Başbakan Erdoğan TRT Haber ve TRT 1 ortak yayınında "Enine Boyuna" özel programında Taha Özhan, Mustafa Karaalioğlu, İsmet Berkan ve Hatem Ete’nin gündeme ilişkin sorularınını yanıtladı.
BUNA GÜLERİM
Erdoğan, "AK Parti ile Cemaat arasında mücadele olduğu" iddiasına ilişkin, "Buna gülerim. Tabii biz de bunları yazılı ve görsel medyadan öğreniyoruz, buna da üzülüyoruz. Zaman zaman da tabii ciddi manada yaralıyor, hatta zaman zaman bazı arkadaşlarım inanmaya da başlıyor. Diyoruz; 'Aman ha, çünkü böyle bir şeye inanmaya başladığınız anda biz kaybederiz. Böyle bir şey olamaz'. Olayımız bizim, bu ülkede hizmettir" dedi.
DİNLEME SKANDALI
Suriye için tüm adımların atıldığını anlatan Erdoğan, gelinen noktada Esad'ı suçladı. Yasa dışı dinlemelerin ahlaki bir sorun olduğunu da anlatan Erdoğan, Baykal ve MHP'li bazı milletvekilleriyle ilgili kasetler konusunda da gerekli adımların anında atıldığını söyleyerek, Türkiye'de mevcut GSM operatörleri aracılığıyla bile dinleme yapılabileceğini kaydetti. İşte Erdoğan'ın 2012'yi anlatırken aslında yeni dönemde yaşanacakları anlattığı o sözleri;
Başbakan Erdoğan, 2012 yılını değerlendirdiği TRT canlı yayınında, Türkiye'nin Suriye politikasından yasa dışı dinlemelere kadar gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yaklaşık iki saatlik süren programda Erdoğan yeni döneme ilişkin ipuçları verdi;
YENİ ANAYASA İÇİN NE DEDİ?
Buna göre Türkiye'yi önümüzdeki yıl ilk olarak, yeni anayasa tartışmaları bekliyor. Erdoğan, uzayıp giden Anayasa Uzlaşma Komisyon'u toplantılarının sulandırıldığı görüşünde. Eğer çalışmalar makul sürede bitirilemesse; Erdoğan, AK Parti'nin hazırladığı anayasa taslağını Meclis gündemine getirecek.
Erdoğan'ın uzadığı gerekçesiyle rahatsız olduğu bir diğer konu ise uzun tutukluluk halleri nedeniyle eleştirilere neden olan Ergenekon davası... Başbakan, bu konunun özellikle de her TV programında gündeme gelmesi ve kamuoyunun meşgul edilmesinden rahatsız. Erdoğan, buu gibi gerekçeler nedeniyle yasal sürecin sonlandırılarak ve kararın verilmesini istiyor.
BAŞKANLIK SİSTEMİNDE KARARLI
TRT'deki canlı yayında, yeni döneme ilişkin Erdoğan'ın üzerinde durduğu bir konu ise yeni anayasa çalışmalarında, komisyon toplantılarının tıkanmasına neden olan "başkanlık sistemi" tartışmaları... Erdoğan bu konuyu iki başlıkta değerlendiriyor. Bunlardan ilki 2014 yılında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri. Erdoğan partili bir cumhurbaşkanının Köşk'e çıkmasının zaten başkanlık sistemini ülkeye getireceği görüşünde.
İMRALI MESAJI
Terörle mücadele, Erdoğan'ın, önümüzdeki yıl üzerinde duracağı en önemli konular arasında. Programda, terörle mücadeleyi Uludere'deki olaylarla birlikte anlatan Erdoğan, istihbarat birimlerinin İmralı ile görüşmelerinın devam edeceğinin mesajını verdi. MİT krizinde gündeme gelen Cemaat-AK Parti kavgasıyla ilgili tartışmaları da değerlendiren Erdoğan'a göre böyle bir durum söz konusu değil.
İŞTE PROGRAMDAKİ DİĞER BAŞLIKLAR
Programın ilk bölümünü dış politikaya ayıran Erdoğan, Türkiye'nin komşularıyla iyi ilişkiler geliştirmeye çalıştığını anlattı. Gelinen noktada Suriye ile sorunların olduğunu ve bu konuda Türkiye olarak tüm barışçıl adımları attıklarını kaydeden Erdoğan, yaşanan sürecin sorumlusu olarak Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'i sorumlu tuttu.
Programda daha kriz başlamadan önce Halep'te Esad ile görüştüklerini söyleyen Erdoğan, Suriye yönetimine özel temsilciler gönderdiğini ve son olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu bu ülkeye gittiğini söyledi. "Maalesef bunlar Esed'e yeterli olmadı" diye konuşan Erdoğan'a göre yönetim artık o uçakları kullanacak pilot bulamıyor...
Esed'in hem kendi ülkesinde hem de yurtdışında itibarını kaybettiğini söyleyen Erdoğan, Putin'in Türkiye ziyaretinde de açık mesaj verdiğini ve Esed'in avukatı olmadıklarını ifade ettiğini kaydetti.
