Geçen yıl 27 Mayıs'ta Taksim Gezi Parkı'nda duvarın yıkılması ve ağaçların kesilmesiyle patlak veren Gezi Parkı olayları, Türkiye ve dünyada geniş tepkiye yol açmıştı. Olaylar devam ederken Taksim Gezi Parkı Platformu üyeleri, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'la görüşmüş ve taleplerini dile getirmişti. Ancak görüşmeden sonra olaylar daha da şiddetlenmişti. Başta Taksim olmak üzere İstanbul ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinde Twitter ve Facebook gibi sosyal medya siteleri üzerinde, "Gezi platformu', 'Taksim Gezi Parkı Platformu', 'Taksim Platformu' isimleri altında birleşen yüzlerce kişi aynı anda toplanmış ve eylem yapmıştı.
Haziran'dan sonra dernek kurmak isteyenler İl Dernekler Müdürlüğü'ne başvuru yaptığında 'Platform' ismini kullanamayacakları uyarısıyla karşılaştı. Konuyla ilgili bilgisine başvurulan İstanbul İl Dernekler Müdürlüğü'nden açıklama geldi. Vali Yardımcısı Günay Özdemir'in yazılı olarak yaptığı açıklamada, "5253 Sayılı Dernekler Kanunu'nun 4. maddesi (a) bendinde derneğin adı ve merkezinin tüzüğünde belirtilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Uygulama yeni olmayıp, Dernekler Dairesi Başkanlığı'nın 29.07.2013 tarihli yazıları ile dernek isimlerinin dernek tüzel kişiliği dışında farklı hukuki kişileri çağrıştıracak ve derneğin ismine amacını aşan anlamlar yüklenmesine sebep olacak(akademi, enstitü, oda, kurum, platform, konsey (v.b) kelimelerin kullanılmaması öngörülmüştür. Bu kapsamda kanunlarla kurulması öngörülen çeşitli tüzel kişiliklerin hukuki statüleri ile dernek tüzel kişiliğinin hukuki statüsünün birbirine karışmaması, toplumda bu şekilde oluşmuş veya oluşacak olan anlam ve algı karmaşasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Uygulama yeni olmayıp, Dernekler Dairesi Başkanlığı'nın 29.07.2013 tarihli yazıları ile dernek isimlerinin dernek tüzel kişiliği dışında farklı hukuki kişileri çağrıştıracak ve derneğin ismine amacını aşan anlamlar yüklenmesine sebep olacak(akademi, enstitü, oda, kurum, platform, konsey (v.b) kelimelerin kullanılmaması öngörülmüştür. Bu kapsamda kanunlarla kurulması öngörülen çeşitli tüzel kişiliklerin hukuki statüleri ile dernek tüzel kişiliğinin hukuki statüsünün birbirine karışmaması, toplumda bu şekilde oluşmuş veya oluşacak olan anlam ve algı karmaşasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır." ifadeleri kullanıldı.