiniz “Fazilet Teyze”leriniz, dedikoduyla harekete geçecek ahlak zabıtalarınız gelse, yaşam tarzımıza karışamaz.
Hem bir şey tavsiye edeyim:
O cam kenarında fısıldaşan dedikoduculara da çok güvenmeyin.
Bir gün tebdili kıyafetle aralarına karışıp sizin için ne dedikodular yaptıklarını duysanız dudağınız uçuklar.
BİZ EVLADIMIZI SİZDEN KURTARMAK İÇİN FERYAT EDİYORUZ
Ana babaların “Devlet nerede” diye feryat ettiğini söylüyorsunuz ya; bizim için tersine: Biz çocuklarımızı sizin ve devletin elinden nasıl kurtaracağımızı düşünerek feryat ediyoruz.
Sizin “muhafazakâr demokrat” olduğunu söylediğiniz, aslında ne muhafazakâr ne de demokrat olan o otoriter kimliğinizle derdimiz...
“Hukuk”un yerine “günah”ı koyan, dindar bir nesil hayalinizle...
Oy oranınızın, size hayatlarımızı zapturapt altına alma hakkı verdiğini sanıyorsunuz; tarih kitaplarının dehşetle hatırladığı, öncülünüz olan diğer despotik liderler gibi...
GEZİ DERS OLMADI MI?
Yanılıyorsunuz.
Yanıldığınızı Gezi Parkı söyledi size...
“Bize karışma” diye uyardı.
Anlamadınız.
Çevrenizde “Mesajı aldık” diyenlere de, -tıpkı şimdiki gibi- lafını yutturdunuz.
Fırça yeme korkusuyla size iniş için alçalmaya başladığınızı söyleyemeyen yandaşlarınıza kanmayın.
Geçen yaz ne yaşandığını bir daha sorgulayın.
Özeti şuydu:
Çok sıkarsanız, bu toplum patlar.
HAYATIMIZ PAHASINA SAVUNURUZ
Kısacası Sayın Başbakan; istediğiniz kadar tehdit savurun, bizi sokmaya çalıştığınız o daracık kara elbiseye sığmayacağız. Devlet diye keyfimize kâhya aramıyoruz biz, sizin tabirinizle “hizmetimize garson” istiyoruz.
Gerekirse yaşam tarzımızı, (kızlı erkekli) hayatımız pahasına savunuruz.
Sonunda bu ülkede, -tıpkı Gezi’deki gibi- türbanlısı mini eteklisi, dövmelisi seccadiyelisi, namaz kılanı, içki içeniyle her rengin yan yana durduğu, birbirine saygı duyduğu, kardeşçe bir yaşam kuracağız.
Size rağmen...
buket 11 Yıl Önce
seccadiye nedir?
GooGle 11 Yıl Önce
seccadiye : ibadet iman demektir.
Mustafa Türk 11 Yıl Önce
ben Tayyip olsaydım, bu yazıyı okuduktan sonra şöyle derdim : -Bilal, gemicikleri hazırla, tüyüyoruz..!! zaman geldi.
Dilek ÇELEBİ 11 Yıl Önce
yine en küskün olduğumuz gün ümit var dedim teşekkürler bizim de olduğumuz zamanlar da birlikte olalım
zeynep 11 Yıl Önce
evet duygularını ve korkularını güzel dile getirmiş de keşke başını örttüğü için eğitim hakkı elinden alınan,okul kapılarında hıçkırarak ağlayan,kovulan,okuma özgürlüğü elinden alınmış öğrenciler zamanında da bu tavrı koyabilseydi.neredeydi o zaman can dündar?!
Batuhan 11 Yıl Önce
zaten gezi olaylarından sonra , herkes ayağını denk aldı bir başbakan almadı. ee azıcık ufuka baksın onun için karanlık , laik cumhuriyetimizin içinde çok parlak olduğunu görecek. uçurumdan düştü ama onu tutuyorlar sanıyor, halbuki arkasına baksa kimse yok, hızla düşüyor.
celil 11 Yıl Önce
bu vatanın ve bizim böyle dik duruşlu aydın insanlara ihtiyacımız var.yüreğine sağlık.
kemal sahan 11 Yıl Önce
boş boş konuşmus
cavit çakır 11 Yıl Önce
keşke her konuda aynı hassasiyeti ve direnci gösterebilseydiniz sayın dündar... keşke bu ülkede insanlar her zulüm gördüğünde başbakanlara mektup yazsaydınız. bu iş yazı yazmakla düzelmiyor... bilesiniz...
meryem 11 Yıl Önce
Allah'ın emirlerini bilmediğiniz kesin...yoksa böyle aptalca savunma yapmazdınız.
Mürsel 11 Yıl Önce
Allah'ın emirleri bu mu? bunu mu emrediyor şimdi ? herkes özgürce yaşar, günahı kendine, benim bilmediğim farklı dinlere mi inanıyoruz?
yahya 11 Yıl Önce
can dundar gibi aydın ileriyi gören günü kurtarmaktan öte uzun vadede ülkenin nereye gittiğinin farkında olan gazetecilere ihtiyacı var ülkemizin .ağzına sağlık üstad.
hashas 11 Yıl Önce
b u iş kalemle kagıtla olmuyor can efendi...agzı olan konuşuyor..ortada olan bir ezilme yok ama yıllarca bizi ezdiniz..yeter
sedat 11 Yıl Önce
başbakan idare etmek için çoğunluk tarafından şeçilmezmi, başbakan idare edilmek içinmi seçiliyor, kukla gibi bizim dediğimizi yap demek içinmi anlayamadım... ?
zeynel yalçın 11 Yıl Önce
ruhumuza tercüman olmuşunuz dilinize elinize sağlık.
Şaduman Halıcı 11 Yıl Önce
sayın dündar yürekli bir yazı kaleme almışsınız. sanırım haklı gururunu da yaşarsınız. ancak ben "mustafa" filmini unutmuyorum. o konuda size en nezih ve en beyefendi yanıtı sayın turgut özakman vermiş, hatta vahdettin, mustafa kemal, milli mücadele yalanlar yanlışlar yutturmacalar kitabının sonuna da bu eleştirisini eklemişti. görsellerin gücü inkar edilemez ve siz bu ülkenin kurucusunu gelecek kuşaklara doğru anlatmadınız ve bugünler de sorumluluğunuz var...
doğan 9 Yıl Önce
hala belliki çok eziksin has has !!