"Paris, Gezi, Lice ve Yüksekova katliamları, Roboski kararı, siyasi operasyonlar, linç girişimleri" gibi süreci kesmeye yönelik çok ciddi provokasyonlar yaşandığını ve bunların hükümetin sorumluluğu altında geliştiğini ileri süren Buldan, "Hükümetin süreci ağırdan alan, seçime endeksli oyalamacı tutumu nedeniyle yeni sürecin demokratik yasal alanda bir yansıması olmadı. Bugün gelinen noktada süreç, çok ciddi risklerle karşı karşıyadır. Herkesin, en başta da hükümetin bu tehlikeyi görmesi gerekir" dedi.
Buldan, şöyle devam etti:
"8 Şubat'ta Sayın Öcalan'la gerçekleştirdiğimiz 16'ıncı görüşme, diğer 15 görüşmeden çok farklıydı. Görüşmemizde Sayın Öcalan, anlamlı, derin müzakerelere geçilmemesi durumunda sürece katkı sunma koşullarının ortadan kalkacağına dair çok ciddi tespit, değerlendirme ve uyarılar yapmıştır.
Sayın Öcalan ayrıca ayda bir ziyareti yeterli görmemektedir. Haftalık, hatta gerekirse günlük heyetlerin gelmesini talep etmektedir.
Öcalan'la devlet ve hükümet arasında herhangi bir anlaşmanın olmadığını herkes açık ve net bilmelidir. Bunu kendisi de açıkça ifade etmiş ve 'Süreç tek yanlı olarak bizim çabalarımızla ilerliyor. Herhangi bir anlaşma yoktur. Bu sürecin bundan sonra gidebilmesi için proje ortaya konulmalıdır' demiştir.
Ne yazık ki bu sürecin siyasi tarafı olan hükümetin tutumu, çözüm sürecinin önündeki en önemli engel olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hükümet, sürecin yasal statüye kavuşturulması, izleme kurullarının oluşturulması ve 8 komisyonla ilgili başlıkların müzakereye açılması konusunda hiçbir adım atmamıştır.
İmralı'da yürüyen görüşmelerin bir çerçeve sözleşmeye kavuşturulması gerekirdi. Bu sürecin en önemli ayağı yasal adımlardı. Gereken adımlar atılmadı.
CHP bu süreçte çözümün bir parçası olmak yerine neredeyse çözümün karşısında duran bir pozisyon almıştır."
Paralel devlet örgütlenmesine ilişkin tartışmalara değinen Buldan, Kürt sorunu çözülmeden paralel örgütlenmelerin tasfiye olamayacağını ileri sürdü.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de TBMM Başkanlığı'na, "Toplumsal Barış ve Müzakere Kanunu" adı altında yasa teklifi sunduklarını bildirdi.
Baluken, 12 maddeden oluşan teklifin, barış süreci için yasal zemin hazırladığını ifade etti. İdris Baluken, teklifin; müzakere süreciyle ilgili muhatapların belirlenmesini, barış sürecini izlemek ve arabulucuk yapmakla görevli yerli ya da yabancı gözlemci heyetinin oluşturulmasını, müzakere sürecinin temel ilkelerinin belirlenmesini, toplumsal barış ve müzakere bakanlığı kurulmasını, TBMM'de ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik komisyonu oluşturulmasını ve bu komisyonun görevlerini içerdiğini belirtti.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Buldan, dün Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve İçişleri bakanı Efkan Ala ile görüştüklerini; kaygılarını, öneri ve düşüncelerini ifade ettiklerini belirterek, "Kendileri de notlar aldılar. Konuyu değerlendirecek ve bir hafta 10 gün içinde yeniden görüşme yapabileceklerini söylediler" dedi.
Başka bir soruyu yanıtlayan İdris Baluken de CHP'nin, yasa tekliflerine destek vererek sürece dahil olma fırsatını değerlendirebileceğini ifade etti.