KCK açıklamasında çekilmenin durdurulmasına karşılık 'ateşkes' durumunun devam edeceği vurgulandı.
Cemil Bayık geçen hafta çekilmeyi durdurduklarını söylemişti. Ancak bu açıklama BDP tarafından 'resmi değil" denilerek yalanlanmıştı.
Bugün o 'resmi açıklama' geldi. KCK imzalı açıklamada Nevruz ile başlayan geri çekilmenin durdurulduğu duyuruldu.
CEMİL BAYIK BUNLARI DEMİŞTİ!
PKK lideri Cemil Bayık bir süredir savurduğu tehditlerini uygulamaya koyarak geçen hafta şu açıklamayı yapmıştı;
"Biz Türk devletine 1 Eylül'e kadar süre vermiştik. Şu ana kadar Türk devleti bir açıklama yapmış değil. Bunun anlamı sorunu çözmek istemeyişidir, savaşmak istemesidir. Biz buna karşı kendimizi savunacağız. Gerillayı durduruyoruz."
GERİ DÖNERİZ
"Eğer operasyon yapıldığını görürsek meşru müdafa hakkımızı kullanacağız. Eğer savaşı yaymak isterlerse Kuzey'den (Türkiye'den) çekilen grupları tekrar göndereceğiz."
ÖCALAN SERBEST BIRAKILSIN
Cemil Bayık, “İstikrar tüm halkların ihtiyacıdır. Eğer Ortadoğu’da istikrar istiyorlarsa, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerekecek” demişti.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, attıkları adımlar karşısında Türk hükümetinin sorumsuz davranması, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda adım atmaması nedeniyle geri çekilişi durdurduklarını açıkladı.
Açıklamada, “Çatışmasızlığı sağlamamızı, gerillayı geri çekme irademizi ve gerillanın önemli düzeyde Türkiye sınırları dışına çekilmesini önemsemeyen, buna doğru karşılık vermeyen, bu süreci bir oyalama ve bu temelde yerel seçimlere çatışmasızlık ortamında girerek bir seçim kazanma biçiminde ele alan AKP hükümeti bu durumun sorumlusudur” denildi.
ATEŞKES SÜRECEK FAKAT..
Kandil'den gelen açıklama 'çözüm sürecini' tehlikeye soksa da tamamen bitirmiş değil.
Zira açıklamada bir noktanın altı önemle çiziliyor.
PKK geri çekilmeyi durdursa da ateşkes sürecek, yani kanlı saldırılara yeniden başlanmayacak.
Açıklamadaki o kısım şöyle;
"Hareketimiz Önder Apo’nun Newroz’da ortaya koyduğu demokratikleşme projesine inanmaktadır. Türkiye halklarının kardeşliği, Kürt sorunun çözümü ve demokratik Ortadoğu birliği ancak bu yaklaşımla sağlanabilecektir. Bu konudaki anlayışını ve tutumunu sürdürmektedir.
Gerillanın geri çekilişinin durdurulması da bu projenin ciddiye alınması ve gereklerinin yapılması içindir.
*Gerillanın çekilişi durdurulurken ateşkes konumu korunacaktır. Ateşkes konumunda kalınması AKP’ye Önder Apo’nun projesi doğrultusunda adım atmasına fırsat vermek anlamına gelmektedir.
'BU KARARIN ALINMASININ TEK SORUMLUSU AKP'
Kandil'den gelen açıklamada PKK'nın çekilişini durdurmasının sorumlusu olarak Ankara işaret edildi. Açıklamada bölüm şöyle;
"Özgürlük Hareketimizin yönetimi ve yetkili organları, hükümetin atılan adımlar karşısında sorumsuz davranmasını, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda adım atmak bir yana dil ve yöntem konusunda bile eski hegemon zihniyet ve tutum içinde olmasını dikkate alarak, Türkiye sınırları içinde kalan gerillaların geri çekilişini durdurmuştur. AKP hükümetinin sorumsuz yaklaşımları ve atılan adımları anlamsız kılması karşısında gerilla güçlerinin çekilişinin durdurulması zorunlu hale gelmiştir.
AK PARTİ SEÇİM İÇİN KULLANDI
Çatışmasızlığı sağlamamızı, gerillayı geri çekme irademizi ve gerillanın önemli düzeyde Türkiye sınırları dışına çekilmesini önemsemeyen, buna doğru karşılık vermeyen, bu süreci bir oyalama ve bu temelde yerel seçimlere çatışmasızlık ortamında girerek bir seçim kazanma biçiminde ele alan AKP hükümeti bu durumun sorumlusudur. Hareketimizin bu kararı almasına neden olan AKP’nin sorumsuzca yaklaşımları ve çözüm konusunda hiçbir adım atmamasıdır. Gerillanın çekilme konusunda ikna olmasını sağlayan hiçbir adımın atılmaması gerillanın geri çekilme hareketini sürdürmesini sonlandıran temel etken olmuştur."
AÇIKLAMADAKİ APO BÖLÜMÜ
Kandil yönetimi sürecin devamını şantaja bağladığı bu açıklada Öcalan için de isteklerini sıraladı. Açıklamadaki bölüm şöyle;
"Bu süreci başlatan temel aktörün Önder Apo olduğu kabul edilmektedir. Ancak Önder Apo’nun böyle bir sürecin başarıyla sonuçlanması için yapması gereken çalışmalara imkan tanınmamıştır. Ortada yüz yıllık bir sorun varken sorunun bir tarafının temel aktörünün bu düzeyde tecrit altında tutulması, çalışmasının önünün açılmaması hükümetin bu süreç konusunda samimi olmadığının açık kanıtıdır. Başbakan ve hükümet her gün birçok toplantı yapar ve her gün değişik kesimlerden bin görüş alırken, Önder Apo’nun ayda bir iki saat görüşme yapması bu sürecin sağlıklı bir biçimde yürütülmediğini ve yürümediğini açıkça göstermektedir."