Ala, AA'ya yaptığı açıklamada, olaya karışan saldırganlardan ikisinin Arnavut, birinin Kosova doğumlu olduğunu ve Arapça konuştuklarını ifade etti.
Öte yandan saldırganların, IŞİD veya El Kaide terör örgütü üyesi olabilecekleri bildirildi. Saldırganların, hedefinin tam olarak neresi olduğunun öğrenilemediği kaydedildi.
Niğde'deki güvenlik güçlerine saldırı
Dünkü saldırının ardından kaçan terörist, Ulukışla ilçesine bağlı Köşkönü köyünde yakalandı - Saldırganın köydeki seyyar ekmekçiden alışveriş yaptıktan sonra 50 dolar vermesinden şüphelenen köylüler tarafından yakalanarak, jandarmaya teslim edildiği öğrenildi
KÖYLÜLERE 50 DOLAR VERİNCE...
Edinilen bilgiye göre, Ulukışla ilçesine bağlı Köşkönü köyü camisi önünde aracıyla seyyar olarak ekmek satan esnaf, kendisinden alışveriş yaparak 50 dolar veren ve para üstünü almayan kişiden şüphelendi.
jandarmaya haber verdikten sonra bu sırada cami önünde bulunan köylülerle zanlıyı etkisiz hale getiren esnaf, köye gelen güvenlik güçlerine teröristi teslim etti.
Saldırganın sorgulanmak üzere Niğde'ye götürüldüğü öğrenildi.
Niğde'nin Ulukışla ilçesinde rutin uygulama sırasında durdurulan otomobildeki teröristlerin, güvenlik güçlerine uzun namlulu silahlarla ateş açması sonucu bir asker ve bir polis şehit olmuş, teröristler tarafından aracı gasbedilen bir kamyon sürücüsü de hayatını kaybetmişti. Çıkan çatışmada 2 terörist yaralı ele geçirilirken, bir terörist kaçmıştı.
SAĞLIK EKİPLERİNE KÖYLÜLER TESLİM ETMİŞ
Niğde'nin Ulukışla ilçesinde 2 güvenlik görevlisini şehit ederek bir kamyon şoförünü öldüren teröristlerden ikisinin, yaralı olarak kaçtıkları Eminlik köyünde kim olduklarını bilmeyen köylüler tarafından 112 sağlık istasyonuna götürüldükleri ortaya çıktı.
Eminlik köyü 112 Sağlık İstasyonu hizmetlisi Mahmut Yalçınkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün saat 11.45 gibi istasyona, "çatışma var vakaya çıkın" şeklinde anons geldiğini ve istasyondaki görevli ekibin olay yerine gittiğini söyledi.
Ekip gidince istasyonda kimsenin kalmadığını anlatan Yalçınkaya, "Bir tek ben kalmıştım. Saat 12.00 olduğu için ben de yemeğe gitmek için istasyonun yakınındaki evime gittim. Aradan on dakika geçti, dışarıdan sesler duymaya başladım. Dışarıya baktığımda o gün izinli olan ATT arkadaşımız Semih'i gördüm. Köylüler 'yaralılar var, yardım edin' diye Semih'i çağırmışlar. O arada ben de koştum, Terörist olduğunu sonradan öğrendiğimiz iki yaralıyı yarı baygın şekilde köylülerle birlikte sağlık istasyonuna taşıyarak ilk müdahalelerini yaptık."
- Üzerlerinde bomba varsa patlatırlar diye korkmuşlar
Teröristlerin gasp ettikleri kamyonu köyün biraz dışında durdurduklarını, direkt sağlık istasyonuna gelmediklerini ifade eden Yalçınkaya, şöyle devam etti:
"Eli silahlı, sakallı uzun saçlı iki kişiydiler. Terörist olduklarını bilmiyorduk. Yaralı gözüyle baktık. Hemen istasyona alıp müdahale edelim diye düşündük. Yaralıları bulundukları yerden getirdiğimizde yarı baygınlardı. İstasyona aldıktan sonra da silahlarını alıp, müdahale odasında bir köşeye bıraktık. Semih arkadaşımız serumlarını taktı, damar yollarını açtı. Ben biraz tereddütlü davrandım, üzerlerinde bomba varsa patlatırlar diye düşünerek çok fazla yanlarına girmek istemedim, tedirgin oldum. Bu arada polise jandarmaya da haber verdik, hepsinin haberi varmış ama çatışma olduğu için bize dönemiyorlarmış"
- Güvenlik güçleri sağlık çalışanlarının rehin alındıklarını zannetmişti
Teröristlerin arkasından polis, jandarma ve ambulansın geldiğini ancak istasyondaki görevlilerin rehin alındığını düşündükleri için içeriye giremediklerini sonradan öğrendiklerini belirten Yalçınkaya, "Biz teröristlerin silahlarını alıp ilk müdahalelerini yaptıktan sonra güvenlik güçlerini içeriye çağırdık. Zaten yarı baygınlardı silah sıkacak halleri yoktu. Yaralı teröristlerden birisi ATT arkadaşa problem yok anlamında 'no problem' demiş.
Zaten Türkçe konuşmuyorlardı. Yarım İngilizce, yarım Arapça konuşarak anlaşmaya çalıştık. O an birbirlerine bakarak 'sanki yolun sonuna geldik' der gibi bir işaret yaptılar. Bizimle birlikte birkaç köylü daha vardı müdahaleye yardımcı oldular. Onlar da başından tutuyordu. Bizi kesinlikle rehin almadılar, zaten rehin alacak halleri de yoktu. Belden aşağıları yaralıydı."
Zaten Türkçe konuşmuyorlardı. Yarım İngilizce, yarım Arapça konuşarak anlaşmaya çalıştık. O an birbirlerine bakarak 'sanki yolun sonuna geldik' der gibi bir işaret yaptılar. Bizimle birlikte birkaç köylü daha vardı müdahaleye yardımcı oldular. Onlar da başından tutuyordu. Bizi kesinlikle rehin almadılar, zaten rehin alacak halleri de yoktu. Belden aşağıları yaralıydı."
Teröristlere müdahale ederken iki şehit olduğundan habersiz olduklarını dile getiren Yalçınkaya "Bunların terörist olduğunu bilsek yine aynı müdahaleyi yapardık ama biraz korkardık. Ya da kapıları kitlerdik içerde kalırlardı" diye konuştu.