Uslu, "AKP'lilere son çağırımdır" başlıklı yazısında kabine üyelerine 'hırsız' dedi, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı da 'beceriksiz' ilan etti.
ARSIZLAŞMIŞ HIRSIZ
17 Aralık operasyonu sonrası yargılamanın başlamadığı dava için "hırsız" hükmünü veren yazarın hedefinde iktidar ve ona destek çıkan yazarlar vardı:
"Hatta “suç işleme özgürlüğümü engelleyemezsin” diye Diyanet’ten fetva isteyecek kadar arsızlaşmış bir hırsız düşünün. Hırsızlık yaparken yakalanmış aynı hırsızın bir yandan da “ben hırsız değilim bu evin hizmetkârım” diye bağırdığını görseniz ne yapardınız? İnanır mısınız?
Düşünün ki, aynı hırsız kendine yalancı şahitler de bulmuş. Düne kadar “yiyip doymadı” diyen kişi bugün o hırsızın çalmadığına şahitlik ediyor, dün Besmeleyle alay eden kadın, bugün o hırsızın ne kadar dindar ve dürüst olduğunu göstermeye çalışıyor, dün nobran diye yazan bugün o kibar biri diye anlatıyor."
FİRAVUNLARIN PİRAMİTLERİ
Eleştiri dozunu yükselten Uslu, "Allah aşkına MİT hangi savaşı kazandı? PKK’yı mı yendi? Suriye diktatörünü mü devirdi? " diye sordu. Hem Hakan Fidan'a hem de Ala'ya yüklenen yazar, yazısını Başbakan Erdoğan'ı kızdıracak benzetmeyle tamamladı.
"Erdoğan’a Kabataş’ta yalan söyletip adamı dünyaya rezil edenlerin bilgileri ile mi kazanacaksınız? Efgan Ala iki milyar doların belgesi var dedi, demesiyle sözünü yemesi bir oldu.
Üzgünüm ama savaş bilgi ve ferasetle kazanılır. Hakan Fidan’ın bilgisi Efgan Ala’nın feraseti sizi selamete götürmez...
AKP’nin kurmay zekâsının Efgan Ala olduğunu düşünün. Gecenin bir yarısı valiyi arayıp “gazetecinin kapısını kırıp gazeteciyi tutuklayın, tutuklama emri vermeyen savcıyı da tutuklayın” diyen adamın kurmay zekâsına mı güvenip bu savaşı kazanacağınızı sanıyorsunuz?
Dahası var. Zulmünüz o kadar arttı ki, vicdan terazisi 16 yaşında 16 kiloluk bir çocuğun ağırlığını taşıyamıyor parçalanıyor artık.
Çocuklarınız kutu kutu yiyip semirirken siz başkasının çocuklarının rızıklarıyla oynadınız. Sürdüğünüz on binlerce polisin, yüzlerce savcı ve hâkimin, gazetecilerin, akademisyenlerin çocuklarının rızıklarıyla oynadınız. Rızıklarıyla oynadığınız o çocukların âhı yıkacak bu zulmü. Gelin bu zulme payanda olmayın...
Diktiğiniz gökdelenler, yaptığınız geniş yollar zulmü savunmaya yetmez. Gökdelenler zulmün yıkılışına engel olsaydı, Firavunların piramitleri engel olurdu..."