Bölgede taşların yerine oturmaya başladığını anlatan Erdoğan, Suriye'deki çatışmalarda şu ana kadar 50 binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiğini ifade etti. Türkiye'deki mülteci sayısının 220 bini aştığını, sadece kamplarda yaşayanların sayısının 140 bini bulduğunu ifade eden Erdoğan, Van'daki deprem konteynerlerini bu bölgeye aktarmayı planladıklarını söyledi. Bu konuda yeni bir yardım kampanyası başlatıldığını da anlatan Erdoğan sınır ötesine de yardıma muhtaç ailelere yardım göndermeye devam ettiklerini kaydetti.
BAYKAL'IN KASETİ
Başbakanlığının ilk yıllarında da dinlendiğini söylediğini ve eleştiri aldığını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Vaka bu dinleniyoruz. Malum bir gazete var biliyorsunuz sürekli onları söylüyordu. Normal bir konuşmanızı dahi bakıyorsunuz çok büyük bir mal bulmuş gibi manşetinde verdi. Bu gazetenin ne sahibi bellidir, ne mal varlığı vardır, ne şusu vardır ne busu vardır, yargıdan, şuradan, buradan, her yerden kaçar. Her şeyi ispat ettiğiniz zaman da bunun karşılığında bir cezai müeyyidesi, yaptırımı geldiğinde de bunun bedelini ona ödetemezsiniz. Halbuki bunlar bedel ödemeyi biraz görseler ondan sonra da herhalde bu işlere tevessül etmeyeceklerdir diye düşünüyorum ama bunlar geçen de söylediğim gibi bir programda maalesef oluyor, bunu minimize etmek asgariye düşürmek bana göre başarıdaki en önemli unsurdur diye düşünüyorum.''
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı MHP yöneticilerinin internette görüntülerinin ve Oslo görüşmeleriyle ilgili haberlerin yayınlandığı anımsatılarak, ''Siyaseti dizayn etmeye çalışan odakların bulunup bulunmadığı'' sorusu üzerine Erdoğan, derin devletin, devletin resmi, legal yapılanmasına karşı, resmi olmayan illegal bir yapılanmanın adı olduğunu söyledi.
Bu illegal yapılanmanın, legal yapılanların karşısında bazı şeyleri illegal yapmanın gayreti içinde olduklarına dikkati çeken Erdoğan, Baykal ile ilgili görüntülerin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a verdiği talimat üzerine TİB'in devreye sokularak durdurulduğunu, MHP'liler ile ilgili görüntüler için de aynı duyarlılıkla hareket edildiğini anımsattı.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şu andaki durum dediğim gibi bunun da bir yıllık mazisi var. Ama telefon olarak olanlar zaten legal, illegal bunlar yapılıyor. Her şeyden önce bir şeyi görmemiz lazım. Bütün bunlar kiminle oluyor? İnsanla oluyor. Olay bir ahlaki erozyonun aslında neticesi. Yani bunu şu yapar bu yapmaz gibi bir şeyin iddiasında değilim. Ahlaki yönden nasibini almamış herkes bunu yapar. Bir hukuk devletinin içerisinde biz sadece şunu savunuruz, biz yasa dışı dinlemelerin tamamına karşıyız ve bunun için de tedbirlerimizi geliştiririz. Eğer biz TİB'i kurduysak bunun için kurduk. Eğer şu anda istihbarat teşkilatımız daha güçlü bir hale geldiyse ki daha güçlüdür mesela biz şu anda GES'i biliyorsunuz MİT ile bütünleştirdik, neydi bu yıllar yılı işte askeri istihbarat olmamalı şudur budur deniliyordu biz de makuldür dedik ve Genelkurmay ile bu görüşmeleri yaptık sağ olsunlar hepsi zaten bu planlaması yapıldıktan sonra GES tamamıyla MİT'e devredildi. Şimdiyse tamamıyla bir ortak havuz haline getiriliyor. Yani emniyet istihbarat da, GES zaten orada olduğu için orası da müşterek çalışıyor oradan pas ediliyor. Bunlar aynı zamanda TİB'de de toplanıyor.''
"TEKNOLOJİNİN YAPISI BU"
Böyle bir süreçte yetkililerin ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini bildiren Erdoğan, ''Fakat yüksek teknolojinin egemen olduğu bir sürecin içerisinde bugün kimse zan altında olmasın ama siz Turkcell ile de her yeri dinlersiniz, Vodafone ile de dinlersiniz, Telekom ile de dinlersiniz, bütün bu sistemle dinlersiniz. Olur mu öyle şey? Olur mu öyle şey değil yani bu teknolojinin yapısı bu. İstediği zaman bunu yapar onun için Telekomu özelleştirirken ne diyordu yazılı görsel medya, köşe yazarları filan? Bakın bu çok stratejiktir, şimdi bu yapılıyor ama arkasından bu gelebilir. Ama o zaman Turkcell vardı. Turkcell vardı da ona böyle bir şey söylemiyorsun da Telekomda özelleştirme yapılırken niye bundan rahatsız oluyorsun? Yani öyle de olsa böyle de olsa bunlar Vodafone ile yapar, Turkcell ile yapar, Telekom ile hepsiyle yapabilirler. Bütün mesele insan unsurumuzun ahlaki noktada gerçekten bu değer yargılarına saygılı olmasıdır.''