İzmir'in Balçova ilçesinde oturan ve bir işyerinde 20 yıldır çalışan evli, biri kız olmak üzere 13 yaşında ikizleri bulunan Gürhan Dişbudak, ev sahibi olabilmek için bir bankadan kredi talebinde bulundu.
Sıkıntısına çözüm arayışında bulunmak üzere Ankara'ya gelen Dişbudak, banka memurlarının yönlendirmesi sonucu farkında olmadan kendisine dövize endeksli kredi verildiğini, ancak döviz kurunun yükselmesi sonucu aldığı ev ile birlikte eşini ve işini kaybettiğini söyledi. Mağdur olduğunu belirten Dişbudak, devletin yasal düzenleme yaparak kendisi gibi binlerce dövizzedelerin bu sorununa çözüm bulmasını isterken, şunları söyledi:
"2008 yılında ev sahibi almak için konut kredisi için bankaya başvurdum. Bankanın yönlendirmesi sonucu Türk lirası yerine dövize endeksli, yani japon yenine endeksli konut kredisi tahsis edildi.
Bugüne kadar 5 yıl boyunca 180 bin TL konut kredisi çektim. 167 bin TL'sini geri ödedim. Banka 240 bin TL'lik evime el koydu. Ve 308 bin TL daha beni borçlu çıkardı. Matematik burada. Matematik bilenler ve ekonomistler bunu bana açıklasınlar. Evim yok. İşim yok, eşim yok, çocuklarım psikolojik tedavi görmekte ve 308 bin lira borcum var.
Ev kurayım derken bir anda hayatım karardı, her şeyimi kaybettim. Devletimiz bir an önce yasal düzenleme yaparak benim gibi binlerce dövizzede mağduru insanların sorununa çözüm bulmasını istiyorum".
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Sıtkı Yılmaz ise bugün ülkemizde tüketicilerin karşı karşıya bulunduğu temel sorunlardan birinin, dövize endeksli tüketici mağduriyetleri olduğunu kaydetti.
Yılmaz, "Özellikle 2008 yılında dövize endeksliyi konut kredileri bankalar tarafından verilmiş ve tüketicilerimiz bu bugüne kadar yaptığı ödemelerle bu borcu ödeyememişlerdir, evini kaybetmişlerdir, eşini kaybetmişlerdir, işini kaybetmişlerdir, psikolojik tedavi görmektedirler, hatta bu konuda hapiste yatan dövizzedeler var. öyle bir noktaya geldi ki, artık bundan sonra can kaybı olmasın diye çırpınıyoruz. Geldiğimiz nokta budur.
Tüketicinin korunması sorumluluğu devlete aittir. Devlet bir an önce bir yasal düzenleme ile bu sorunu kökünden çözmelidir. Bugün bunun iin buradayız. Toplantıda da aynı görüşleri dile getirdik. Ve bir an önce bu konunun yasal zeminde çözülmesini bekliyoruz" dedi.