"Yakın bir alanda bildiğimiz ve kaçamak dediğimiz yer vardı. Hemen yönelip 30-40 işçi buraya girdik. Oradaki oksijen azalıp bazı arkadaşlarımız bayılmaya başlayınca oradan ayrıldım. Baygınlıktan yere düşüp ölen arkadaşlarım sebebiyle yürümek mümkün değildi. Arkadaşlarımın cesetleri üzerinden sürünerek daha önceden bildiğim 500 metre ilerideki oksijen tüplerinin bulunduğu alana yöneldim. Bazı arkadaşlarım can çekişiyordu.
Bir, iki kişiyi taşımayı denedim, başaramadım. Ardından 12 kilogram ağırlığındaki sanayi tipi oksjien tüpünün bulunduğu yere ulaşmayı başardım. Burada üç işçinin tüpü açıp oksijen aldığını gördüm. Beni de yanlarına aldılar. Oksijen tüpü ile hava alıp yaşam mücadalesi verirken, bir iki metre ilerimizde baygınlık geçiren bir arkadaşımızı gördük. Onları da yanımıza alarak hava almasını sağladık. Gördüğümüz bazı yarı baygın arkadaşlarımıza da hava vererek sürünmeye devam ettik. Oksijen tüpünü idareli kullanmaya çalışıyorduk."
Bir, iki kişiyi taşımayı denedim, başaramadım. Ardından 12 kilogram ağırlığındaki sanayi tipi oksjien tüpünün bulunduğu yere ulaşmayı başardım. Burada üç işçinin tüpü açıp oksijen aldığını gördüm. Beni de yanlarına aldılar. Oksijen tüpü ile hava alıp yaşam mücadalesi verirken, bir iki metre ilerimizde baygınlık geçiren bir arkadaşımızı gördük. Onları da yanımıza alarak hava almasını sağladık. Gördüğümüz bazı yarı baygın arkadaşlarımıza da hava vererek sürünmeye devam ettik. Oksijen tüpünü idareli kullanmaya çalışıyorduk."
8.5 SAATLİK MÜCADELE
Facianın başladığı andan itibaren yaklaşık 8.5 saat içeride kaldığını ve sürünerek dışarı çıkmayı başardıklarını söyleyen Dudu, "Enerji kaybetmemek ve çok oksijen harcamamak için dört kişi yavaş hareket ediyorduk. Daha sonra makinelerin çalışmasını sağlayan havalandırma borularını gördük. Onlardan delik açarak hava aldık. Sonra da temiz hava gelmeye başladı. Ardından kurtarma ekipleri bana ulaştı.
Beni sırtlarında yarı baygın vaziyette dışarı çıkarttılar, hastaneye götürüldüm. Benim olduğum gruptan sadece 4 kişi birlikte çıktık. Geride kalan arkadaşlarımın ne olduğunu bilmiyorum. Başka bir iş bulursam madene dönmem. Ama iş yok. Geri dönmek zorundayım. Yaşadığım o anları hayatım boyunca unutamam" diye konuştu.
Beni sırtlarında yarı baygın vaziyette dışarı çıkarttılar, hastaneye götürüldüm. Benim olduğum gruptan sadece 4 kişi birlikte çıktık. Geride kalan arkadaşlarımın ne olduğunu bilmiyorum. Başka bir iş bulursam madene dönmem. Ama iş yok. Geri dönmek zorundayım. Yaşadığım o anları hayatım boyunca unutamam" diye konuştu.
KURTARMA EKİPLERİ DE FENALAŞMIŞ
Ölüm ocağından kurtulan Arif Dudu’nun, aynı madende 5 yıldır birlikte çalıştığını ve olay anında dışarıda olduğunu söyleyen Baki Dudu, "Kardeşimin içeride olduğunu bildiğim için kurtarma ekipleri ile ben de girdim. Bazı ekiplerden fenalaşanlar oldu. Bazı işçilerin kurtarılmasına yardım ettim. Saatler geçip kardeşimi göremeyince çılgına dönecek gibi oldum. Yaklaşık 9 saat sonra bir kişinin sırtında kardeşimi görünce dünyalar benim oldu" dedi.
Anne Naciye Dudu, "Madende çalışan iki oğlumu Allah bize bağışladı. Çocuklarımın kurtulduğuna sevinemiyorum. Çünkü onca insan orada kaldı. Onca yetim çocuk var. Ben nasıl sevineyim" diye konuştu.