Epözdemir, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, vahşice işlendiğini belirttiği cinayet davası sürecinin son halkası olarak adli emanetteki eşyaları almaları için mahkemenin kendilerini çağırdığını söyledi.
Ceza yargılamasında süreç kesinleştikten sonra cinayet delili olarak adlandırılamayacak ölen kişinin eşyalarının tereke dosyası olarak sulh hukuk mahkemelerine gönderildiğini anlatan Epözdemir, "O da yasal mirasçıları çağırır ve eşyaları teslim eder. Ancak bu olayda gayet makul olarak aile gelemeyeceklerini ifade etti. Bunları aileye teslim etmek çok doğru olmaz. Ateş düştüğü yeri yakıyor'' diye konuştu.
Epözdemir, eşyaları teslim aldıklarını ancak aileye vermeyi düşünmediklerini dile getirerek, ''Acılı bir annenin yüreğinin bunu kaldırması kolay değil. Çok zor. Bir annenin, bir babanın böylesine hunharca ve vahşice bir cinayetten sonra buna katlanması çok zor, çok güç.
Biz eşyaları yıkayıp temizleyip kuvvetle muhtemel naaşının yanında bir yere gömmeyi düşünüyoruz. Aileden verilen talimat da öyle'' ifadelerini kullandı.
Mühürlü çuvalın içinde Münevver Karabulut'un olay günü üzerinde olan kıyafetleri, çantası, kartları, çizmelerinin, yani manevi mirası olarak addedilebilecek bütün eşyaların bulunduğunu aktaran Epözdemir, sürecin son halkası olarak bunları teslim aldıklarını kaydetti.
Olayın geçmişi
Bahçeşehir'de bir villada öldürülen Münevver Kurubulut'un parçalanmış cesedi, 3 Mart 2009'daEtiler'de bir çöp konteynerinde bulunmuştu. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de Münevver Karabulut'u öldürdüğü gerekçesiyle Cem Garipoğlu için 24 yıl, Garipoğlu'nun amcasıHayyam Garipoğlu ile diğer sanıklar Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt hakkında ''suçluyu kayırmak'' suçundan, anne Tülay Makbule Garipoğlu'na da ''suç delillerini gizlemek ve yok etmek'' suçundan 3'er yıl hapis cezası vermişti.
Cezaları onayan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Cem Garipoğlu'nun babası Mehmet Nida Garipoğlu'nun ''nitelikli adam öldürmek suçuna iştirak etmek'' suçundan beraatine ilişkin kararı ise sanığın ''suçluyu kayırmak'' suçundan cezalandırılması gerektiği görüşüyle bozmuştu. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Nida Garipoğlu'nu tekrar yargılayarak hakkında ''suçluyu kayırma'' suçunun oluştuğunu ancak suçun üst soy tarafından işlendiği için ceza verilmesine yer olmadığına karar vermişti. Yargıtay da bu kararı onamıştı.