"ÜZÜLMEYİN"
Balıkesir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'nde basketbol antrenörü olarak görev yapan anne Yasemin Kocabıyık (37), "Hem arkadaşım, hem oyuncum, hem de oğlum" dediği Ata'sını kaybetmenin derin acısını yaşıyor. Hastalık sürecini ve yaşadıklarını anlatan Yasemin Kocabıyık'ın kulaklarında, annelik duygusunu ilk defa tattıran tek oğlunun en çok, "Anne yaa" diye serzenişleri hala kulaklarında yankılanıyor. Oğlunu ve hastalık sürecini anlatan Yasemin Kocabıyık, "Rahatsızlığa geçen sene yakalandı, 14 ay tedavi gördü. 17 Mayıs'ta beyninde tümör çıktı, iki tane ameliyat geçirdi, bir üçüncü ameliyat daha yapılıp beynine şant takıldı. O süreçten sonra ışın tedavisi görecekti. Ekim ayında kemoterapiye başladık, 12 kürdü. 9. kürden sonra Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde kötüleşmeye başladı. Tekrar filmler çekildi bu sefer beyinciğe sıçradı, metastaz yaptığını gördük. Işın ve kemoterapi tedavisine hiçbir cevap vermediğini söylediklerinde biz de tedaviyi kestik.
HİSSEDİYORSA DA BİZE HİSSETTİRMİYORDU
Beyincikteki tümörün büyüdüğünü, hızlı geliştiğini söyleyip cerrahi müdahale yapılamayacağını, ilaçların etkili olmadığını söyleyince tekrar bir yol izlemek için Bursa'ya gitmiştik, orada fenalaştı. Ondan sonraki süreçte yoğun bakıma yattı, 10 gün mücadele etti. Biz hep yanındaydık. Hastalığıyla ilgili hiç konuşmuyordu, belki de kendi içinde yaşıyordu bize belli etmiyordu. Normal hayatına devam ediyordu, eğitimine evde devam ettirdik, sosyal çevreden kopartmadık. Tümör olduğunu biliyordu ama sonuçlarının neler olduğunu bilmiyordu, hissediyorsa da bize hissettirmiyordu. Olgun bir çocuktu. Bizim üzüleceğimizi bildiği için bu konulara girmiyordu hiç. En son 'üzülmeyin' demişti" dedi.
"ONA HEP DAHA ÇOK SEVDİĞİMİ SÖYLEDİM"
Ata'daki ilk belirtinin kusmayla başladığını anlatan Yasemin Kocabıyık, "Evdeyken kusmaya başlamıştı, doktorumuza götürdük. O gün de süt dağıtımı vardı, zehirlenmeden mi acaba diye şüphelendik ama doktorumuz tarafından takip edildi, ilaç verildi. Kusmaları devam etti, sağ gözünün ağrıdığını söyledi. Göz doktoruna yönlendirildik, göz dibi libidosu çıktı. Beyin cerrahına gitmemiz söylendi, hastanede MR'lar çekildi ertesi gün bizi İstanbul'a sevk ettiler, Ata'nın ameliyatları Çapa'da oldu. Bedeni kuvvetliydi, iyi olacağını hissediyordu. Şant takıldıktan sonraki iki hafta içinde menenjite yakalandı. Bize her şeye hazırlıklı olun dediler, çok kötü bir süreçti. Ondan da kurtuldu, ama bu sefer kurtulamadı. Bursa Uludağ Üniversitesi yoğun bakımda vefat etti. Dolu dolu 14 ayımızı geçirdik onunla. Daha çok paylaştık, daha çok sevdiğimizi söyledik. Güzel günler geçirdik" diye konuştuk.
Baba Abdullah Kocabıyık, "Beyinciğe sıçradığını öğrendiğimizde, yapılacak bir şey olmadığını bize söylediler. İstanbul'da beyin cerrahı bir arkadaşımız ile görüştük. Nisan ayında kök hücre ile ilgili bir dernek kurmuşlar. Ata'nın filmlerini, tomografilerini incelediler, yapılacak bir şey kalmamışsa eğer kök hücre yapılabileceğini söylediler. "şeklinde konuştu.
HER 5 ÇOCUKTAN 3'ÜNDE GÖRÜLÜYOR
Göz dibi libidosu ile başlayan beyin tümörlerinin beyinciği ele geçiren kanser hastalığının günümüzde çocuk yaşlara indiği ve her 5 çocuktan 3'ünde bu hastalığın görüldüğü kaydedildi. Bursa'daki doktorlardan bu bilgiyi aldığını anlatan Yasemin Kocabıyık, "Bu artık çağımızın bir hastalığı olmuş. Bursa'ya gittiğimizde öğrendik; Her 5 çocuktan 3'ünde görülüyormuş bu rahatsızlık. Özellikle küçük yaş dönemine düşmüş. Daha önce 40 yaş üzerinde görülüyormuş. "Belli bir sebep yok" deniliyor. "Sebebi bulsak zaten hastalığı çözeceğiz" diyorlar. Genetik faktörler, çevresel etkiler, yenilen içilen yiyeceklerin genel olarak sağlıksız olmasının bu tür rahatsızlıklarda vücudu tetiklediğini söylediler" diyerek endişesini dile getirdi.
SAAT 09.05'TE ÖLDÜ
Biricik evladı Ata'nın basketbol antrenörlüğünü de yapan anne Yasemin Kocabıyık, "İyi bir sporcuydu, iyi bir yerlere geleceğine inanıyordum. Kendisi de hep basketbolcu olmak istiyordu. Antrenmanlara beraber gidiyorduk; Hem arkadaşımdı, hem oyuncum, hem oğlumdu" diyerek gözyaşı döktü.
Bu arada, ailesine göre Ata ile ilgili bir başka ilginç detay ölüm saatinde gizli. Büyük Önder Atatürk'ü çok sevdikleri için adını Ata, göbek adını da Atam koyduklarını anlatan baba Abdullah Kocabıyık, oğullarının ölüm saatinin de Atatürk gibi saat 09.05 olduğunu, bunun kendileri için bir teselli olduğunu söyledi. Abdullah Kocabıyık, "Ata'nın ismi Ata, göbek adı da Atam koymuştuk. Atatürk'ü çok sevdiğimiz için. Ata'yı da Atatürk'ü seven bir çocuk olarak yetişmesi için elimizden geleni yaptık. Ki hayatını kaybederken, yaşama gözlerini yumarken de saat dokuzu beş geçe vefat etti. Bu bizi aslında teselli ediyor, ayrıca bir mutluluk mu desek, ne desek bilmiyorum. Doktorlar 9'u 5 geçe öldü dediler. Biz herhalde moral vermek için böyle söylüyorlar dedik. Ama sonra ölüm raporunu gördüğümüzde ismi gibi kendisi de 09.05'te hayata gözlerini yummuş" dedi.
Balıkesir Zağnos Paşa Camide kılınan cenaze namazına Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü İlhan Aslan, İl Milli Eğitim Müdürü Sabri Caner, eski Belediye Başkanı Sami Gökdeniz, Ata'nın okul müdürü ve öğretmenleri ile ailesi ve diğer sevenleri katıldı.