Varlık Barışı’nın ardından piyasalarda bir "Vergi Barışı" beklentisi olduğunun belirtilmesi üzerine Şimşek, Varlık Barışı’nın bir Vergi Barışı olmadığını söyledi.
Buradaki amaçlarının, vatandaşların çeşitli kaygılarla yurt dışına çıkardıkları varlıkları Türkiye ekonomisine kazandırmak olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti: "Daha önce böyle bir adım atıldı ve Türkiye’ye ciddi katkısı oldu. Şimdi tekrar bunun başarılı olması için zemin var. Dünya büyük bir bankacılık krizinden geçti. Çok sağlam gibi görünen ülkelerin aslında o kadar sağlam olmadığı ortaya çıktı. İkinci olarak vergi cennetlerine yönelik çok ciddi bir mücadele başlatıldı. Yani eskiden olduğu gibi bir yerlerde görünmezlik zırhı artık geçerli değil. Üçüncü bir faktör ise kim ne derse desin, Türkiye bu krizden yıldızlaşarak çıktı. Bu paraların çoğu, çok düşük getirisi olan ülkelerde şu an. Dolayısıyla neresinden bakarsanız bakın, vatandaşlarımızın bu kaynakları Türkiye’de değerlendirmeleri için her türlü ortam var ama ben rakam veremem. Çünkü sonuçta yurt dışında kaynak bulundurmak yasalarımıza göre bir haktır, bir tek şartla vergi yükümlülüklerini yerine getirmek koşuluyla. O yönde de zaten bizim çalışmalarımız var. Hiçbir şekilde şu anda içeriye dönük bir vergi yapılandırması, bir vergi affı gündemde değildir. Varlık Barışı gündeme geldiği zaman, onun içeriğinin nasıl olacağına ilişkin de tartışmalar yapıldı ama nihai karar olarak, bu düzenlemenin sadece yurt dışındaki kaynaklarla sınırlı tutulmasına karar verildi."
Düşük beyanda bulunanlara inceleme önümüzdeki ay
İthal araçlar konusundaki istismarların sorulması üzerine Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile bir protokol yaptıklarını ve bu kapsamda, ithal edilen araçların motor numarası bazında kendilerine bilgi aktarılmaya başlandığını, burada bir sorun olmadığını söyledi.
Şimşek, "Önümüzdeki ay itibariyle düşük beyanda bulunan mükelleflerin beyannamelerini incelemeye alıyoruz" dedi.
Daha önce de 300 bine yakın lüks araç satışını incelemeye aldıklarını aktaran Şimşek, bu yönde bir başarının söz konusu olduğunu da bildirdi.
"Önemli olan tüketici kredilerinin sınırlanması"
Kredi artış hızına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, burada kredilerin türüne göre bir ayrışmaya gitmenin doğru olacağını ifade etti. Yatırımlara yönelik ticari kredilerdeki artışın nispeten daha yüksek olabileceğini belirten Şimşek, "Genel olarak şu anda kredi hacmindeki artış yüzde 20 civarında. Bu yüksek bir rakam gibi görülebilir ama bu esas itibariyle proje kredisi, ticari kredi niteliğindeyse burada bir sıkıntı görmüyorum, hatta daha yüksek de olabilir. Burada önemli olan tüketici kredilerinin sınırlanmasıdır" diye konuştu.
Şimşek, bir soru üzerine son 8 yıl içinde Türkiye’de ortalama bir mükellefin yükümlülüklerini yerine getirmek için harcadığı zamanın 31 saat düştüğünü belirterek, "8 yıl önce bu süre 254 saatti, şimdi 224 saate düştü. bizim amacımız tabii bunu daha da düşürmek" dedi.
"Reklamlara 800 bin lira harcandı"
Bir gazetecinin, "Önceden Hazırlanmış Kira Beyanname Sistemine yönelik yürütülen kampanya çerçevesindeki reklamlara ne kadar para harcandı?" sorusuna da Şimşek, "Reklamlar için 800 bin lira civarında bir kaynak harcandı. Gördüğünüz gibi 800 bin liraya bu kadar önemli bir sistemi uygulamaya koymuşuz. O açıdan bence büyük bir başarı söz konusu" cevabını verdi.
Rotasyon
Maliye Bakan Şimşek, memurların rotasyonuna ilişkin bir soru üzerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bir çalışma ortaya koyduğunu, Maliye Bakanlığı olarak da kendilerinin düşüncelerini paylaştıklarını söyledi.
Bu ülkenin her metrekaresinde çalışmanın büyük bir onur olduğunu ve bunun böyle görülmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Kamu personelinin, ülkemizin herhangi bir yerinde çalışması için ilave bir ücret talebini doğru bulmuyoruz ama dediğim gibi çalışma yapılmıştır, biz de fikrimizi söyleriz. En sonunda da ortak akılla hareket ederiz" diye konuştu.